Acaba Ben De Mi Covıd-19 Oldum?

Vaka sayılarının artması ve etrafımızdaki COVID-19 halkasının giderek daralması, çoğumuzda "takıntı benzeri" gelişmelere yol açtı.

Herhangi bir yerinde en ufak bir ağrı hisseden, hafif de olsa yorgunluk ve halsizlikten yakınan, ateş, terleme ve benzeri şikâyetleri olan herkesin aklına hemen ve anında “Acaba COVID-19 hastası mı oldum?” sorusu geliveriyor. Haksızlar mı? Hayır! Görünen o ki günün birinde bu tatsız hastalığa herkesin yakalanması mümkün. Peki, hangi verilerin varlığında biz COVID-19’dan daha çok kuşkulanmalıyız? Ve ne zaman “acil durum” ilan edip COVID-19 testi yaptırmalıyız? Merak ettiğinizi çok iyi biliyorum, gecikmeden buyurun...

İYİ BİLGİ
COVID-19 İLE 7 SEMPTOM GRUBU

Viyana Üniversitesi’nde yapılan bir COVID-19 araştırması bu hastalıkla ilgili 7 farklı semptom grubunun olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, bilimsel verileri esas alarak COVID-19’da ortaya çıkan, birbirleriyle yakından alakalı belirtileri 7 ayrı grupta topladı. Bu araştırmada ortaya çıkan o  7 ayrı semptom grubunda şunlar var:

1. GRİBAL BELİRTİLER: Ateş, bazen ateşe eşlik eden üşüme ve titremeler, halsizlik ve yorgunluk hali, öksürük nöbetleri.

2. NEZLE İŞARETLERİ: Burun akıntısı, hapşırma, boğazda kuruma ve burun tıkanıklığı.

3. AĞRILAR: Özellikle eklem ve kaslarda yoğunlaşan ciddi ve can sıkıcı ağrılar. Bu ağrılara bazen baş ağrıları da eşlik edebiliyor.

4. İLTİHAP İŞARETLERİ: Gözde kızarma ve sulanma. Ağız ve boğaz mukozasında iltihaplanma belirtileri.

5. AKCİĞER RAHATSIZLIKLARI: Öksürük, balgam ve nefes darlığı çok önemli ve uyarıcı işaretler.

6. MİDE/BAĞIRSAK PROBLEMLERİ: Bulantı, karın ağrısı ve ishal de önemli belirtiler.

7. DUYUSAL KAYIPLAR: Tat ve koku alma duyusunun kaybı, özellikle gençlerde daha sık görülüyor.

HABERE GİT: YEDİ FARKLI SEMPTOM GRUBU OLDUĞU BELİRLENDİ

HAFTANIN SORUSU
HASTALANINCA NE YAPACAĞIZ

SİZ de mutlaka farkında olmalısınız, etrafımızdaki “COVID-19 çemberi” her geçen gün biraz daha daralıyor. Neredeyse her sabaha tanıdık bir arkadaş, eş, dost, akrabanın da bu riskli hastalığa yakalandığını duyarak uyanıyoruz. Ve işte bu nedenle bu aşamada en önemli işlerimizden birinin de bu belalı virüse nasıl yakalanmayacağımızı bilmemiz kadar, yakalanırsak ne yapacağımızı öğrenmemiz olduğu kesindir. Bu yazıda, çok da detaya girmeden virüsle enfekte olduğunuz anlaşıldığında evinizde neleri yapmanız ya da yapmamanız, size önerilen tıbbi tedavi dışında nelerden faydalanmanız gerektiğini özetlemeye çalıştım. Umarım faydalı olur.

İLK BEŞ
EV İZOLASYONU BAŞLASIN

1. Alacağınız ilk önlem, hem kendi sağlığınız hem de başkalarını korumak için hemen, acilen “ev izolasyonuna girmek” olmalı. Kendinizi ne kadar iyi hissederseniz hissedin, hiçbir belirti olmasa da 14 gün boyuncu kişisel bir izolasyon süreci uygulamanız lazım.

2. Evde ailenizle birlikteyseniz onları koruma konusunda da maksimum özeni gösterin. Evinizde de dezenfeksiyon kurallarına uyun, maskenizi kullanın.

3. Bilimsel veriler, özellikle çocuklar, gençler ve sağlıklı yetişkinlerin sadece dinlenme, doğru beslenme, yeterince su içme ve basit reçetesiz ilaçlarla da (ağrı kesiciler, ateş düşürücüler) hastalığı atlatabileceklerini gösteriyor. Bu nedenle de çoğu zaman hastanede yatmak yerine ev istirahati yeterli oluyor.

4. Eğer evinizde tedavideyseniz ve size önerilen reçeteli ilaçlarla rahatsanız; öksürük, nefes darlığı, ateş gibi sorunlarınız yoksa hastaneye gitmeniz gerekmiyor.

5. Düzenli su tüketimi alabileceğiniz en etkili önlemlerden biri. Beslenme ve uykunuza da maksimum özeni göstermeniz vazgeçilmez ayrıntılar.

İKİNCİ BEŞ
ATEŞİNİZ ÇIKARSA…

1. Eğer ateşiniz çıkarsa (38 dereceyi geçerse) öncelikle parasetamol içeren ilaçları tercih edin. İbuprofen ve benzeri ilaçlardan uzak durun.

