CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin ‘Türkiye’ye hibe ettiğini’ söylediği VIP donanımlı Boeing 747-8 tipi özel uçakla ilgili önemli iddialarda bulundu. Uçağın, Cumhurbaşkanı'nın açıklamasının aksine bağış olduğunu düşünmediğini, satın alındığına inandığını kaydeden Şener, "Türkiye’de demokratik bir ortam olsa bu ister bağış olsun ister satın olma olsun bu kriz ortamında 10 tane hükümeti devirirdi ama Türkiye’de demokratik bir ortam yoktur" dedi.
Türkiye’ye eylül ayında geldiği söylenen uçağın Sabiha Gökçen Havaalanı'ndaki hangarda ağustos ayında göründüğünü ifade eden Şener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 23-27 Eylül'de yapılacak Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'na bu uçakla gidebileceği mesajıyla ilgili olarak, “Daha ilk görüşmeler sırasında BM’ye, ABD’ye uçacağını ve bütün yapılması gereken tadilatlar, alımlar falan dahil yetiştirilmesini istemişti. Ona yetiştirmek için harıl harıl zaten çalışılıyordu” diye konuştu.
Şener, Meclis’te ekim ayında başlayacak bütçe maratonunda söz konusu uçakla ilgili bilgilerin yer alıp almayacağına ilişkin soruya da, “ Gelecek bütçede ismen bu uçağın bağış elde edildiğine dair bir kalemi görmeyebiliriz” yanıtını verdi. Bütçelerin prensip itibariyle geçmiş bir yıla ait hesaplar olmadığını da ifade eden Şener, Cumhurbaşkanı'nın sadece devlet bütçesi kullanmadığına da işaret etti.
"Bütçede, bu uçağın bağışla elde edildiğine dair bir kalem görmeyebiliriz"
Eski Maliye Bakanı Şener, Katar'dan 'hibe edilen' uçak ve ekim ayında başlayacak bütçe mesaisine dair T24'e şu değerlendirmelerde bulundu:
-Bütçeler prensip itibariyle geçmiş bir yıla ait hesaplar değildir. 2019 yılı bütçe rakamları arasında görülebilecek bir kalem değildir. 2019’un bütçesi görüşülürken Meclis’te 2018 yılının da kesin hesap yasası görüşülüyor. Gerek kesin hesap yasasında gerekse bütçelerde Meclis’e gelen metinlerde ayrıntıları görmek imkan dahilinde olmuyor. Genel hesap adı altına yerleştiriliyor. Dolayısıyla ismen bu uçağın bağış elde edildiğine dair bir kalemi görmeyebiliriz.
"Hediye olmadığı kanaatindeyim"
-Ancak, İsviçre’den bu uçakla ilgili satış işlemleri yapılmıştır. Dolayısıyla satış yapıldığı anlaşılıyor. Ben hediye olmadığı kanaatindeyim. Kamuoyuna yansıdıktan sonra durumu kurtarmak için hediye lafının yayıldığını düşünüyorum. Basında uçağın Eylül ayında geldiği gibi konuşmalar var. Halbuki Sabiha Gökçen Havaalanı'nda o uçak Ağustos ayı içerisinde hangarda görünüyor. Geliş tarihi Eylül değil verilen tarihten aşağı yukarı bir ay önce o uçağı almışlar ve Sabiha Gökçen Havaalanı'nda tutuyorlar. Tutma değil bu aynı zamanda 50 milyon dolarlık bir takım tadilatlar isteyen bir uçak.
