Elazığ’da 3 yıl ömür biçilen 1 çocuk annesi 38 yaşındaki Canan Varol, 5 yıl içerisinde 15 operasyon geçirerek yakalandığı 5 kanseri yendi ve 6’ncısı ile mücadele ediyor. Her yeni ilaçta yeni bir el işine başlayan Varol, kanserle yaşamayı öğrendiğini, hastalığını sevdiğini belirterek yüzünden gülücükleri eksik etmiyor.
1 çocuk annesi Canan Varol’a 6 yıl önce 4’üncü evre meme kanseri teşhisi kondu. Ardından hızlı bir şekilde bir göğsü alınan Varol, Medical Park Elazığ Hastanesi Onkoloji biriminde takibe alındı. Varol’da kanserli hücreler sırasıyla kafatası, akciğer, karaciğer ve omuriliğine sıçradı. Farklı hastanelerde doktorların 3 yıl ömür verdiği Varol, 5 sene içerisinde kemoterapi, radyoterapi ve 15 ameliyat geçirerek 5 kanseri de yendi. Adeta kanserle yaşamayı öğrenen, azmi ve neşesi ile herkese örnek olan Varol, şimdi ise kemik kanserini yenmek için mücadele veriyor.
Hastaneye nohut büyüklüğünde bir kitle ile gittiğini anlatan Canan Varol, “Rutin kontroller yapıldıktan sonra hocam bana göğüs ve koltuk altımın komple alınacağını söyledi. Bir tek o zaman çok zor durumda olduğumu hissettim. Göğsümün hepsi alınmasın dedim. Bir kadınsın ve zoruna gidiyor. Ama alınacaktı. Kanser son evrede olduğu için. Hızlı bir şekilde göğsüm alındı. Ondan sonra göğüsle bitti zannettim ama onkoloji birimine sevk edildim. Yine göğüstür diye geldim ama karaciğer ve lenflerde kanser varmış. En ağır ilaç ve ışınlarla adımı attım. 6 ay, 8 ay, 1 sene gider ve biter diye düşünürken bin kişi de bir görülen bir kanserle karşılaştım. Buna çapraz kanser diyorlar. Kafatasıma atladı. Kafatasımın o bölümü alındı. O ameliyatı oldum ve aradan 6 ay geçmeden akciğer kanseri oldum. Ağır bir ameliyat geçirdim. Daha sonra karaciğer kanseri devamı oldu. Onun da ameliyatlarını oldum. Şuanda kemik kanseriyle mücadele ediyorum. Tedavi görüyorum ve Allah’a sığınıyorum” dedi.
“Kanserle yaşamayı öğrendim”
Hastalığın adının ağır olduğunu aktaran Varol, “Duş etkisi yapıyor. Pimi çekilmiş bomba gibi düşüyor. Ama o hazım süreci var. Hazmettikten sonrası Allah’a sığındın mı geliyor. Bu hastalık benle gidecek. Yatmak yerine yapabilecekleri yapmak lazım. Onunla devamlı meşgul olmamak lazım. Tedavi ve ameliyatlarını olursun, gerisini Allah’a bırakırsın. Ölüm kanser gelince değil, ecel gelince olur. Bunu biliyorum ve öğrendim. 5 seneye 15 ameliyat sığdırdım. Benim için hiç problem değil, yine olurum. Ben tedavimi olurum, Rabbim nasibimi ne zaman bitirirse o zaman biter. Bu şekilde kanserle yaşamayı öğrendim. Ben hastalığımı seviyorum, çünkü özelim” diye konuştu.
Her yeni ilaçta, yeni bir el işi yapıyor
Hastalığının ağır dönemlerinin olduğunu anlatan Varol, “Kalkıp bir bardak su içecek durumum bile olmuyordu. Ben el işi yapmayı, hediye etmeyi, bir şeyler ortaya getirmeyi seviyorum. Geçen sene iğne oyası ve mutfak havlusu yaptım. Onlar İzmit’e gitti. Orada satıldı. Bir ara bez bebek yapmakla uğraştım. Onları Lösev'li çocuklara gönderdik. Şimdi ise oya ve fular yapıyorum. Ben her yeni ilaca başladığım zaman yeni bir el işi yapıyorum ki o ilacın yan etkisi ile kafam meşgul olmasın. Gerçekten de çok iyi geliyor. Hocalarımın desteği çok fazla. Medical Park Elazığ Hastanesi onkoloji hastalarına prenses gibi davranıyor. Ben bunu her yerde söylüyorum. Bu yaptığım ürünlerin bağış kısmı onda. Koordineleri o yapar. Buranın doktorları benim için çok özel. Ben de onlar için özelim ve bunu biliyorum” ifadelerini kullandı.
“Benim gibi olanların hepsi vefat etti”
Erken teşhisin çok önemli olduğunu ifade eden Varol, “Benim devrelerim ya öldüler ya da terhis oldu. Ben ise araftayım. Ne o tarafa gidiyorum ne de bu tarafa. İlk evrede yakalayanlar tedavilerini olup gittiler. Benim gibi olanların hepsi vefat etti. O seriden bir ben kaldım. Erken teşhis ve ertelememek çok önemli. Vücudunu tanımları çok önemli. Benim ilk teşhis koyulduğu zaman doktorum, kitlemin duvarın arkasında olduğunu ve görülme ihtimalinin olmadığını söyledi” dedi.
"Onu çok takdir ediyorum"
Canan Varol ile 6 ay önce tanıştıklarını ifade eden Piskiyatrist Zeynep Elyas ise, “Onla tanıştığımızda zaten hastalığının çok uzun bir süredir devam ettiği ve ne kadar mücadele ederek bugüne geldiğini görmek mümkündü. Ondan sonra birlikteliğimiz bu mücadeleyi, pes etmemeyi olumluya çevirebilir yönü oldu. Canan gerçekten çok az insanın yapabileceği şeyi yapıyor. O da kendisine sunulan hayat içerisinde seçemediği şeylere karşı seçebileceği uygun tutumlar geliştirebiliyor. Bu anlamda onu çok takdir ediyorum” diye konuştu.