Acaba bu kez ne olacak?

Arif Alasya

Son dönemde CTP içerisini meşgul eden en ciddi konu Türkiye’den gelecek suyun yönetimi konusunda organlar arasında hatta seçilmişler arasında yaşanan görüş ayrılıkları olmaktadır. UBP kendisini bu tartışmanın dışına çekmiş ve de ‘’İrsen bey zamanında bu konuda gerekli anlaşma yapılmıştır veya Türkiye ne isterse bizim cevabımız evettir diye açıklamalarını yapmıştır. Türkiye ulaştırma bakanı da biz anlaşmayı yaptık beyefendilerin kararını bekliyoruz diye bizleri aşağılayıcı bir beyanda bulunmuştur. Gelinen nokta nedir? CTP MYK’sı su yönetimi konusunda ciddi çalışmalar yapmış. Bu konuda yetişmiş akademisyen Hasan Altıok önderliğinde bir işletme modeli hazırlamıştır. Bu model hazırlanırken su maliyeti ile birlikte (Henüz ortada su maliyeti ile ilgili bir veri yok) tüketiciye ulaştırılması için oluşacak fiyat (bu da varsayım veya kıstas olarak belirlenmiş temenni olarak bakılabilecek rakamlar)dikkate alınarak bir model ortaya çıkartılmıştır. Ortaya çıkartılan model ile birlikte bu konuda uzlaşmayı sağlamak için 4 kişilik bir heyet Türkiye’dedir. Heyette yer alan CTP’li vekillerin elinde MYK’nın ürettiği bu işletme modeli, ortağı UBP ise Türkiye’nin önerdiği paket. Bu olaylar gelişirken belli ki CTP’li vekil ve bakanlarının bir kısmı işle bir kısım Belediye başkanları bu konuda farklı düşünmektedirler. Maliye bakanı su işi tamam sırada elektrik kablolarını döşemek diye bu güne kadar sadece özelleştirme yanlısı UBP ve DP’nin seslendirdiği elektrik talebini ortaya koyuyor. Bu heyette yer alan Sunat Atun CTP MYK’sının ürettiği uzlaşma modelini benimsemediğini açıklıyor. Belli ki Türkiye’ye giden heyetin çantasında ayni şeyler yok. İşte bu nedenle CTP ile UBP’nin bu konuda beklentileri farklı.Son aldığım duyumlara göre taraflar arasında herhangi bir uzlaşmanın sağlanamadığı yönünde. Benim bu noktaya gelinceye kadar su konusunda ne parti ile CTP’li vekillerin tümü arasında uzlaşma var.Ne hükümet ortakları UBP ile CTP arasında. Bu konuda tek kararlı taraf Türkiye tarafı. Onlar her şeyi hazırlamış ve uyguluyor. Bu konuda da hükümetin bir yarısı Türkiye’nin yanında, ortağın kabinesinde olanlarından da yanında olanlar var. Bu durumda sadece olaya karşı sadece CTP MYK’sı karşı çıkıyor diye bir tablo ortaya çıkıyor. Tahminim Türkiye ile uzlaşma sağlanamayacak veya uzlaşma sağlanmış gibi bir durum yaratılarak Türkiye’nin önerisi kabul edilecek. Bizlere ise bu uzlaşı süslü kelimelerle anlatılmaya çalışılacak. Bana göre uzlaşmadan daha önemli hususlar var. 1- Tüketiciye içme suyunun tonu şimdi kullandığı fiyatın kaç kat fazlasına satılacak. 2- Sulama suyunun ton fiyatı ne olacak 3- Gelecek su sayesinde ekim alanları artırılacak ve kalite yükseltilecek Şimdi varsayalım ki hem içme suyu hem de sulama suyu bize şimdiki fiyatlar veya altında verilecek.Biz da bu suyu hem içecek hem de üretimde verimi artıracağız. Nereye, kime nasıl satacağız. Şimdi ürettiğimizi satabiliyor muyuz? Bize bu suyu getirip satacak ülke artık bizim ürettiğimizi veya imal ettiğimizi alacak mı? Eğer bunlar olmayacaksa insanımızı üretmeye teşvik ederek batırmaya mı sevk edeceğiz? İşte benim cevap aradığım sorular bunlar.. Gerisi mi ister anlaşsınlar ister anlaşmasınlar,ister hükümeti bozsunlar ister bozmasınlar.