AKEL Basın Bürosu tarafından yapılan açıklamada Mağusa’nın kapalı kentinin önemli bölümünün mülkiyet rejimine ilişkine Evkaf tarafından öne sürülen iddiaların geçmişte de gündeme getirildiği ve bu bölgeye yönelik taleplerin karşılanması için Kıbrıslı Türk toplumuna İngiliz sömürge yönetiminin dönemin koşullarında dev bir miktarda para ödediğini kanıtlayan bütün delillerin Hristofyas-Talat görüşmeleri sırasında sunulduğu kaydedildi.
O zamandan itibaren bu konuya ilişkin taleplerin tekrar gündeme getirilmediği ve mülkiyet rejiminin durumunu Mağusa İlçe Tapu Dairesi arşivlerinin de doğruladığı belirtildi. Açıklamada Kıbrıs sorununun gidişatını belirleyecek kritik 9 Ağustos buluşmasından sadece kısa bir süre önce, Mağusa ile ilgili yapılacağı söylenen diğer hareketlerde de olduğu gibi, muhtemelen Ankara’nın cesaretlendirmesiyle Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ve Başbakan Ersin Tatar tarafından bazı iddiaların gündeme getirilmesinin tesadüfi olmadığının altı çizildi.
AKEL Basın Bürosu açıklamasında BM Güvenlik Konseyi’nin son kararına da değinerek bu kararda müzakere zemininin BM’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekilde siyasi eşitliğin olacağı iki bölgeli iki toplumlu federasyon olduğunun da teyit edildiği dile getirildi.