EBRU VERITY – FACEBOOK / POLILLA KITABEVI Seçebildiğimiz oranda mutlu olduğumuz bir gerçek. Dikkat ederseniz en sıkıntılı dönemleriniz karar veremediğimiz anlardan oluşur. Verdiğimiz kararların arkasında durarak bir sonraki yol sapağına kadar dimdik yürüyebilmek ne kadar zor. Özellikle bilincimizde sürekli yankılanan, şüphe tohumlarını yüreğimize serpen soru işaretleri ile. Oysa mutlu olmak gerek. Kendi seçtiğimiz patikalarda, özgürce dolaşabildiğimiz için. Düştüğümüz zaman yeniden kalkmayı seçen bizleriz. Kalbimiz kırıldığı halde yeniden sevmeyi öğrenmeyi seçen de bizleriz. Başarısızlıklarımız karşısında, seçimlerimizi yeniden gözden geçirmeyi seçen yine bizleriz. Shad Helmsetter “ Bizi biz yapan seçimlerimiz “adlı kitabında “Bazı insanlar yakınarak yaşamayı seçerlerken bazı insanlar da yaşamayı seçerler. Bir sorununuz olduğunda seçim yapmaktan kaçmayın. Seçim yaparsanız kendinizi daha iyi hissedersiniz. Unutmayın ki yönümüzü belirleyen büyük seçimlerimiz, varacağımız noktaya bizi ulaştıran ise küçük seçimlerimizdir.” diye bahsederken, hiçbirimizin seçimlerimiz hakkında bize yardımcı olacak bir suflörün olmadığının da bilincinde. Annemizi babamızı, kardeşlerimizi, milletimizi seçemesek de, bizi biz yapan her zaman kendi seçimlerimiz. Hayatın, devasa boyutta bir açık büfe olduğunu düşünürseniz, seçimlerinizle yüzünüzün ekşimesine ya da acılar yaşayarak gözlerimizden yaşlar gelmesine sebep olan da, işte o açık büfeden hayatınız için seçtiğiniz her şey. Seçenekler sonsuz. Her seçim acı ya da tatlı bir sürprize gebe. Bir tarafta da sürekli susturmaya çalıştığımız ve bize seçimin doğru olduğuna dair ipuçları veren yüreğimizdeki o küçük fısıltı var. Nedense onu hep duymazlıktan geliriz. Çok azımız ona kulak verir. Bu sefer siz de kulak verin bakalım neler olacak? Seçimlerimizin sorumluluğunu yüklenmeyi bildiğimiz zaman, hayat daha anlamlı olacaktır. Yanlış seçimlerin sonucunda yaşanan her acı, hayattan bir ders daha alıp öğrenebilmek adına bize ışık tutar. O ışık ki, bir sonraki tercihimize kadar yolumuzu aydınlatır.Yaşamın kıyısında oturup, hangi limana demir atacağımızı bilmeden yaşamaktansa, seçimlerimizle okyanusa dalabilenlerden olabilmeliyiz. Tehlike anında, can kurtaranın yine kendimiz olacağını unutmadan tabii.