TC Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye’nin Akdeniz’de araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa’nın ikinci bir kez tekrardan tacizine asla müsaade etmeyeceklerini söyledi.
Bu konuda gerekli hazırlıklarının tamam olduğunu vurgulayan Akar, “Buradaki gerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerekse KKTC'nin hak ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağımızı herkesin bilmesini almasını istiyoruz." dedi.
"MÜNASEBETLERİ KENDİ İÇ POLİTİKA ENDİŞESİNDEN ÇIKARTMALILAR"
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve KKTC'nin yer almadığı hiçbir projenin bu bölgede başarı olmasının imkan ve ihtimali olmadığının da altın izden Akar, komşulardan beklentinin, burada da her türlü provokasyonlardan uzak durulup, tehlikelerin yaratılmaması olduğunu kaydetti.
Akar Ege'de 12 mil tartışmasıyla ilgili ise , "Türkiye'nin hak ve menfaatlerine aykırı karar alınırsa buna karşı gerekli tedbirleri alırız." dedi.
Akar, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Yunanistan’ın kara sularını 12 mile çıkartma girişimine" ilişkin, "Böyle bir karar tek taraflı alınabilir mi? Yunanistan’ın böyle bir karar alması durumunda Türkiye nasıl bir karşılık verecek?" sorusu üzerine Akar, Türkiye Cumhuriyeti devletinin de Türk Silahlı Kuvvetlerinin de bu konudaki tutumunun çok açık ve net olduğunu söyledi.
Akar, 8 Haziran 1995'te TBMM'de onaylanan karara atıfta bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kararı biz tekrar tekrar gündeme getirmek istemiyoruz. Fakat bunun arkasında olduğumuzu, herhangi bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti devletinin hak ve menfaatlerine aykırı bir karar alındığında buna karşı mutlaka gerekli tedbirlerin alınacağını bir kez daha belirtmek isteriz. Bizim samimi kanaatimiz iyi komşuluklarımızın sürdürülmesi. Herhangi bir şekilde birbirimizin haklarına tecavüz edilmemesi, anlaşmalara saygı gösterilmesi ve aklıselimin hakim olması dileğimiz ve temennimiz. Bütün bu iyi niyetimize rağmen herhangi bir şekilde anlaşmalara, uluslararası hukuka aykırı, iyi komşuluk ilişkilerine aykırı bir karar aldıkları takdirde de buna karşı ne yapacağımız açık ve net bellidir. Her türlü tedbirimiz vardır. Bu konuda hiçbir şekilde hiçbir oldu bittiye müsaade etmeyeceğimizi herkesin bilmesini istiyorum. Aklıselimin hakim olmasını diliyorum."
"BARBAROS HAYRETTİN PAŞA GEMİMİZ ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRMEKTE"
Doğu Akdeniz'deki arama çalışmalarına başlayan Barbaros Hayrettin Paşa gemisine Yunan savaş gemisinin tacizinin, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı unsurlarınca engellenmesi hatırlatılarak, bölgede oluşabilecek olası gerginliklere karşı ne gibi tedbirler alındığının sorulması üzerine Akar, söz konusu araştırma gemisinin, uluslararası anlaşmalara, uluslararası hukuka tamamen uygun şekilde 16 Ekim'de bölgede sismik bir inceleme yapacağını, tamamen barışçıl amaçlarla orada bulunacağını bildirdiğini söyledi.
Akar, 18 Ekim'de bölgeye varan geminin, Yunanistan'ın bir savaş gemisi tarafından taciz edildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Buna karşı anında, zaten hazırlıklı olma nedeniyle, gerekli tedbirleri aldık. Şu anda bölgede bizim Barbaros Hayrettin Paşa gemimiz çalışmalarını sürdürmektedir. Bizim bölgedeki savaş gemilerimiz gerekli korumayı sağlamaktadırlar. Herhangi bir şekilde yeni bir tacize, oradaki çalışmalarımıza herhangi bir müdahaleye müsaade etmeyeceğimizi de herkesin bilmesi lazım. Burada kaynakların adil bir şekilde paylaşılmasından yanayız. Bu konuda varılan anlaşmalar, bazı çalışmalar var, bunların gerçekleştirilmesini istiyoruz."
