Akıncı: “Hiçbir doktorun cüzdanı, vicdanının önüne çıkmamalı"

Cumhurbaşkanı Akıncı, 14 Mart Tıp Bayramı kapsamında düzenlenen etkinlikte konuştu:

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da, Ankara'da yaşanan saldırıyı ve terör olayını kınadı, tüm Türkiye’ye başsağlığı diledi.

Akıncı, Türkiye'de yaşananlardan Kıbrıs Türk halkının da etkilendiğini ve üzüldüğünü ifade ederek, Türkiye'nin bu sıkıntıları aşması ve güzel günlere gitmesini temenni etti.

Sağlık alanındaki yasaların geçmişten beridir aynı şekilde konuşulduğunu, çok az değişikliklerle tartışıldığını, örneğin Genel Sağlık Sigortası’nın bunların içinde olduğunu, yıllardır gündemde yer aldığını ifade eden Akıncı, ancak bunun bir türlü olmadığını kaydetti.

Belediye başkanlığı, milletvekilliği ve bakanlığı dönemlerinde yaşadığı olayları anlatan Akıncı, sağlıkta bir türlü bu yasaların olmamasının sebebinin söylenmesi ve engellerin aşılması gerektiğini vurguladı.

"Bu yasaları imzalayan Cumhurbaşkanı olmak isterim" diyen Akıncı, ülkede genel anlamda tıp fakülteleri ve üniversiteler için bir enflasyon yaşandığını, artık bu konuda YÖK'ün de talebi olduğunu ve üniversitelerin yasasız kurulamaması gerektiğini kaydetti.

İzni veren makamın Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu, bunu bir makamı suçlamak için değil kurulma sürecini anlatmak için söylediğini belirten Akıncı, fakülte ve üniversitelerin artık ciddi şekilde ele alınması gerektiğini belirtti.

Eczacılık fakülteleri ile ilgili yaşanan sıkıntıları da işaret eden Akıncı, "suçlu sorumlu kim nasıl halledeceğiz, sistem suçluysa bunu yaratan kim, insanoğlu değil mi" diye sorudu.

"Sağlığımızdan endişeli yaşıyoruz ama bir çok sağlık hizmetimiz var, bu sistemi biz onaracağız, bozan biz, düzeltecek olan yine biziz" diyen Akıncı, Kıbrıs müzakere sürecinde sağlık ile ilgili ortak çalışan sağlık komitesi bulunduğunu ifade ederek, komitede iki tarafın sağlık sistemleri ile ilgili uyumlaştırma ve işbirliği gibi konuların ele alınabileceğini kaydetti.

Sağlık ve eğitimin kurucu devletlerin yetkisinde olacağını ancak federal yetki olmayan konularda  da işbirliği yapılabileceğini belirten Akıncı, tüm bu fikrilerin değerlendirilebileceğini ve alınabileceğini kaydetti.

Tıp bayramının bu yıl buruk bir şekilde kutlandığını da ifade eden Akıncı, bu burukluğun sadece dünkü Ankara saldırısı yanında ülkede sağlık alanında yaşanan olaylar ve bazı doktorların tutuklanmasından dolayı olduğunu da işaret etti.

Sağlık sektöründe yaşanan olaylar sonrasında en büyük mağduriyeti yine tıp dünyasının yaşadığını ifade eden Akıncı, şunları söyledi:

"Tenzih ederek söylüyorum, bütün tıp camiasını doktorlarımızı tenzih ederim. Ama şu kadarını bir Cumhurbaşkanı olarak değil bir insan olarak söylemek isterim;

Hipokrat yemini iş ola yapılmış bir yemin değildir. Bu kadar emek verilerek, çalışarak, yıllar, göz nuru verilerek kazanılan bir diploma, kolay bir iş değil, herkes bunu yapamaz.

İnsan hayatını ilgilendiren bir meslek, 24 saat alarmda olmayı gerektiren bir iş dalı doktorluk. Dolayısıyla hak ettiği seviyede olmalı, hak ettiği saygıyı görmeli hem maddi hem manevi olarak, hak ettiğini almalı doktorlarımız ama bir şey var; hiçbir doktorun da cüzdanını vicdanının önüne çıkarmaması gerekir.

Bu kadarını da söylemem görevimdir, bunu doktorlar yapıyor demiyorum, tenzih ederek başladım sözlerime ama maalesef arada çıkıyor ve sonuçlar ne hale getiriyor.

Tıp alanında en başta gelen vicdandır, gerisi ondan sonra gelir. Buruk bayramınızı kutluyorum."

Akıncı, sağlık sektörüyle ilgili yasaların gelecek yıl yakınmasını değil imzasını atarak konuşmayı arzu ettiğini de söyledi.

Konuşmaların ardından Mülteci Hakları Derneği ile 25. Hizmet Yılını Dolduran 1991 yılı mezunlarına da plaket verildi. Tabipler Birliği, her yıl verdiği basın ödülünü ise bu yıl vermeme kararı aldığını açıkladı.