Kıbrıs Sorunu’na çözüm bulunması amacı ile yürütülen müzakerelerde bir yandan müzakerelerin gidişatı, diğer yanda ise başta AB ve ABD olmak üzere diğer dış güçlerin dahi çözüm yönünde isteksiz olduğu dikkat çekiyor. Liderlerin Güven Yaratıcı Önlemler olarak ifade ettiği ve iki toplumu birbirine yakınlaştıracağı savunulan bu girişimlerden elle tutul bir gelişme olmaması vatandaşların da sürece inançsızlığının yeniden artmasına neden oluyor.
“SINIR KAPISI AÇMAK ÇÖZÜMDEN ZOR”
Özellikle Derinya ve Aplıç sınır kapılarında ilk günden itibaren çıkan ciddi sorunlar sürekli gündeme gelirken liderler sınır kapısı açmanın çözümden daha zor olduğunu her fırsatta savunuyor.
Geçtiğimiz haftalarda İçişleri ve Çalışma Bakanı Asım Akansoy yaptığı açıklamada Derinya Kapısı ile ilgili Birleşmiş Milletler’in 11 aylık bir süre öngördüğünü, kendilerinin ise bu sürenin çok olduğu kanaatinde olduğunu belirterek, bunun aşağıya çekilmesi yönünde baskı uyguladıklarını ve bu süreyi 7 aya indirdiklerini savundu. Haziran ayına kadar kapının açılamayacağı savunulurken konunun ekonomik sorunlara takıldığı iddia ediliyor.
3.5 KM İÇİN PARA YOK
Avrupa Birliği imkanlarıyla yapılacak yolların fonların açılmasıyla birlikte sürecin başlaması gerektiği savunulurken, Derinya’da KKTC’ye düşen sorumluluğun; 3 km, Rum tarafına düşen sorumluluğun ise 150 metre olduğu belirtiliyor. Yaklaşık 3,5 KM’lik yolun çevre düzenlemesi, asfalt çalışması ve diğer düzenlemeleri için ise para bulunamaması ise gerçekçi bir iddia olarak görülmüyor.
APLIÇ’IN MAYINLARI
Aplıç kapısı ile ilgili olarak ise 12 Kasım’da Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada mayın bulunduğu tespit edilen Lefke/Aplıç bölgesinde Birleşmiş Milletler mayın ekibi tarafından çalışmaların sürdüğü ve mayın temizleme faaliyetinin Aralık ayı sonunda tamamlanmasının planlanmasına rağmen, girişimler sonucunda sürecin hızlandırılarak Kasım ayı içinde tamamlanmasının hedefi açıklandı.
GÖZLER BM’DE
Derinya ve Lefke bölgelerinin sivil kullanıma açılabilmesi amacıyla uluslararası uygulama gereği yapılması gereken sertifikasyon sürecinin sürdüğü de ifade ediliyor. BM’nin bu konuda bölgede mayın bulunmadığına dair resmi bildirim yapılması de beklenen bir diğer gelişme.
“2 MİLYON EURO”
Avrupa Birliği’nin, Derinya kapısı için 1 milyon 200 bin, Aplıç kapısı için de 800 bin Euro olmak üzere, kapıların açılması için 2 milyon Euro fon ayırdığını ancak bu fonların henüz açılmadığı ifade ediliyor. Söz konusu fonlar UNDP tarafından yönetilecek bu nedenle Türk ve Rum tarafları kendi başına hareket edemiyor.
FON GELECEK AY SERBEST KALACAK
Söz konusu fonların 1 ay sonra açılması bekleniyor. Fonların serbest bırakılması sonrasında ise ihale ilan edilecek, ihale sonlandırılacak ve teknik çalışmalar ancak o şekilde başlayabilecek.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, Gazimağusa’daki Derinya Sınır Kapısı’nın hemen açılması gerektiğini kaydetti. Tulga yazılı açıklamasında, zorlu bir süreç sonunda yıllardan sonra taraflar arasında Derinya Kapısı’nın açılmasına yönelik uzlaşmanın sağlanması yanında güvenlikle ilgili olan mayın tarama işleminin de tamamlandığını ifade etti.
Tulga, bu gelişme ile artık kapının açılmasının geciktirilmemesi ve yaratılan umudun gerilemesine veya hayal kırıklığına dönüştürülmemesi gerektiğini ifade ederek, asfaltlama konusunun ayrıntılar olduğuna dikkat çekti.
Derinya yolunun bugüne kadar nasıl kullanılıyorsa, bu haliyle sivil geçişlere de açılabileceğini savunan Tulga, kapının açılmasından sonra da asfaltlamaya ilişkin ihale işlemlerinin tamamlanabileceğine inanç belirtti.
Halkın beklentisinin kapının açılması olduğunu vurgulayan Tulga, şöyle devam etti:
“Güven artırıcı bir önlem olarak yıllarca müzakere konusu olan Derinya ve Aplıç kapılarının açılmasının, asfaltlamayla ilgili ihale prosedürlerine takılması ve bu ihalelerin de aylarca sürecek olması geldiğimiz aşamada hakikaten kabul edilebilir değildir. Gün, somut adımlar atma, insanların yaşantılarını iyileştirme zamanıdır. İnsanların özlemlerini giderme, umutlarını yeşertme, iç dinamikleri harekete geçirme ve barışa olan inandırıcılığı artırma zamanıdır. Açıklandığı kadarıyla geçmişe göre masada sağlanan her tür ilerlemenin, somut adımlar atılmadıkça, inandırıcılığı yeterli olmayacaktır.”