AÇLIKLA VERİLEN SINAV…

Kıvanç BUHARA

Bu mübarek Ramazan günü, değişik nağmelerle, günde ondefa okunan ezanın megafonik yankıları kulaklarımda uğuldarken… Şimdi de, teravih namazları camiden gümbür gümbür naklen, canlı yayınlanmaktadır! İmamın ne dediği ev içinden iyi anlaşılmıyor. Dışarı çıktım; bu defa elektrik direğine bağlı mikrofonlar kart kurt etmeye başladı. Sesler birbirine karışınca, hatibin “ Müslüman, nefsini nasıl kontrol etmeli “ konulu hutbesinden bir şey anlaşılmadı! *** Bilinmeyen, anlaşılmayan durum şu; Yüzlerce yıldır, camilerde Müslümanlara verilen Kur’an- ı Kerim terbiyesi, neden hedefine ulaşmadı? Neden hala, günde beş vakit namaz kılan, Allah’a dua eden, işledikleri günahlar ve suçlardan dolayı tövbe eden ve af dileyen Müslümanlar (*), neden hala cinayet işlemekte, hırsızlık, yolsuzluk yapmakta… Neden hala Müslüman ülkelerde kadınlar köle diye satılmakta? “ Allah-u Ekber “ çığlıkları arasında, Allah’a sığınarak, başka Müslümanları katletmek, kafalarını kesmek… Kuran- ı Kerim öğretisinde olmayan bu vahşilikler, bu vandalizm(**) neden? *** Son yıllarda, Türkiye’de olduğu gibi, bizde de toplu iftar yemekleri düzenlenmeye başlandı! Özellikle Belediyeler, biraz da gelecek seçimlere yatırım amaçlı, beldelerindeki insanlara, oruç tutsun tutmasın iftar yemekleri veriyor! Yılda bir ay, “ açlar, fakirler, dul ve yetimler” doyuruluyor! İftarda karnı doyan fakir – fukara, sahurda ne yesin? Bana göre doğru olan, sahurda da “ sahur yemekleri “ düzenlenmelidir. Aç Müslümanın karnı en azından Ramazan boyunca günde iki defa doyurulmalıdır ki… …  sevabınız büyük olsun! KKTC’de Din İşleri Başkanlığımıza ve Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığına ciddi olarak öneriyor ve rica diyorum; Sahur için de ödenek ayrılsın ve sahurda da Müminlerin karnı doyurulsun! Hem bu hayır işlerinin görsel ve yazılı medyamızda reklam edilmesi de yasaklansın… Derin bir huşu içinde yemekler yensin ve Allah’a şükredilsin! *** Bir konuda daha Türkiye’nin gerisinde kaldık! İstanbul’da kurulan yer sofralarına hayran kaldım! İnsanlar örtülerini asfalt üzerine sermişler, yere oturarak, ezanın okunmaya başlaması ile birlikte, kısmette ne varsa bölüşüyorlar… Gelecek Ramazanlarda inşallah,  bizde de “ yer sofraları “ kurulsun istiyoruz . Herkes, kısmette ne varsa yer sofrasına taşısın. Zenginlerimiz bu sofralara bağışta bulunacaklardır elbette! Bu yer sofralarında, zengin ve seçkin Müslümanların iftar sofralarına ulaşamayan işçiler, işsizler, sokakta geceleyen evsizler v e çalışmak zorunda olan çocuklar da karınlarını doyuracaklar inşallah! İslam’ın sosyalizmine merhaba!   (*) Dürüst, temiz dindarlara selam olsun! (**) Kıyım, canilik.