Kıbrıs Türk Sanayi Odası, Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Kıbrıs Türk Otelciler Birliği, Genç İşadamları Derneği, Genç Profesyoneller, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği, Narenciye İhracatçı Birlikleri yayımladığı basın açıklaması ile 'iş insanlarını hedef gösteren' İsmet Akim'i kınadı.
Elektrik Kurumu başkanı Sn.İsmet Akim’in açıklamaları, Bakanlar Kurulu tarafından bir devlet kurumuna başkan olarak atanan bir kişiye yakışmayan niteliktedir. Demokratik bir ülkede fikir özgürlüğüne saygı duymayan ve eleştirileri hazmedebilecek olgunlukta olmayan bir kişinin, böylesine önemli bir kurumun başkanı olması Kıbrıs Türk’ünün saygınlığına zarar vermektedir.
Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar arasında barış müzakerelerinin ciddi bir şekilde sonuca ulaşabilecek kararlılıkta devam ettiği, dünya barış gününün kutlandığı bir günde, Sn.Akim bu ülkede yatırım yaparak istihdam sağlayan insanlara hakaret etmiş, propagandayla halkı iş insanlarımıza karşı kışkırtmaya çalışmıştır. Gerçeği yansıtmayan ve nefret dolu söylemleriyle iş insanlarını hedef gösteren ve toplumsal barışı bozmaya yönelik bu davranışları şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyoruz.
Son dönemlerde KIB-TEK’in sürdürülmesi imkansız ekonomik gerçekleri, vahşi tekelci yaklaşımı ve yanlış uygulamalarının yanı sıra sadece Sn.İsmet Akim'in söz, tavır ve uygulamalarından dolayı bile insanlar artık özelleştirmeyi savunmaktadır.
KIB-TEK Yönetim Kurulu başkanının kamuoyuna murakıptan onaylı mali tabloları, maliyet analizlerini, fuel oil alış ihalelerini ve fiyatlarının orijinallerini, AKSA'dan kaça elektrik alındığını, kablo ile elektrik, yenilenebilir enerji konusunda yatırımların neden yapılmadığını ve yapılmak istenmediğini, personel maaş ve diğer hakların neden diğer kamu görevlilerinin çok üzerinde olduğunu ve kurumla ilgili diğer kamuoyunun merak ettiği tüm konuların şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde belgeleriyle açıklamasını beklediğimiz bir ortamda, bu ülkede sermayesini ve geleceğini yatırım yaparak bu toprağa bağlanan insanlara saldırmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Kaldı ki KIB-TEK’le ilgili olarak özelleştirme ve özerkleştirme isteyen tüm insanlar bu soruların cevaplarını bilmek istemektedirler. Her fırsatta halkın olduğu iddia edilen bir kurumda bu sorulara neden cevap vermek yerine, bu soruyu soranlara hakaret edilmektedir?
Kurum başkanının tüketicilerinin önemli bir kısmını temsil edenlere hakaret etmesi, dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Vahşi tekel ve hakim konumunu kötüye kullanarak hakaret eden, zam tehdidi yapan,hesap vermeyen, astronomik maktu ücret talep eden, düzenli ödeyen müşterilerinden banka teminatı isteyen bir yaklaşım herkese zarar vermektedir.
Her başı sıkıştığında 1980’lerden kalma "sermaye-emek düşmanlığı" edebiyatı yaparak kamuoyunu yönlendirmeye çalışmak artık toplumda itibar görmemektedir. İş insanlarını ve üreticileri itibarsızlaştırmaya çalışmak, en çok bir araya gelmemiz gerektiği bir dönemde toplum arasında nifak tohumları ekmeye çalışmak, insanlarımız arasında ayrımcılık yapmak nasıl bir anlayışın üründür?
"Ekmek almaya gücü olmayan", "ekmek ile zeytini bir araya getiremeyen" gibi duygu sömürüsü yaparak asgari ücretli, işsiz ve emeklilerin iş insanlarının elektrik faturasını ödediğini iddia edilmesi dar gelirli insanlar üzerinden yapılan siyasetin en alçakçasıdır.
