ABD Hava Kuvvetleri'ne bağlı iki savaş jeti, Kore yarımadası üzerinde askeri tatbikat düzenleyerek, gerçekleştirdiği nükleer denemelerle Batı'nın tepkisini çeken Kuzey Kore'ye gözdağı verdi. Tatbikatın B-1B Lancer tipi iki Amerikan savaş uçağı ile Güney Kore savaş jetleri tarafından ortaklaşa düzenlendiği açıklandı.
ABD'nin Pasifik Okyanusu'ndaki Guam adasında bulunan askeri üssünden gece yarısı başlatılan ortak tatbikata Japon askerlerinin de katıldığı ve tatbikatla ABD'nin bölgede güvenlik ve istikrarın korunmasına ilişkin NATO sorumluluklarını yerine getirdiği açıklandı.
Çin'den itidal çağrısı
Çin Dışişleri Bakanlığı ise taraflara çağrıda bulunarak Kuzey Kore'ye uygulanan baskılar konusunda soğukkanlı olmaya davet etti.
Bakanlıktan bir sözcü, düzenlenen olağan basın toplantısında, tüm tarafların birbirini provoke etmekten kaçınmaları gerektiğini belirtti.
Askeri seçenekler ele alındı
Askeri tatbikat yapılırken ABD Başkanı Donald Trump'ın da danışmanları ile Kuzey Kore konusundaki seçenekleri görüştüğü bildirildi. Savunma Bakanı James Mattis, ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford ve ulusal güvenlik yetkililerinin Trump'ı olası adımlar konusunda bilgilendirdiği öğrenildi.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, toplantıda Kuzey Kore'nin saldırgan tavrına karşı nasıl tepki verileceğinin ve Pyongyang'ın ABD ile müttefiklerini nükleer silahlarla tehdit etmekten nasıl vazgeçtirilebileceğinin ele alındığı da bildirildi ancak ayrıntı verilmedi.
Hackerler Kim Jong Un'u öldürme planını ele geçirdi
Bu arada Kuzey Koreli hackerlerin Güney Kore'nin gizli bazı askeri veri dosyalarını ele geçirdiği belirtildi. Güney Kore'de iktidarda bulunan Demokratik Parti milletvekili Rhee Çeol Hee, dosyalar arasında Güney Kore ile ABD askeri güçlerinin gerekli görülen bir durumda Kuzey Kore lideri Kim Jong-un'u etkisiz hale getirmek ve Kuzey Kore askeri tesisleri konusunda bilgilenmek üzere hazırladıkları öne sürülen gizli operasyon planının da bulunduğunu rapor etti.
Hacker saldırısının Eylül 2016'da düzenlendiği tahmin ediliyor. Saldırının Güney Kore makamlarının açıkladığından daha geniş çapta olabileceği öne sürülüyor.