2. Eğer bilinen bir kronik hastalığınız varsa (KOAH, şeker hastalığı, organ yetmezliği, obezite, kanser), eğer yaşlı ve düşkün biriyseniz, eğer bağışıklık sistemini baskılayan herhangi bir ilaç (kortizol, kemoterapi ilaçları) kullanıyorsanız lütfen daha dikkatli olun. Hekiminiz ve hastanenizle temasınızı asla kesmeyin. Oluşabilecek her türlü yeni belirtide (özellikle öksürük ve nefes darlığı) onları süratle bilgilendirin.

3. Kan sulandırıcı ilaçlar konusuna gelince... Bu grupta yer alan ilaçlardan herhangi birinin kullanımına siz değil, sadece doktorunuz karar vermeli.

4. İstirahat ettiğiniz odanın yeterince nemli olup olmadığı da önemli bir ayrıntı. Kuru ortam, belirtileri hızlandırıp iyileşmeyi geciktirebiliyor. Ev işi basit çözümlerden de istifade etmeniz mümkün ama sizi izleyen ekip tarafından önerilen ilaçları tavsiye edilen süre ve dozlarda dikkatle kullanmanız en önemli ayrıntıdır.

5. Takviyelere yani doğal desteklere gelince: Tabii ki D ve C vitaminleri ilk akla gelenler olmalı. Diğerleri ve detayları için yandaki kutuya geçebilirsiniz.

OKUR SORULARI
EVDEYİM, HASTAYIM TAKVİYE KULLANMALI MIYIM

D VİTAMİNİ takviyesi en önemlisi ve en faydalı olanıdır. D vitamini seviyeniz yeterliyse günde 1000 ünite kâfidir. Yetersiz olduğunu düşünüyorsanız dozu günde 5000 üniteye kadar yükseltebilirsiniz. C VİTAMİNİ takviyesi de düşünülebilir. Günlük doz 1000-2000 miligram civarında tutulabilir. Günlük dozu ikiye bölerek almanızı tavsiye ederim.

ÇİNKO PASTİLLERİNİN de işe yarayabileceğini düşünüyor ve öneriyorum. Kullandığınız pastilin çinko asetat içermesi çok önemli bir ayrıntı. Destek olarak AFRİKA SARDUNYASI ailesinden bir bitki türü olan pelargonium sidoides özlerinden (damla formu tavsiye ediliyor) KARA MÜRVER (sambucus nigra) özütlerinden (şurup formları öneriliyor), BETA GLUKAN tabletlerinden, EKİNEZYA desteklerinden de istifade etmeniz mümkündür.

NEDEN BAZILARI ASEMPTOMATİK DE DİĞERLERİ SEMPTOMATİK

COVID-19 hastalığına yakalanmanız için sadece virüsü kapmanız yeterli değil. Virüsü kapıp hasta olmayanlar da (asemptomatikler), hastalanıp hastalığı hayati tehlike düzeyinde yaşayanlar da var. Peki bu iki uç arasındaki git gelleri belirleyenler neler?

1. VİRÜS YÜKÜNÜZ: Aldığınız virüs yükü çok ama çok önemli bir belirleyicidir. Virüs yükünüz ne kadar fazlaysa taşıyıcı/asemptomatik değil de hasta/vaka olma ihtimaliniz o kadar yüksek, hastalığı ağır geçirme ihtimaliniz o kadar ciddidir.

2. YAŞINIZ, SAĞLIK DURUMUNUZ: Yaşınız ve genel sağlık durumunuz da mühim birer ayrıntıdır. Yaşlıların, düşkünlerin, kronik ve ağır hastalığı olanların çoğu asemptomatik değil semptomatik oluyor. Dahası süratle hastalanıyor ve hastalığı zor atlatıyor.

3. ERKEN TEŞHİS ÖNEMLİ: Erken teşhis ve hızlı/etkin tedavi desteği de önemli faktörler. Teşhis ne kadar erken konmuş ve destek tedavisine ne kadar süratle başlanmışsa süreç o ölçüde sıradanlaşıyor, hastalık olsa bile daha kolay atlatılıyor.

4. BAĞIŞIKLIK GÜCÜ: En önemli belirleyicinin ise bağışıklık gücü olduğu kesin. Güçlü bir bağışıklık sistemi, sizi taşıyıcı/asemptomatik ama hasta olmayan biri yapabiliyor. Tersi de doğru: Bağışıklığı zayıf olanların hastalanma ve hastalığı ağır geçirme ihtimali daha fazla.

HASTAYIM NASIL BESLENMELİYİM

- Önceliğiniz düzenli ve güvenli su tüketimi olsun.

- İmkânlarınız ölçüsünde protein zengini besinlere (bakliyat, süt-et ürünleri, yumurta) ağırlık vermeye çalışın.

- Seçimlerinizde sülfür zengini gıdalara (lahana, karnabahar, turp, sarımsak, soğan), koyu renklilere (mor lahana, siyah fasulye ve mercimek, mor/siyah turp veya havuç) öncelik vermeye gayret edin.

- Sofranızda köklü sebzeler (pancar, yer elması, kereviz, pırasa, havuç) daha sık ve bol yer alsın.

- Sadece bedeninizi değil ruhunuzu da beslemeyi ihmal etmeyin. Telaşlanmayın, üzülmeyin, endişelenmeyin, korkuya kapılmayın. Olumlu ve iyi/güzel şeyler düşünün.