Doğruya, iyiye, güzele, çözüm ve barışa, adalete, insan haklarına, dünya hukukuna koşmalı… Peki, ilk adımı attı mı? Kuşkusuz ki cevap evettir. Yol uzun olacak. Ama tüm uzun yürüyüşler ilk adımı atmakla başlar. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, CTP-BG Lefkoşa Milletvekili Özdil Nami’yi müzakereci olarak ataması bu uzun yolda ilk doğru adımı attığının şaşmaz göstergesidir. Bu adımla, sürece tüm çözüm ve barış güçlerini de ortak etmiştir. Nami, bu işi önceden yapmış ve süreci takip eden biri olduğundan zaman kaybı yaşanmayacaktır. Gecikmeksizin ve ne istendiğini bilen biri olarak; iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon amacıyla sürece devam edecektir. Bu işin bir yönüdür. Diğer yönü ise daha da önemlidir. Sayın Talat, CTP-BG liderliğine aday olduğunu resmen açıklamış bulunmaktadır. Bu süreçte doğal olarak o da etkin ve verimli bir rol üstlenecektir. Açıkça anlaşılıyor ki, çözüm ve barış güçleri tam kadro görevde olacaktır. Arkalarındaki halk desteği de yadsınamaz derecede güçlü olacaktır. Şahsen bana, “Umutlu musun?” Diye sorarsanız, sizlere verecek tek bir cevabım olabilir: Dans için iki kişi gereklidir! Karşı tarafın duruşu da ayni derecede önem taşımaktadır. Kaldı ki bu dans, ikiden çok daha fazla taraflıdır. Türkiye, Yunanistan, İngiltere, ABD, Rusya, Mısır, İsrail, AB ve daha niceleri bu oyunun mutlak tarafıdırlar. Kıbrıs görüşmeleri 3 Haziran 1968 yılında başlamıştır. Bugün, üzerinden 46 yıl 11 ay geçmiştir. Gelecek ay tam 47 yıl olacak. Yılsonuna kadar ÇÖZÜM diyenlerin ki Özdil Nami de böyle diyor, hayal dünyasından uyanmaları işlerini daha da kolaylaştıracak, halkımızda da yeni bir AFYON pompalamasına ve hüsrana neden olmayacaktır. Bu sözleri çok duyduk. Bıktık usandık. Bize eski statüko taraftarlarının demeçlerini hatırlatıcı sözler lütfen sarf etmeyiniz. Sizlere düşen görev MÜNECCİMLİK değil, Kıbrıslı Türklerin; insanca, barış içerisinde, güvenlikleri garantide, dünya hukukuna tabi, evrensen haklara sahip, özgürce dünyalı olabilmesini sağlamaktır. Yılsonuna, bu işi yukarıdaki kıstaslar dâhilinde çözerseniz sevinmez miyiz? Tabii ki çok seviniriz. Ama çözemezseniz hem güvenilirliğiniz sarsılır hem de bizim umutlarımız körelir. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın atmış olduğu bu ilk adım toplumun tüm iyi, güzel, pozitif, olumlu, barışçı kesimlerini KUCAKLAYICI olacağı yönünde çok olumlu bir adım olmuştur. Popülizmden uzak hareket edeceğinin bir göstergesi de sayılabilir. Eleştirmek için henüz çok erken diye düşünüyorum. İlk günden eleştiriye soyunanların amacı belli ki üzüm yemek değildir. İyi başlandı. Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı’na da, onun takipçisi Burhan Kuzu’ya da çok yerinde cevaplar verildi. Müzakereci seçimi iyi bir seçimdi. Bakalım maraton nasıl sonuçlanacak. Yeni, farklı, iyi, güzel, aydın bir dönem olsun dileklerimle…