“Önümüzde BM toplantısı var, uçağı yetiştirmek için harıl harıl çalışılıyordu”
-Bu kriz ortamında 400 milyon dolarlık bir uçak alınıyor ve bu uçağa 50 milyon dolarlık bakım onarım tadilat yapılıyor. Niye yapılıyor, daha ilk uçağın görüşmeleri sırasında BM’ye, ABD’ye uçacağını ve bütün yapılması gereken tadilatlar, alımlar falan dahil yetiştirilmesini istemişti. Ona yetiştirmek için harıl harıl zaten çalışılıyordu. Birdenbire böyle bir uçağın varlığından haberdar olununca bunu ilk kez CHP’li Gamze Taşçıer bir soru önergesi neticesinde gündeme düşürünce hemen başlayan yandaş basın olmak üzere tevil etmek için çaba harcarken bir bağıştır dendi. Arkasından şahsi değil devlete bağış şeklinde devam edildi ama 400 milyon dolarlık bir bağış olmaz.
-Nereye bağışlıyorsunuz, Devlete bağışlıyorsunuz ama cumhurbaşkanının uçak filosuna yapılan bir bağış, yine şahsileştirilmiş bir bağıştır. Vatandaşın kullanacağı Türk Hava Yolları'nın (THY) filosuna giren bir uçak değil. Cumhurbaşkanlığı uçak filosuna dahil edilecek bir uçak olarak verilmiştir. Bence satın alınmıştır. Bağış diyorlarsa da yine özel kullanım yeri bellidir, şahsileştirilmiş bir bağıştır, bu Cumhurbaşkanı'nın kullanımına tahsil edilmiş bir bağıştır. Bu satın almaktan daha zararlı, daha tehlikeli bir durum demektir. Siz bu kadar yüksek bir bağışı kabul edemezsiniz. Bu kadar yüksek şahsileştirilmiş bir bağışı kabul edemezsiniz. Siyasi etik kurlarına da değişik ülkelerde var olan siyasi etik yasalarına da aykırıdır. Bu kadar yüksek bağışlar her zaman siyasi ahlaka aykırı görülmüştür siyasetçilerin ülke menfaatlerini, davranışlarını bozacak nitelikte görülmüştür. Böylesine bağışlar kabul eden siyasetçilerin ülke çıkarlarına göre değil şahsi çıkarlarına göre dış politika uygulayacakları çok kesindir, yaygındır.
-Türkiye’de demokratik bir ortam olsa bu ister bağış olsun ister satın olma olsun bu kriz ortamında 10 tane hükümeti devirirdi ama Türkiye’de demokratik bir ortam yoktur.
"Şahsi paranızı, bu kadar harcadığınızda dikkat çeker ama örtülü ödenekte bu sorgulanmaz"
(Uçak satın alındıysa parası örtülü ödenekten mi ya da hangi bütçeden karşılanmıştır sorusuna) Örtülü ödeneği çok fazla kullanıyor. Geçen seneki örtülü ödenek 3 milyar Türk lirasını aşmıştı. Doları 3 liradan sayarsanız 2017 yılından bahsediyoruz. Demek ki, 1 milyar dolar civarında 2017 yılında örtülü ödenekten para kullanılmış. Bu örtülü ödenekten yapılan harcamaların hiçbirinin ne olduğunu kimse bilinmez, nereye harcandığı bilinmez, cebine koyduysa bilinmez.
Şahsi paranızı, kişisel paranızı bu kadar harcadığınız zaman dikkati çeker, bunu nereden aldın diye sorarlar. Ama örtülü ödenek böyle bir sorgulamanı da olmadığı, bununla ilgili harcamaların korunmasının gerekmediği ödemedir, harcamadır. Her ay harcamayı yapan başbakan, şimdiki cumhurbaşkanı, örtülü ödenekten şu kadar harcama yapılmıştır der. Tutanak ifadesi budur, altını imzalar yani harcamayı yapan harcamanın yerine yapıldığını ifade eden tutanak hazırlar ve altına imza atar ve bütün harcama tutanaklarını imha ederler o resmi geçerli belge haline gelir. Örtülü ödeneğin nereye harcandığını söylemek de suçtur. Onun için şahsi paranızdan kolaydır diyorum. Cumhurbaşkanı sadece devlet bütçesini kullanmıyor ki.