İngiltere'de yayımlanan gazeteler, Gezi Parkı protestolarıyla ilgili haberlerinde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarını öne çıkarıyor.
Guardian gazetesi, Arınç'ın "kısmi özür" olarak nitelediği açıklamasının dokuz gündür devam eden gerilimi yatıştırmayı amaçladığını belirterek, "Ama bu açıklamanın göstericileri çapulcular ve marjinaller olarak niteleyen Başbakan'ın rızasıyla mı yapıldığı belli değil" diyor.
Aynı gazetede yer alan bir başka haberde, meydanlardaki öfkeye rağmen, Taksim'in hemen yanı başındaki Kasımpaşa'da, Başbakan Erdoğan'ın hala ülkede büyük bir dönüşüm yaratan lider olarak görüldüğü aktarılıyor. Habere göre, Kasımpaşa'da doğan Erdoğan'ın berberi ve semt sakinleri, Başbakan'ın ekonomik büyüme sağladığını, Türkiye'nin itibarını ve stratejik önemini artırdığını söylüyor ve "AKP, kolay yıkılamaz" diyor.
Financial Times gazetesinin muhabiri de AKP'nin yaklaşık yüzde 70 oya sahip olduğu Çankırı'dan benzer izlenimler aktarıyor.
Haberde buradakiler protestocuların aksine Erdoğan'ın baskıcı ve kendi dini inançlarını paylaşmayanlara karşı hoşgörüsüz olduğunu düşünmüyorlar. Aksine burada Erdoğan'ın göstericilerin muhalefet tarafından manipüle bir grup çapulcu olduğu yolundaki sözlerinin büyük ölçüde destek bulduğu kaydediliyor.
Türkiye'nin yakın bir zaman önce IMF'ye 23,5 milyar dolarlık borcunu kapattığı belirtilen haberde, adının Ayşe olduğunu söyleyen bir kadın, "10 yıl önce daha doğmamış çocukların bile borcu vardı" diyor.
‘Taksim Halk Cumhuriyeti’
Gazetenin İstanbul muhabiri de polis barikatı olmamasına gönderme yaparak Taksim Meydanı'nı "Taksim Halk Cumhuriyeti" olarak tanımlıyor ve meydandan izlenimler aktarıyor.
Hürriyet Daily News gazetesi yazarı Mustafa Akyol ve Brookings Enstitüsü'nden
Dr. H.A Hellyer'in ortak kaleme aldığı "Bahar değil, yenilenme" başlıklı makalede Türkiye'deki protestoların "demokratlığını gösterebilmesi açısından Erdoğan hükümeti için bir fırsat olduğu" belirtiliyor.
‘Protestolar AKP için bir şansa dönüşebilir’
Yazıda özetle şöyle deniyor:
"Tahrir değil, Taksim. Evet bugün Türkiye'de yaşanmakta olan bir çok şey, Mısır'daki ayaklanma sırasında olanlara benziyor; Polisin acımasızlığı karşısında yılmayan barışçıl göstericiler, protestocuların otoriteye hesap sorma hakkında ısrar etmesi, sosyal medyanın rolü ve bir konuya odaklı bir protestonun daha geniş bir huzursuzluğu yansıtması...
Protestoları, Arap Baharı'nın yeni bir halkası olarak nitelemek ne kadar cezbedici görünse de bu eylemler birçok açıdan farklı. Dahası AKP özen gösterirse bu durumdan kazançlı çıkabilir. Ama protestoların mesajını görmezden gelirse, Türk Baharı yakıştırması haklı çıkar"
Yazıda Arap Baharı'nda halkların demokratik meşruiyeti olmayan despot liderlere karşı ayaklandığı buradaki protestolar sonrasında binlerce kişinin öldüğü, Türkiye'nin ise onlarca yıllık demokrasi deneyimi olduğu, Erdoğan'ın oylarını her defasında artırarak üç özgür ve adil seçim kazanarak işbaşına geldiği belirtiliyor. Yazı şöyle devam ediyor:
"Bununla birlikte hükümetin son birkaç günden alacağı çok ders var. Seçim kazanmak, sağlıklı, çoğulcu bir demokrasinin işareti değildir. Sadece seçimleri kazanabileceğinizi gösteren bir şeydir. Ezici çoğunlukla seçim kazanan bir parti hala suistimale açıktır ve güçlü bir muhalefetin olmaması bunu kaçınılmaz kılar. Erdoğan'ın partisi büyük işler başardı ama eleştiriye karşı hoşgörüsüzlük, karşı görüştekilerin katılımının reddi ve protestoları dikkate almama eğilimi var."
‘Demokraside diktatörümüz var’
Independent'ın haberinde ise protestocuların Arınç'ın özrüne şüpheyle yaklaştıkları belirtiliyor. Bazı eylemcilere göre Erdoğan iyi polis, Arınç da kötü polisi oynuyor ve hükümet protestolara şaka gibi bakıyor. Bir protestocu, "Burası Orta Doğu'daki gibi değil, biz sistemi değiştirmek istemiyoruz. Buradaki sorun, demokrasiye rağmen bir diktatörümüzün olması" diyor.
Aynı gazetedeki başka bir yazıda da turistler için Türkiye'ye gitmenin ne kadar güvenli olduğu sorusuna yanıtlar veriliyor.
Protestoların Mısır'da Hüsnü Mübarek'i deviren ayaklanmaya benzediği ancak kontrolden çıkmasının beklenmediği belirtiliyor.
Haberde İngiliz Havayolları'nın İstanbul'a uçacak yolculara ay sonuna kadar biletlerini erteleme hakkı vereceği kaydediliyor.