"IISS Shangri-La Dialogue 2017" toplantısına katılmak üzere Singapur'da bulunan Mattis, burada yaptığı konuşmada, "Kuzey Kore'nin ABD'yi ve diğer ülkeleri tehdit eden nükleer füze geliştirme yönünde artan çabaları açık ve mevcut bir tehlike" ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin, Çin'in Kuzey Kore'nin nükleer silahlarından kurtulmak için ABD ve diğer ülkelerle çalışmaya yönelik yenilenmiş taahhüdünü cesaret verici bulduğunu ifade eden Mattis, aynı zamanda, Kuzey Kore'nin en yakın müttefiki Çin'in, eninde sonunda bunu bir yükümlülük olarak göreceğini düşündüğünü bildirdi.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IISS) tarafından desteklenen toplantıdaki konuşmasında Pekin yönetimini, Güney Çin Denizi'nde ihtilaflı bölgelerde yapay adaları "şüphe götürmeksizin askerileştirerek" uluslararası hukuku çiğnemekle eleştiren Mattis, Güney Çin Denizi'nde "statükoya yönelik tek taraflı, baskıcı değişiklikleri kabul edemeyiz, etmeyeceğiz" diye konuştu.
Öte yandan iki ülkenin karşılıklı fayda sağlamak için iş birliği yapabileceğini dile getiren Mattis, "Ortak amacımızın olduğu yerde Çin ile yakından çalışmayı taahhüt edeceğiz." dedi.
Mattis, kendisine yöneltilen, ABD'nin Güney Kore'yi önceden uyarmadan, Kuzey Kore'ye önleyici saldırı düzenleyip düzenlemeyeceğine ilişkin soruya, "Birleşmiş Milletlerin (BM) Kuzey Kore'nin faaliyetlerine yönelik kısıtlamaları ihlal eden bu nükleer silah yarışını önlemek adına tüm olası alternatifleri ortadan kaldırmak amacıyla ekonomik ve diplomatik açıdan çalışıyoruz. Bunu durdurmak istiyoruz. Bunu ivedi görüyoruz" yanıtını verdi.
Savunma Bakanı Mattis, hafta başında CBS televizyonuna yaptığı açıklamada, nükleer denemeleri ve uzun menzilli füze testleriyle, uluslararası toplumun tepkisini üzerine çeken Kuzey Kore ile yaşanan gerginliğin bir savaşa dönüşmesi halinde Kore Yarımadası ve çevresinde, ağır sivil kayıpların yaşanabileceği uyarısında bulunmuş, "Kuzey Kore'de yaşanabilecek bir savaş, muhtemelen birçoğumuzun hayatında tanık olmadığı kadar korkunç bir çatışma olur" ifadelerini kullanmıştı.