Sudanlılar, ağır ekonomik krizden kurtulmak ve dış dünyaya açılmak için Sudan’ın “terörü destekleyen ülkeler” listesinden çıkmasının önemi üzerinde hemfikir olsa da ABD’nin Sudan’ı kara listeden çıkartmak için dayattığı İsrail'le normalleşme şartına karşı çıkıyor.
AA muhabiri, ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD'li terör kurbanlarına ve ailelerine tazminatlarını ödemesi durumunda Sudan'ın adını "terörü destekleyen ülkeler listesinden" çıkaracağı açıklaması ve aylardır kamuoyunu meşgul eden İsrail-Sudan normalleşmesiyle ilgili uzmanların görüş ve değerlendirmelerini aldı.
Sudan'ın İsrail-Filistin meselesine ilişkin yaklaşımını değiştirmemesi gerektiğini ve Trump yönetiminin aldığı kararın Sudan'ı ekonomik krizden kurtarmaya yetmeyeceğini belirten uzmanlar arasında, Sudan yönetiminin ABD ve İsrail basınında çıkan iddialar gibi normalleşmeyi kabul etmiş olsa dahi geçiş hükümeti olarak böyle bir karar almaya yetkisinin olmadığını savunanlar da var.
"TRUMP VE NETANYAHU'NUN SİYASİ HESAPLARI VAR"
Sudan Bahri Üniversitesi Siyaset ve Ekonomi Uzmanı Akademisyen Ebu’l Kasım Adem İbrahim, "Sudan’ın terör listesinden çıkartılması, ABD Başkanı Donald Trump’ın yaklaşan seçimlerde oylarını yükseltmek için tertiplediği bir siyasi oyun. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da seçmene oynuyor. Trump ABD’deki Yahudilerin oylarını da hesaba katıyor." dedi.
Sudan'ın hiçbir zaman teröre destek vermediğini, suçu olmadığı halde bu kartın Washington tarafından baskı unsuru olarak kullanıldığını vurgulayan İbrahim, "Sudan’ın adının terör listesinden çıkartılmasının İsrail ile normalleşme meselesiyle ilişkilendirilmesi mantıksız bir talep. Normalleşme konusunda iktidarın asker ve sivil kanadından farklı sesler yükseliyor. Halk ve iktidar kanadından bir kesim de ekonomik kriz nedeniyle İsrail ile normalleşmeyi bir kurtuluş olarak görüyor." ifadelerini kullandı.
Ağır ekonomik krizin yaşandığı, maaşların dahi ödenmekte güçlük çekildiği bir dönemde hükümetin bu parayı nereden bulduğunu merak ettiğini söyleyen İbrahim, tazminat miktarı ödenmesine rağmen Sudan’ın adının terörü destekleyen ülkeler listesinden çıkartılmayabileceğini iddia etti.
İbrahim, tazminatın ödenmesinin Sudan’ın yaklaşık 30 yıllık ambargo ve yaptırımlar nedeniyle ileride ABD’ye dava açmasına engel bir durum oluşturabileceğini de kaydetti.
“NORMALLEŞME İÇİN YANLIŞ BİR ZAMAN"
Nileyn Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammed Ahmed Abbas da "Normalleşme, ABD sözünü tutup Sudan’ın adını terör listesinden çıkartırsa, döviz girişi, dış dünyayla bağlantıların güçlendirilmesi, yatırım ve uluslararası desteğin gelmesi bakımından olumlu ancak İsrail hala yasa dışı yerleşim birimleri inşasını ve işgallerini sürdürüyor. Normalleşmenin Filistin davasına zarar vereceği ve Filistin devleti için olumsuz olacağına dair bir endişem var. " değerlendirmesinde bulundu.
Gazeteci Eymen Sincrab ise "Filistin halkı acı çekiyor. Tüm meseleleri farklı halkları etkileyen ihlaller üzerinden görmeliyiz. Haksızlığa zulme uğrayanlara destek vermeliyiz. Sudan kırılgan, hassas bir süreçten geçiyor. Bu kararın Sudan güçlü bir pozisyondayken gündeme getirilmesinin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Kesinlikle normalleşme için yanlış bir zaman. Gerçekleşse dahi Sudan'a fayda getirmez." diye konuştu.
KRİZLERİ BİTİRİR Mİ?
Normalleşmenin Trump ve danışmanı Jared Kushner tarafından Sudan’a dayatıldığına inandığını söyleyen Yazar ve Siyasi Analist Musa Hamid, "Trump’ın kararı Sudan’ı ekonomik krizden kurtarmaz. Bu çözüm değil. Sudan’ın normalleşmenin de ötesinde çok daha büyük desteğe ihtiyacı var. Halihazırda İsrail ile normalleşmenin Sudan’a faydası olmayacağı, ekonomik sıkıntıdan kurtarmayacağı kanaatindeyim." ifadelerini kullandı.
