Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile İstanbul görüşmesine gösterdiği tepkinin aşırı ve ölçüsüz olduğuna işaret etti.
Rum lider Anastasiadis’in Cuma günü liderler görüşmesine katılmayı reddetmesinin “son derece üzücü” olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Umarım pozisyonunu yeniden gözden geçirir. Müzakerelerin terk edilmesi kesinlikle kabul edilemez” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı Al Jazeera’den Ahmed Mansour’la yaptığı söyleşide, müzakere süreci, süreçteki son gelişmeler ve referandum hedefini değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Şu iyice anlaşılmalıdır ki, Kıbrıslı Türkler sadece Lefkoşa’da ara bölgeye sıkıştırılamaz. BM yetkilileri ile görüşmelerimiz sadece ara bölgeye hapsedilemez” dedi. Genel Sekreter Ban Ki-moon ile daha önce New York’ta, sonra ise Davos’ta bir araya geldiklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Genel Sekreter ile İstanbul’daki görüşmemizde, bu yılsonuna kadar Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için yapılabilecekleri değerlendirdik” dedi.
TEPKİLER AŞIRI ve ÖLÇÜSÜZ
Rum tarafının artık çözüme ihtiyacı olmadığı için müzakerelerden çekilme ihtimalinin olup olmadığını sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bunun söz konusu olduğuna ihtimal vermek istemem. Çünkü Kıbrıs sorununu çözmek, karşılıklı anlayış, karşılıklı istenç ve siyasi kararlılık gerektiren bir süreçtir ve çözümden her iki taraf ile bölgemiz de yararlanacaktır. Çözüm ise ancak diyalogla mümkündür” diye konuştu.
“ANLAŞMA METNİNE SON ŞEKLİNİ VEREBİLİRİZ”
Görüşmelerin formatını değiştirerek geriye kalan önemli konuları çözmek ve süreci tehlikeye atabilecek hiçbir boşluk bırakmamak için yoğunlaştırılmış görüşmeler yapılması önerisi dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, sözlerine şöyle sürdürdü: “Bugünkü görüşme formatı şu şekildedir: Gidiyoruz, görüşüyoruz. Sonra iki hafta sonra yeniden gidiyoruz. Görüşmelerde ele aldığımız bazı konular speküle edilerek Rum basınına yansıyor. Bu da birçok hassasiyete neden oluyor. Bunu görmek, yaşamak istemiyoruz. Toprak ve güvenlik konularını ele alacağımız günlere yaklaştık. Bu nedenle görüşme formatını değiştirmeliyiz.
Bu konuları bir hafta veya 10 gün boyunca kesintisiz ele alabileceğimiz yeni bir görüşme formatına geçmeliyiz. Bu başlıkları tamamlamamızın ardından da, garanti ve güvenlik başlıklarını sonuçlandırmak üzere, en sonunda garantör ülkelerin de yer alacağı beşli bir toplantı yapmamız da gerekecektir”.
GEÇEN ZAMAN SÜRECİN ALEYHİNE
Cumhurbaşkanı Akıncı geçen zamanın sürecin aleyhine işlediğini belirtti ve karşılıklı olarak anlayışı sağlamanın liderlerin görevi olduğunu söyledi. “Aynı neslin iki lideri olarak eğer biz Kıbrıs sorununu şimdi çözemezsek, bunun federal çözüm için son şans olacağına inanıyorum” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, zaman ilerledikçe Kıbrıs sorununun çözümünün zorlaştığına dikkat çekti.
YENİ BİRLEŞİK FEDERAL ORTAKLIK
Cumhurbaşkanı Akıncı şunları kaydetti: “Kıbrıslı Türkler’in Cumhurbaşkanı olarak, benim ilk görevim Kıbrıslı Türklerin haklarını korumaktır. Aynı zamanda diğer toplumun makul hassasiyetlerini farkına varmak da görevimdir. Makul olanlarını elbette.
Aynı şeyi karşı taraftan da bekliyorum. Empati kurarak kendini Kıbrıslı Türkler’in yerine koymak Sn. Anastasiadis’in de görevidir. Bu yönde ben elimden geleni yapıyorum”. Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nin dışında kaldıklarını, yeni bir federal cumhuriyet ile kendi haklarını istediklerini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kıbrıs Tük toplumu, yeni birleşik federal bir ortaklık cumhuriyeti istiyor” dedi.
ÇÖZÜM YENİ İMKANLAR SUNACAK
Kıbrıs sorunu çözümünün, birleşik federal bir ülke olarak daha iyi bir ekonomik yapıyı mümkün kılacağına da işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, yeni federal devletle Türkiye arasında yeni birçok fırsatların doğacağını vurguladı. Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıslı Rum iş insanlarının ilk defa 75 milyon nüfuslu Türkiye ile düşman olmak yerine iyi ilişkiler kurmanın ekonomik açıdan yaratacağı yeni imkanları farkettiklerini de söyledi.
Türkiye ile Yunanistan’ın ilişkilerinin çözümle birlikte daha iyiye gideceğini, daha iyi ilişkilerin tüm tarafların avantajına olacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, Kıbrıs sorununun çözümü kesinlikle kimsenin kaybetmeyeceği herkesin kazançlı çıkacağı bir kazan kazan durumu getirecektir” dedi.
GARANTİLERDE TEMEL PRENSİP
Cumhurbaşkanı Akıncı başka bir soruya karşılık, en başta siyasi eşitlik istediklerini ifade ederek, Kıbrıs Türk toplumunun başka bir toplumun tehdidi altında olmadan özgür bir halk olarak güvenlik içinde yaşamayı istediğini kaydetti. Bunları diğer toplum için de istediklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı, “özgürlük, eşitlik ve güvenlik. Bunlar en önemli üç unsurdur. Önceden üzerinde mutabakata varılmış çerçeve iki kesimli, iki toplumlu birleşik federal bir cumhuriyettir.
Siyasi olarak eşit iki kurucu devlet yönetimi altında iki bölge istiyoruz” dedi. Geçmişte yaşanan acılardan dolayı Kıbrıslı Türklerin Türkiye’nin garantörlüğünün devamını istediğine değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafının buna karşı çıktığını söyledi ve şöyle devam etti: “Oluşan yeni gerçeklerden dolayı, durum 1960’larda olduğu gibi değildir.
Bu nedenle Kıbrıslı Türkler’in kendilerini güvende hissedebilecekleri aynı zamanda Kıbrıslı Rumlar’ın da herhangi bir tehdit unsuru olarak algılamayacakları bir garanti sistemi ile bir çözüm sağlayabiliriz. Bu ana ilkedir. Bir toplumun güvenliği diğeri için tehdit olmamalıdır. İyi niyet ve siyasi kararlılıkla bunu sağlayabiliriz.”