Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Crans Montana’da başarısızlıkla sonuçlanan Kıbrıs müzakere sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Mont Pelerin, Cenevre ve Crans Montana’daki görüşmelerde Güney Kıbrıs’ın masaya Türk tarafının zoruyla gittiğini kaydeden Akıncı, her seferinde Türk tarafından beklemedikleri açılımlarla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
Akıncı, “Bunu BM, AB ve 3’üncü taraflar da gördü. Rum tarafı buna hazır değildi. O nedenle Eide’nin söylemleriyle ilgili büyük kavgalar kopuyor. BM’den birinin bunu söylemesinden çok rahatsızlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, İnşaat ve Gayrımenkul Sektörü Gelişim Stratejisi toplantısında yaptığı konuşmada, Kıbrıs konusunda gelinen noktaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Akıncı, Kıbrıs’ta hayatın devam ettiğini dile getirerek, geleceği planlamak gerektiğini söyledi.
“Çözüm olduydu, olmadıydı. Olmasını hepimiz arzu ederdik, ama hayat durmuyor ve biz planlamak zorundayız” diyen Akıncı, şehirlerin, ekonominin ve tüm sektörlerin planlanması gerektiğini, bu planlamaların da çözüm gailesinin bir parçası olduğunu belirtti.
Planlama yapmanın, olası bir çözüm durumunda insanların kendilerini daha hazır hissetmelerini sağlayacağını kaydeden Cumhurbaşkanı, evin içinin daha toplu bir hale getirilmesinin önemini dile getirdi.
Akıncı, Kıbrıs sorunuyla ilgili çeşitli değerlendirmeler bulunduğuna dikkat çekerek, Rum lider Nikos Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Espen Barth Eide ile neredeyse gırtlak gırtlağa geleceğini söyledi.
Kendilerinin bu sürece müdahil olmak istemediklerini vurgulayan Akıncı, müzakerelerin koptuğu ana kadar 3 kez İsviçre’de toplantılar yapıldığını anımsattı.
Akıncı, “Her 3 toplantı da Türk tarafının çok ciddi istekliliğiyle yapılmıştır. Anastasiadis hep ayak sürüdü, buna emin olun. 3’ünde de sonuç alamadan ayrıldık” dedi.
Rum lider Anastasiadis’in Mont Pelerin’deki toplantıya Kıbrıs Türk tarafının inisiyatif almasını düşünmeden gittiğini anlatan Akıncı, kendilerinin, yüzde 29.2’yi kabul etmeleri üzerine karşı tarafın paniklediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiadis’in odadaki herkesin çıkmasını istediğini ve başbaşa kalınca kendisine ‘Kusura bakma hazır değilim’ dediğini kaydederek, “Biz tarifeli seferle, onlar ekipleriyle ve özel uçakla gittiler. Atina’yla konuşmak istedi. Git konuş gel dedik. 10 gün süre istedileri. AKEL liderinin adını da kullandı. İç politik kavgaları var, ama bütün mesele 5’li Konferans tarihiyle ilgili adım atmak istememeleriydi” dedi.
Cenevre’ye yine Türk tarafının ısrarıyla gidildiğini kaydeden Akıncı, Rum liderin orada da hazır olmadığı bir harita ile karşılaştığını söyledi.
Bu kez de ‘biz hazır değiliz’ diyenin Yunanistan olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı, Rum tarafı ve Yunanistan’ın Crans Montana’ya Türkiye’nin açılım yapmayacağı inancı ile gittiğini anlattı.
Akıncı, “Bu masayı Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının üzerine yıkalım kurgusuyla gittiler. Orada 0 asker, 0 garanti tarzımız olmadı. Çeşitli açılımlar yapıp, karşı tarafta kıpırdama bekledik. Kıbrıs Türkü’nün koruyarak esneklikler gösterdik. Bunu BM, AB ve 3’üncü taraflar da gördü. Rum tarafı buna da hazır değildi. O nedenle Eide’nin söylemleriyle ilgili büyük kavgalar kopuyor. BM’den birinin bunu söylemesinden çok rahatsızlar” dedi.
Türk tarafının Eide’nin söylediklerinden çok mutlu olduğunun söylenemeyeceğini de kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Sadece bize söylediklerini açıkça söylesin isterdik. Ama BM’nin denge politikası devam edecek” dedi.
Kıbrıs’taki sorunun BM parametreleri değil, Rum tarafının zihniyetinden kaynaklandığını da ifade eden Akıncı, bu zihniyetle bu parametrelerde olmasının sağlanamayacağını belirtti.
Rum tarafında bir zihniyet dönüşümüne gerek olduğunu ve kendilerinin bunun uzun süre beklediklerini vurgulayan Akıncı, “İşin esası anlattığım gerçeklerdir. Bu iş kişisel değildir. Güneyde toplumsa bir dönüşüm gerekli. Rum liderin tavrı bunun bir yansımasıdır. Eğer olsa iyi olurdu, ama olmadı. Bundan sonra belki olur” dedi.
Cumhurbaşkanı, toplumsal değişim ve dönüşüm için eğitim ve teknik gibi komiteler oluşturulduğunu da anımsatarak, iki yıl süresince karşılıklı telefonun aktif olmasını sağlayamadıklarını, buna gerekeçe olarak da Kuzey’deki operatörlerin illegal olduğu konusunda karşı tarafın ısrarının kırılamadığını anlattı.
Aynı durumun elektrik hatları ve yangın arabalarının güneye geçebilmesi konularında da gereçli olduğunu söyleyen Akıncı, son zamanlarda sivil toplum, sendikalar ve siyasilerle yaptığı tüm görüşmelerde kendisine “şimdi ne olacak” sorusunun sorulduğunu belirtti.
Akıncı, “Bundan sonrası toplumsal bir meseledir. Ortak akıl oluşturmak için zaman ve zemine ihtiyaç var. Aceleci olmayacağız. Güney’de seçim heyecanı var, BM bizden ciddi değerlendirmeler talep etti. Ama ülkede hayat devam ediyor” dedi.
(BRTK)