Fileleftheros gazetesine göre Kiprianu yaptığı yazılı açıklamada, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik sürecin devam etmesi yönündeki net tezini dile getirerek, bu kritik aşamada etraflıca hazır olunması için Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ve tüm siyasi güçlerin sorumluluklarına vurgu yaptı.
Geriye kalan tüm konular ve izlenecek süreç için ellerindeki tüm alternatif seçeneklerle hazır olmaları gerektiğini söyleyen Kiprianu, bu hedefe varılması için siyasi partilerin görüş ve tezlerini ortaya koyacağı Ulusal Konsey’in toplanması gerektiğini belirtti.
Kiprianu, partilere Kıbrıs sorunuyla ilgili süreci, Anastasiadis’i desteklemeleri ve süreçten ortaya çıkacak sonuçlar neticesinde değerlendirmelerde bulunmaları çağrısı yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının Cenevre’ye destekli bir şekilde gitmesi için Yunanistan Hükümeti ve tüm siyasi dünyayla sıkı ve uyumlu işbirliğinin devam etmesi gerektiği üzerinde de duran Kiprianu, ayrıca Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’la telefon görüşmesi yaparak görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.
EDEK MÜZAKERE AVANTAJLARINA DİKKAT ÇEKTİ
EDEK ise müzakere avantajlarını kullanma zamanının geldiğine işaret etti.
Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümünde gerçekten “olumlu bir söyleme” sahip olup olmadığını teyit etme yönünde Anastasiadis’in elinde altın bir fırsatın bulunduğunu söyleyen EDEK, konferansa Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin katılması gerektiğini savundu.
EDEK, ayrıca konferansta sadece Kıbrıs sorununun uluslararası boyutunun; garantilerin kaldırılması, Türk ordusu ve “yerleşiklerin” ayrılması ve Kıbrıs Cumhuriyeti”ni dış müdahalelerden koruyacak güvenlik sisteminin oluşturulmasının görüşülmesi gerektiğini iddia etti.
DAYANIŞMA HAREKETİ GERİ ADIM ATMIYOR
Dayanışma Hareketi Başkanı Eleni Theoharus ise garantiler ve Türk askerinin çekilmesi konusunda herhangi bir geri adım atılmaması gerektiğine dair tezini belirtti.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Türkiye’nin, AB’nin görüşmelere resmi katılımını istemediğini, çünkü AB’nin garantiler ve Türk ordusu konusunda söz sahibi olacağını iddia eden Theoharus, Türkiye’nin, ne garantiler, ne de ordunun kalmasının AB anlaşmalarına uymadığının farkında olduğunu savundu.