Gaia Dergi'nin haberine göre ağaca sarılmak kelimenin tam anlamıyla ruh halinizi iyileştirebilir ve yaratıcılığınızı arttırabilir. Çeşitli bilimsel araştırma sonuçları, ağaca sarılmanın sağlığa çeşitli şekillerde yararlı olduğunu söylüyor. Sadece bir ağacın çevresinde bile olmak size iyi gelecektir.
Çağlardan beri devam eden bu antik uygulamanın, depresyondan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) ve diğer ruhsal hastalıklara kadar sağlık sorunlarını iyileştiren tarafları onaylandı. Bu tarz çalışmaları Matthew Silverstone’nun Blinded by Science isimli kitabında bulabilirsiniz.
Gerçekleştirilen çalışmalara göre; doğa ve ağaç ile etkileşime giren çocuklarda fiziksel ve psikolojik iyileşmelerin görüldüğü sonucuna varıldı. Daha spesifik olarak, doğa içindeki çocuklar daha yaratıcı ve daha duygusallardı.
Ağaçlar refahımızı önemli ölçüde nasıl arttırıyor?
Ne zaman ki yeşilin, ağacın bol olduğu bir alana gitsek şüphesiz hepimiz derin bir nefes çekiyoruz fakat Silverstone’un çalışması gibi araştırmalar olayın bir teoriden daha fazla olduğunu gösteriyor. Çevremizdeki farklı titreşim frekansları biyolojik davranışlarımızı etkiliyor. Bir ağaca dokunduğumuzda, onun yarattığı titreşim bizimkinden farklıdır ve ağacın yararlı niteliklerini alırken bizim negatif enerjimizi de emer.
Ağaca sarılmak, ağaçla ve yeşil ile iletişime geçmek çok eski zamanlara kadar dayanıyor. Çeşitli topluluklarda insanlar farklı yöntemlerle doğa ile iç içe olmuş. Bazı insanlar,Finlandiya Koli Ulusal Parkı gibi ormanların, kutsal mekanlardan daha spiritüel olduğunu düşünüyor.
Japonya’da insanlar bağışıklık sistemini uyarmak ve bilgeliği almak için ormanlarda uzun zaman geçirdikleri orman banyosu yapar. İtalya’da Damanhur isimli bir komün, ağaçların şarkı söylediğini ifade ediyor. Bazı aletlerle yaprakların ve köklerin elektromanyetik değişimleri kaydediyorlar ve sonra bunları sese çeviriyorlar. Hangi bitkilerin yenilebileceğini ve hangisinin hastalıkları iyileştirdiğini bilen yerliler, bitkiler ve hayvanlar arasında yaşıyor.
Sık sık ormana, yeşilliğe kaçmak gerekiyor. Hem tüm titreşimi hissetmek hem de doğa ile iletişim kurmak için dokunmak gerek… Sarılmak…
Koca şehirlerin betonları arasında sıkışmışsak en azından etrafımızdaki bitkiler ve canlılık ile bağlarımızı koparmamaya çalışabiliriz. Balkon bahçeciliği bunun için güzel bir yol olabilir. Doğa ile iletişime geçmek ve onun iyileştirici gücünü deneyimlemek için zaman yaratın. Bunun için yapmanız gereken en yakınınızdaki ağaca kollarınızı açarak dönüp, ona sarılmanız.