Akar, Barbaros Hayrettin Paşa gemisini taciz eden savaş gemisinin fotoğrafını göstererek, "Bunun herhangi bir şekilde ikinci bir kez tekraren oradaki araştırma gemimizin tacizine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu konuda gerekli hazırlıklarımız tamamdır. Buradaki gerek Türkiye Cumhuriyeti devletinin gerekse KKTC'nin hak ve menfaatlerini sonuna kadar koruyacağımızı herkesin bilmesini almasını istiyoruz." dedi.
"MÜNASEBETLERİ KENDİ İÇ POLİTİKA ENDİŞESİNDEN ÇIKARTMALILAR"
"Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve KKTC'nin yer almadığı hiçbir projenin bu bölgede başarı olmasının imkan ve ihtimali yok." vurgusunda bulunan Akar, komşulardan beklentinin, burada da her türlü provokasyonlardan uzak durulup, tehlikelerin yaratılmaması olduğunu kaydetti.
Akar, Türkiye ile Yunanistan arasındaki son dönemdeki ilişkilerle ilgili şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın, cumhurbaşkanları ve başbakanlarıyla münasebetlerinin bazılarına ben de tanık oldum. Gayet samimi, gayet yapıcı görüşmeler, konuşmalar yapılmaktadır. Bizim zaten taleplerimizin tamamında anlaşmalardan doğan haklarımızdan bahsediyoruz, uluslararası hukuka uygun şeylerden bahsediyoruz. Bunun dışında bir talebimiz hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Fakat bu konuda oradaki samimi temennilere rağmen daha sonra maalesef muhataplarımızın farklı açıklama ve uygulamalarına tanık olmaktayız. Herhalde bunun temel sebebi iç politika olsa gerekir. Yaklaşan seçimler var, seçimler olmasa dahi sürekli iç politika konusunda çok ciddi baskı altında olduklarını kendileri de ifade ediyorlar. Bunun olmaması lazım. Halklar iyi komşuluktan yana. Biz devamlı suretle yapıcı bir yaklaşım sergiliyoruz. Buna zaman zaman olumlu karşılık da gördüğümüzü söylemem lazım. Bunun dışında bazı siyasiler tarafından bazı zamanlarda bazı beyanlar iyi giden ilişkilerimizi olumsuz etkiliyor. Komşumuzun Türkiye ile olan münasebetlerimi kendi iç politika endişesinden çıkartmasının orta ve uzun vadede çok yararlı olacağına inanıyorum."
"BU HAİNLERDEN TEMİZLENDİKÇE BİLAKİS GÜÇLENDİK"
Akar, şubat ayında kuvvet komutanlarıyla kritik bölgelerde denetim ve incelemelerde bulunup, "Hem Afrin'de operasyon yapabilecek hem de aynı anda Ege'yi kontrol edebilecek güce sahibiz." yönünde verdiği mesajın anımsatılması üzerine şunları kaydetti:
"Silahlı Kuvvetlerimizin öncelikle caydırıcı olması konusunda gayretlerimizi sürdürüyoruz. Dolayısıyla herhangi bir şekilde sıcak bir çatışmaya dönüşmeden meselelerin görüşmeler yoluyla, barışçıl yöntemlerle çözülmesinden yanayız. Bu konuda tavrımızı, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere devletin bütün kademeleri de bu yönde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bunu bir kez daha ifade etmek gerekirse biz 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bazı sıkıntılar yaşadık. Fakat şunu gördük; biz bu hainlerden temizlendikçe bilakis güçlendik ve güçlendiğimizi hissediyoruz. Bizim şu andaki Türk Silahlı Kuvvetleri personeli kahramanlık ve fedakarlık göstererek bir taraftan terörle mücadelesini yurt dışında Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde devam ettiriyor, diğer taraftan da da 'mavi vatan' dediğimiz takriben 430 bin kilometrekarelik deniz alanımız var. Bu alanlardaki mücadelemizi de hak ve menfaatlerimizi koruyacak güçteyiz. Burada hiç kimsenin tereddüdü olmasın. Kimse bizim gücümüzü, kuvvetimizi test etmesin. Barışçıl temaslarımızı geliştirelim, iki tarafın halkının da barış ve huzur içerisinde yaşamasına katkı sağlayalım."