Yazar Muntasır İbrahim de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Sudan tamamen yeni bir döneme girdi. Bu, Sudan’ın çıkarları için farklı siyasi yönelimler ve dış politika izlemeyi gerektiriyor. Sudan reform sürecinde. Bölgesel ve uluslararası siyasi desteğe ihtiyacımız var. Eski Sudan artık mazide kaldı. Eskiden Sudan terör kelimesiyle birlikte anılırdı ancak şimdi hiçbir bağlantımız kalmadı. Tüm dünyayla iletişim kurmalıyız."
"Mevcut Sudan hükümetinin seçimle başa gelmediğini, bir geçiş hükümeti olması nedeniyle İsrail'le normalleşme kararı veremeyeceğin"i savunan Gazeteci Osman Esbat da Sudan hükümetinin ciddi görüşmelerle baskı kurup şartlarını dayatarak bu meseleden çıkar sağlayabileceğini kaydetti.
SUDAN ABD'NİN TALEP ETTİĞİ TAZMİNATI ÖDEDİ, SIRA WASHİNGTON YÖNETİMİNDE
Trump, dün Twitter hesabından, Sudan'ın ABD'li terör kurbanlarına ve ailelerine 335 milyon dolar tazminat ödeyeceğini duyurmuştu. Trump, bu yapıldığında Sudan'ı "terörü destekleyen ülkeler" listesinden çıkaracağını vurgulamıştı.
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk da devlet televizyonunda yayımlanan konuşmasında, ABD'li terör kurbanları ve aileleri için Washington yönetiminin talep ettiği 10 milyar doları aşkın tazminatın bir yıldır yürütülen müzakereler sonucu birkaç yüz milyon dolara düşürüldüğünü ve dün itibarıyla yatırıldığını bildirmişti.
İSRAİL VE ABD BASINI SUDAN'IN "NORMALLEŞMEYİ" KABUL ETTİĞİNİ İLERİ SÜRDÜ
İsrail basınında, Trump'ın Sudan'ı "teröre destek veren" ülkeler listesinden çıkaracağını açıkladığı kararın, İsrail ile Sudan arasında ilişkilerin normalleştirilmesine önayak olacağı iddia edilmişti.
Basında ayrıca, Sudan'ın Tel Aviv ile ilişkileri normalleştirmesi karşılığında ABD'nin Hartum'u "teröre destek veren" ülkeler listesinden çıkarmayı önerdiği yazılmıştı.
Sudanlı ve ABD'li yetkililer geçen ay Abu Dabi'de gerçekleştirdikleri toplantıda Hartum'un İsrail ile ilişkileri normalleştirmesi konusunu görüşmüş ancak bir sonuç alınamamıştı.
İsrail ve Amerikan basınında çıkan haberlere göre, Hartum, Sudan'ın "terör listesinden" çıkarılması durumunda Tel Aviv ile ilişkilerini normalleştirmeyi kabul etti ve ABD'den milyarlarca dolar yardım aldı.
Aynı medya organlarında ABD ve Sudanlı yetkililerin çok kısa bir süre içerisinde normalleşmenin gerçekleştiğini duyuracağı iddia edildi.
ABD'NİN KARA LİSTEYE ALDIĞI SUDAN 27 YILDIR AMBARGO VE YAPTIRIMLARLA KARŞI KARŞIYA
ABD, El Kaide terör örgütü lideri Usame bin Ladin’e 1991-1996 yıllarında kucak açtığı için terör gruplarına destek verdiği gerekçesiyle “kara listeye” dahil ettiği Sudan’a 1997’de ekonomik yaptırım uygulamaya başlamış, Kenya ve Tanzanya’daki büyükelçiliklerine düzenlenen saldırılar sonrası bunları daha da ağırlaştırmıştı.
ABD Yüksek Mahkemesi, 18 Mayıs’ta Sudan hükümetinin, 1998'de ABD'nin Kenya ve Tanzanya'daki büyükelçiliklerine düzenlenen terör saldırılarının kurbanlarına ve yakınlarına 10 milyar dolardan fazla tazminat ödemesini kararlaştırmıştı. Müzakereler sonucu bu rakam 335 milyon dolara kadar düşürülmüştü.
El-Kaide'nin bombalı saldırılarında 224 kişi yaşamını yitirmiş, binlerce kişi yaralanmıştı. Olayın ardından birçok kurban ve yakını ABD'deki eyalet ve federal mahkemelere başvurarak saldırılardan dolayı Sudan hükümetini suçlamış ve tazminat talep etmişti.
ABD mahkemeleri, daha önce görülen davalarda, söz konusu saldırılarda Sudan'ın terör örgütü El Kaide ve örgüt lideri Usame Bin Ladin'e yardım ettiğine hükmetmişti.