Cumhurbaşkanı Akıncı, Ziya Rızkı’nın net bir şekilde, “Ben haktan yanayım, haksızlıklara karşıyım. Ben adaletten yanayım, adaletsizliklere karşıyım. Ben çağdaşlıktan, Atatürk ilkelerinden yanayım, yurtta barış dünyada barış ilkesinden yanayım ve Kıbrıs Türk halkı içinde bunları şiar edinenleri, bu yolda gidenleri yalnız bırakmayacağım” diyerek tarafını belirlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Ziya Rızkı’nın bu net duruşunun bugün yaşanılanlarla değerlendirildiğinde daha anlamlı olacağını belirtti.
Mustafa Akıncı, eski milletvekili, belediye başkanı, spor adamı, Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesi liderlerinden Ziya Rızkı’nın 25’inci ölüm yıl dönümü nedeniyle Girne Karaoğlanoğlu’ndaki kabri başında düzenlenen anma törenine katıldı.
Törende, Ziya Rızkı’nın hayatı ve mücadelesi ile ilgili konuşmalar yapıldı, kabrine çiçekler bırakıldı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, anma töreninde yaptığı konuşmada, 25 yıldır Ziya Rızkı’yı özlem ve sevgiyle andıklarını ifade ederek, “İçimizdeki bu özlem, bu sevgi ve saygı çeyrek yüzyıldır azalmadı, daha da arttı. Bunun tabi ki çok önemli nedenleri var” dedi.
Konuşmacıların, Rızkı’nın bazı özelliklerini anlattığını, özellikle bir hususa işaret etmek istediğini, bunun da, bugün yaşanılanlarla birlikte değerlendirildiğinde çok daha anlamlı olacağını ifade Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:
“Rahmetli Rızkı 1974’de görevini layıkıyla tamamlamadıktan sonra kuzeye geçti. Artık siyasi yapılanma da yavaş yavaş kendini gösteriyordu, fikirler etrafında, siyasal düşünceler etrafında, siyasi partileşme dönemine giriliyordu. Ziya Bey geldi, etrafına şöyle bir baktı ve bir karar verdi, dedi ki; ‘benim yerim, benim safım şurası olacak’. Kendisine ne menfaatler, ne çıkarlar vaat edildiğini yakından bilenlerden biriyim. Ama o hep bunları elinin tersiyle itti ve çok açık ve net bir şekilde, ‘Ben haktan yanayım, haksızlıklara karşıyım. Ben adaletten yanayım, adaletsizliklere karşıyım. Ben çağdaşlıktan, Atatürk ilkelerinden yanayım, yurtta barış dünyada barış ilkesinden yanayım ve Kıbrıs Türk halkı içinde bunları şiar edinenleri, bu yolda gidenleri yalnız bırakmayacağım’ dedi ve safını daha o günlerden belirledi. Ziya Bey niteliğinde geçmişi mücadeleler içinde yoğrulmuş, varoluş mücadelesinin en önde gelenlerinden biri olarak o günlerde bu noktaya gelmesi kolay bir şey değildi. Yaşı müsait olan birçok arkadaş ne demek istediğimi anlıyor. Ama genç arkadaşlar onları okuyarak, dinleyerek anlıyorlar. Kolay bir uğraş değildi. Çünkü, birçok dönemlerde görürsünüz, haklıdan yana tavır almak genellikle zayıftan yana yer almak demektir. Halbuki insan ruhunda ve pek çoğunda güçlüden yana olmak, öyle görünmek her zaman daha çok prim yapar ama Ziya Bey hiçbir zaman o yola girmedi. Hayatının hiç bir döneminde o yola girdiğini görmedim, her zaman haklıdan yana oldu, güçlüden değil. Her zaman zayıftan yana oldu.”
Ziya Rızkı’nın sosyal hayatında da, daha çok yardıma muhtaç insanlarla ilgilendiğini, insanların dertleri ile haşır neşir olduğunu, diğer özelliklerinin yanında onu halk adamı ve önder yapan özeliklerinden birinin de bu olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çeyrek yüzyıl sonra huzurunda bir kez daha saygıyla eğiliyoruz, nur içinde yatsın. O’nu gelecek nesillere tüm bu özellikleri ile anlatmanın, yansıtmanın yollarını el birliği ile bulalım” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Ziya Rızkı’nın ders kitaplarında yer alması yönünde Cemla Özyiğit’in Milli Eğitim Bakanı olduğu dönemde başlatılan ve yarım kalan çalışmanın tamamlanması için, görevi devralanların devlette devamlılık esası ilkesinden yarım kalan işi tamamlamak zorunda olduğunu, bunun Cumhurbaşkanlığı, Meclis ve siyasi partiler olarak el birliği ile takibinin yapılarak, Rızkı’yı gelecek kuşaklara en iyi şekilde anlatmanın yollarının bulunması gerektiğini söyledi.