Son iki yazımı sunulmaya çalışılan ayırımcılık ve dinsel tırmanışlar üzerine yazmıştım.
Levent beyin ayırımcılık üzerine yazdığı makalenin ardından ESKAD adlı kuruluşun Lefkoşa otobüs terminalinde yaptığı dinsel gösteri
Ardından peş peşe gelen beyanatlar.
Peşinen şunu söyleyeyim ki bütün bunların sorumlusu Ülkemizdeki yasaların uygulanmamasıdır.
Dernekler yasasının 50 ve 51’inci maddesi derneklere getirilen yasak ve denetimini açık olarak anlatmaktadır. Bunun denetim da kuruluşlarına izin veren makam olarak İç işleri bakanlığıdır.
Ancak maalesef hiçbir hükümet bu derler üzerine denetim yapmamıştır. Ne faaliyetleri nede maddi kaynakları denetime tabi tutmamıştır.
İç işleri bakanları bu denetimleri yapmadığı için dernekler faaliyetlerini siyasallaştırmış ve izinsiz birçok mali faaliyetlere başlamışlardır.
ESKAD adını ben son terminal gösterisinde duydum ve araştırma lüzumunu hissettim. Düşünün bu dernek çevresi meyhanelerle çevrili bir alanda desibeli yüksek dini bir program yapmakta beis görmüyor. Bence bu düpedüz bir provokasyondur.
ESKAD bir dernek buna rağmen bayağı maddi gücü olan bir dernek mali kaynağı nedir?derneğe ait KKTC’de iki adet öğrenci yurdu ve 50 de evi bulunuyormuş.
Yurt ve evlerde barındırılan öğrencilerin Sünni İslami değerlere göre eğitiliyormuş.
Bunlarını denetimi var mı Gerek iç işleri bakanlığı gerek Milli eğitim bakanlığı buraları denetliyor mu? Maliye bakanının gerekli denetimi var mı?hepsi meçhul.
Derneğin eski başkanı ‘’Kıbrıs bize Peygamber efendimizin mirasıdır.Amacımız Kıbrıs’ta ümmet bilincini artırmaktır’’Diyerek Kıbrıslıyı dinsiz ilan etmektedir.Üstelik bu derneğin AKP ve Elçilik ile yakın ilişki içinde olduğu bilinmektedir.Derneğin eski Ada başkanlarından Özcan Aygün TC Başbakanlığının müşavirlerinden biridir.
Düşünün bu içkili mekânlardan çıkan birkaç genç keyfi iyi alandaki gençler ile bir söz atışması yaşasa ve bir kavga olayı çıksa ertesi gün bazı kalemşorlar olayı ‘Dinsiz Kıbrıslı gençler ile inançlı gençler arasında kavga’’olarak duyuracaklar ve Kıbrıslıları dinsiz ilan edeceklerdir.
Karadenizliler derneği eski başkanı Turan Büyükylmaz açıklama yapıyor.’’ "Son günlerde hareketli günler geçiriyoruz. Siyasilerden beklediği çözümleri bulamayan birçok kesim sorunlarını bizlere aktarıyor. Bize ulaşan taban şunu söylüyor. "son zamanlarda yaşananlarla ilgili sesinizi yükseltmeniz ve korkmadan sorunlarımızı dile getirmeniz gerekiyor. Hiçbir siyasetçi ve siyasi partinin sorunlarımızla ilgilendiği yok." Diyerek.Yine konuyu Türkiye’den gelenler ve Kıbrıslılar arasında husumet var noktasına getirerek Türkiye kökenlilerin artık siyasi parti altında toplanarak güç oluşturmasını öneriyor.
Gelinen noktanın sorumluları Başbakanlar, İç işleri bakanları,Eğitim bakanları ve Maliye bakanlarındır.uygun olmayan yerlerdeki kuran kurslarını eğer bir başbakan olarak ‘’Tenis kurslarına’’benzetirseniz.Bunları Eğitim Bakanı olarak denetlemeseniz,Mali tablolarını incelemeseniz,Dernekler yasasına uyup uymadıklarını denetlemeseniz sonuç buralara gelir ve artık karşınıza bir siyasi parti oluşumu olarak gelmez Ümmet bilinci yüksek bir siyasi parti istemi ile çıkar.
Oluşacak böylesi bir siyasi partinin tek amacı da sanki Kıbrıslı Türk’lerden intikam alırcasına sağlayacakları iktidarda Kıbrıslıları kendilerine haksızlık yaptıkları için dışlamak, Ümmet bilinci olmayan Kıbrıslıları tasfiye ederek bir ümmet bilinci yüksek cemaat yaratmaktır.
Acaba böylesi hareketin destekçisi kim ve kimlerdir…
Çözüme yaklaştığımızı sandığımız bu noktada acaba böylesi bir hareketle çözüme değil entegrasyona mı hizmet etmenin peşindeyiz.İçinizden kendilerine buldukları yandaşlarla bunu mu amaçlamaktadırlar..
Bekleyip göreceğiz…