Tüm toplum Elektrik Kurumunun yanlış yönetiminden ve yapısal bozukluklardan kaynaklanan yüksek maliyetli elektriğinin bedelini ödemektedir. Bununla birlikte elektrik borcunu ödemeyen işletmelerin ve iş insanlarının elektriğinin kesilmesi gerektiğini ısrarla tekrar belirtmek istiyoruz. Kurum kendisine borcunu ödemeyen bu işletmeleri ve iş insanlarını kamuoyuna açıklayarak tüm iş insanlarımızı töhmet altında bırakmaktan da vazgeçmelidir.
Bu ülkenin ciddi yatırımlara ihtiyaç duyduğu, çözüm olması durumunda birlik içerisinde ve güçlü olunması gerektiği bir ortamda, kurumun iş insanlarından ortalama kullandığı elektriğin iki katı kadar banka teminat mektubu isteyerek, piyasadan 100 milyon TL'ye yakın parayı haraç olarak bloke etmekten vazgeçmesi gerekmektedir. Dünyanın neresinde bir kurum iki aylık oluşabilecek alacakları için müşterilerinden teminat istemektedir?
Türkiye gibi ülkelerdeki reel sektörlerin 17-20 kuruş arasında elektrik maliyeti bulunmaktadır. Ülkemizde sanayi, tarım, turizm, basın, yükseköğrenim sektörleri ise elektriği 40 kuruşa kullanmaktadır. Amansız ve haksız rekabete maruz kalan bu sektörlerimizin rekabet edebilirliklerini artırmak için Maliye Bakanlığından kws başında verilen 10 kuruşluk bir sübvanseye rağmen bu sektörlerin kullandıkları elektrik maliyeti TC’deki fiyatların %50 üzerindedir. Kaldı ki, dünyanın pek çok ülkesinde belli sektörler için elektrik girdileri devlet tarafından desteklenmektedir. Bunun “halk, fakir, fukara ödüyor” diye çarptırılması kabul edilebilir değildir.
Polemikler yaratarak KIBTEK'teki yanlış uygulamaları saklamaya çalışanların, kurum zarar ederken 130 kişiyi fırsat eşitliği, ihtiyaç ve teknik kriterler gözetmeden sınavsız ve adeta partizanca istihdam etmesi, zarar ederken lüks makam aracı almasını, yenilenebilir enerji yerine fuel oile dayalı santral yatırımları yapmasını kamuoyunun takdirine bırakıyoruz.
Gerçeği yansıtmayan ve bilimsel verilere dayanmayan maliyet açıklamalarıyla kafa karışıklığı yaratılmaktadır. “Elleri vatandaşın cebinde hala bağırıyorlar” gibi yalan açıklamalarla, halkın reel sektörün elektrik faturasını ödediği iddiasını çirkin bir şekilde ortaya atılmaktadır. 26 kuruşa santralden çıktığı iddia edilen elektriğin neredeyse iki katına nasıl 50.6 kuruş maliyetle satılmaya çalışılmaktadır? Personel reformu yerine 130 daha fazla personel alan, plansız-ileriyi öngöremeyen yatırımlar yapan, güneş verimi yüksek olan ülkemizde yenilenebilir enerji yerine halkı zehirleyen ithal fuel oile bağlı santral yatırımı yapan, petrol fiyatlarının tarihi düşüklüğüne rağmen fiyatların ciddi oranda arttığını iddia eden, arz güvenliği ve çift taraflı çalışabilecek TC’den kablo ile elektrik projesini hayata geçirmeyen, ihalelerde mahkemeye verilen, ihalesiz milyonlarca dolarlık alım yapan, Sayıştayı kurumdan kovma cesareti bulan bir kurum başkanını artık sorgulamamız gerekmektedir. Elektrik ve özel sektörde işletme tecrübesi olmayan kişilerin kamu iktisadi teşebbüslerinin yılda yarım milyar TL’den daha fazla cirosu olan bir kurumun başına atanmaları, tiyatrolar müdürlüğüne öğretmen atanmasından çok daha vahim olmakla birlikte, tüm toplumun pahalı elektriğe mahkum olmasına neden olmaktadır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur
Kıbrıs Türk Sanayi Odası
Kıbrıs Türk Ticaret Odası
Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği
Kıbrıs Türk Otelciler Birliği
Genç İşadamları Derneği
Genç Profesyoneller
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği
Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği
Narenciye İhracatçı Birlikleri