Savaş nedeniyle Suriye’de evsiz barksız kalan milyonlarca insan, küçük masum yavrularıyla birlikte canları pahasına Türkiye’ye ve Türkiye üzerinden başta Yunanistan olmak üzere diğer AB ülkelerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. İnsanlık tarihinin en trajik göç olaylarından biri olan bu süreç vicdan sahibi herkesi derinden üzmektedir. Asıl olan, savaşların ve akan kanın durması ve kimsenin evinden yurdundan kopmamasıdır. Suriye’de barış ortamı sağlanıncaya kadar, yaşanan trajik göç olayına bir tedbir amacıyla Türkiye ve AB arasında başlatılan yeni süreçte varılan mutabakatı memnuniyetle karşılamaktayız. Ümit ederiz ki alınacak önlemler yaşanan acıları bir ölçüde dindirsin.
Türkiye ile AB arasında dün varılan bu mutabakatta Kıbrıs Türk toplumunun hak ve çıkarlarına aykırı ve rencide edici hiçbir unsur yoktur. Tam tersine bunu olumlu olarak değerlendirmekteyiz. Çünkü dün varılan uzlaşı Türkiye-AB ilişkilerinde ileri bir adım niteliğindedir. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin gelişmesi, Kıbrıs sorununun çözüm sürecine de olumlu katkı sağlar. Bu vesileyle yeniden anımsatmak isterim ki, Kıbrıs sorununa çözüm Kıbrıslı Türkler ve Rumların iradeleri ve onayları ile gelecektir. Bu gibi uzlaşılar ise çözüm sürecine ancak katkı koyabilirler.
AB’de geçerli olan uzlaşı kültürünün bir sonucu olarak ortaya çıkan bu mutabakat, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik müzakere sürecinde yeni bir başlık olarak 33’üncü başlığın da açılmasını öngörmesi açısından önemlidir. Türkiye’nin AB üyeliği yolunda aşması gereken başka engeller olmakla birlikte, Kıbrıs sorununa bulacağımız kapsamlı bir çözüm, Türkiye – AB ilişkilerini daha olumlu bir noktaya getirecektir.
Varılan mutabakatın bir unsuru olarak Türk vatandaşlarına vize muafiyetinin uygulanması halinde bunu sadece devletler arası değil, halklar arası ilişkileri de geliştirecek olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz.