ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada ise bu iddialar yalanlandı ve Beyaz Saray'ın 'Gülen'in iadesiyle ilgili herhangi bir görüşme yapmadığını' söyledi.
NBC News haberinde, "ABD yönetimi Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yatıştırmak ve Suudi Arabistan hükümeti üzerindeki baskıyı da hafifletmek istiyor" dendi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise açıklamasında Kaşıkçı cinayeti ile Gülen'in durumunun birbirleriyle bağlantılı olmadığını ve ayrı tutulması gerektiğini ifade etti.
NBC News, haberini üst düzey iki ABD yetkilisine ve Beyaz Saray'ın talebinden haberdar olan iki kişiye dayandırdı.
NBC News'a konuşan kaynaklar bürokrasideki deneyimli bazı yetkililerin Beyaz Saray'ın taleplerine direndiklerini öne sürdü.
Haberde, Trump yönetiminden yetkililerin geçen ay federal soruşturma birimlerinden, Gülen'in iadesi için yasal yolların incelenmesi talebinde bulunduğu belirtildi.
NBC'ye konuşan dört kaynak, ABD yetkililerinin, FBI ve Amerikan Adalet Bakanlığı'ndan, Türkiye'nin Gülen için yaptığı iade talebi dosyasını yeniden açmalarını ve İç Güvenlik Bakanlığı'ndan da Gülen'in yasal statüsü hakkında bilgi istediğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Heather Nauert ise gazetecilere yaptığı açıklamada NBC'in haberini yalanladı.
Nauert, Türk hükümetinin Gülen'in iadesi için ABD'ye defalarca talepte bulunduğunu söyledi ve Türk hükümetinin sağladığı belgelerin Adalet Bakanlığı tarafından değerlendirildiğini ifade etti.
Kaşıkçı cinayeti ile Fethullah Gülen'in durumunun birbirleriyle bağlantılı meseleler olmadığını belirten Nauert bu konuda Beyaz Saray'la da görüştüğünü, Beyaz Saray'ın bu konuda Türklerle herhangi bir görüşme yapmadığını söyledi.
'Bürokratlar Beyaz Saray'a direndi'
Haberde, Beyaz Saray'ın özellikle, Gülen'in ABD'de ikamet edebilmesine olanak sağlayan yasal durumuna ilişkin ayrıntıları öğrenmek istediği bildirildi.
Bu talepten haberdar olan kaynaklar, Gülen'in Yeşil Kart'ı olduğunu söyledi.
Fethullah Gülen, 1990'ların sonundan bu yana ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşıyor.
NBC kaynakları ise bürokrasideki deneyimli bazı yetkililerin Beyaz Saray'ın bu taleplerine direndiklerini ve taleplerin sahiplerine geri adım attırdıklarını söyledi.
Önce talebi pek ciddiye almayan yetkililerin, yönetimin ciddi olduğunu anlayınca öfkelendikleri de yine NBC'nin haberinde yer alan ayrıntılar arasında.
Türk yetkili: Gülen'in iadesiyle Kaşıkçı dosyası arasında ilişki yok
NBC, Ulusal Güvenlik Konseyi ve FBI'ın konuyla ilgili yorum yapmayı reddettiğini; Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Bakanlığı'nın ise görüş taleplerine yanıt vermediğini yazdı.
Fethullah Gülen'in avukatı da yorum yapmayı reddetti.
Bir Türk yetkili ise Türkiye hükümetinin Kaşıkçı cinayetiyle ilgili kaygılarını Gülen'in iade davasıyla ilişkilendirmediklerini söyledi. Yetkili, "İkisi arasında kesinlikle bir bağ görmüyoruz. Gülen'in iadesi konusunda ABD tarafının harekete geçtiğini görmek istiyoruz. Kaşıkçı cinayetiyle ilgili soruşturmamıza da devam edeceğiz" dedi.
NBC'ye konuşan kaynakları, Türk yetkililer ile Trump yönetiminden yetkililerin Gülen'in iadesi mümkün olmazsa, doğrudan Türkiye'ye gönderilmesi yerine Güney Afrika'ya gönderilmesi seçeneğinin de görüşüldüğünü söyledi.
Gülen yapılanmasının ABD'deki vakfından açıklama
Kaynaklar, ABD'nin Gülen'i Güney Afrika'ya gönderebilmesi için yasal gerekçesinin bulunmadığını dolayısıyla kendi rızasıyla gitmediği sürece bu seçeneğin çok gerçekçi olmadığını ifade etti.
NBC'nin haberi üzerine açıklama yapan Gülen yapılanmasının ABD merkezli vakfı Alliance for Shared Values, Türk hükümetini 'Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini yasadışı talepleri için pazarlık kozu olarak kullanmakla' suçladı.
Vakfın açıklamasında, Türkiye'nin 'Gülen'in 15 Temmuz darbe girişiminin sorumlusu olduğu iddialarına ilişkin geçerli kanıtları ABD'ye sunmakta başarısız olduğu' belirtildi ve "Gülen'i Türkiye'ye göndermek ölümüne neden olur. ABD hükümetinin yargı sürecinin işleyebilmesi için yasaları ve anlaşmalarının tüm koşullarına bağlı kalmasını umuyor ve bekliyoruz" ifadeleri yer aldı.