Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC'de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katıldığı "Küresel Gazeteciler Konseyi Medya Buluşması" etkinliğinde konuştu.
Akıncı, Kıbrıs sorunu var olduğu sürece çözüm çabalarının sürdürülmesinin yanı sıra KKTC'nin daha iyi ve güzele ulaşma uğraşının da devam ettirilmesi gerektiğini ifade etti.
Konuşmasında, Rum tarafının son dönemlerde ortaya koyduğu tutuma yönelik eleştirilerde bulunan Akıncı, Rum tarafının bir kavram kargaşası yaratma içerisinde olduğunu belirtti.
Akıncı, "Farklı ortamlarda farklı kişilere farklı söylemlerde bulunan bir (Rum) lider (Nicos Anastasiadis) var karşımızda. Yeri geldiğinde iki devletli çözümden bahsediyor, yeri geldiği zaman konfederasyon diyor. Sonra buraya geliyor 'Kıbrıs'ta gevşek federasyon' diyor. Benimle buluştuğu zaman 'Hayır gevşek federasyonu kastetmedim, o merkezi olmayan federasyon' diyor." ifadelerini kullandı.
Rum tarafının, sonrasında bir başkanlık sisteminden bahsetmeye başladığını hatırlatarak, "Başkanlık sistemi konusunda uzun zamandır bir uzlaşma var. Aniden bir baktık Rum tarafı, parlamenter sistem olsun, dönüşümlü başkanlık yerine dönüşümlü başbakanlık olsun demeye başladı." şeklinde konuştu.
Başkanlık konusunun daha önce de ortaya atıldığını, halihazırda yeni unsur içermediğini söyleyen Akıncı, şunları kaydetti:
"Hangi model olursa olsun, Rum tarafı siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılımımız konusunda retçi bir tutum ve inkar içerisinde olmaya devam ediyor. Daha önce kabul ettiklerini bile inkar eder bir noktaya geldi. Anastasiadis, Crans Montana'nın açılış konferansında bakanlar kurulunda kararlara Kıbrıslı Türk bakanların da etkin katılımını, en az bir olumlu oy ilkesini kabul ettiğini deklare etmesine rağmen bugün bunu bile inkar noktasına geldi. Devletin fonksiyonel olmaktan çıkacağını iddia etmeye başladı."
Akıncı, Anastasiadis ile 26 Şubat'ta yaptığı son toplantıda, kendisine "Enerji politikalarını bile Kıbrıs Türkleri için hayati görmüyorsunuz. Merkezi olmayan federasyondan bahsediyorsunuz. Daraltalım merkezin yetkilerini, kanatlar daha güçlü olsun, bizim buna bir itirazımız yok." dediğini aktardı.
Rum tarafının, hem enerji politikalarında hem de mali politikalarda Kıbrıslı Türklerin hayati çıkarları olduğunu görmezden geldiğini dile getiren Akıncı, Rumların Kıbrıs Türk tarafının etkin katılımını kabul etmek istemediğine dikkati çekti.
Akıncı, uluslararası toplumun bu konulara ilişkin tutumunun da yanlış olduğunu ve Kıbrıs'ta çözüme yardımcı olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa Birliği (AB) süreci yaşandığı zaman, özellikle 2002-2004 arasında Rumların tek başına AB üyesi olmasına neden olan yanlışlar ve hatalı politikalar, bugün doğal gaz alanında tekrarlanıyor. Rumlara 'Bu sizin hakkınızdır, kazılara ve araştırmalara devam edebilirsiniz' deyip, arka sıvazlayıcı tavırlar sürdükçe ne yazık ki ne Kıbrıs'ta ne de Doğu Akdeniz'de istikrara ve barışa yardımcı olunmamaktadır. Birleşmiş Milletler, AB ve diğer büyük devletler olsun bu konuda büyük yanlış içerisindedirler. Kıbrıslı Türklerin de hakkı var deyip işi geçiştirmeye çalışıyorlar. Ama eğer bu bir haksa ve haktır elbette, işin başından, sonuçlandırma aşamasına kadar birlikte yürütülmesi gereken bir süreçtir. Yoksa 'Rumların hakkıdır, yapacak ve kazacak. Eğer ileride bir gün çözüm olursa o zaman Kıbrıslı Türkler de hakkını alır' deyip, topu bilinmez bir geleceğe atmak sanıyorum ki yanlışların en büyüğüdür."
"Sahada da haklarımızı korumanın yollarını bulacağız"
Akıncı, Doğu Akdeniz'de akılcı bir yöntemle Türkiye güzergahını da dikkate alarak doğal gaz konusunda iş birliği yapmanın en tutarlı yol olduğunu daima gündeme getirdiklerini belirtti. Akıncı, "Türkiye'yi ve Kıbrıs Türklerini denklem dışına itmek, bu bölgede ne istikrara, ne barışa ne de mantıklı çözümlere katkı sağlamaz." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs meselesine ilişkin haklı ve tutarlı tavırlarını hem masa hem de sahada sürdürmeye devam edeceklerini vurgulayan Akıncı, sahada da haklarını korumanın yollarını bulacaklarını söyledi.
Akıncı, bu faaliyetlerden dolayı rahatsızlık duyanlar olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Onlara söylediğimiz şudur; 'Rum tarafı bu girişimleri yaptığınızda neredeydiniz? Onlara ne dediniz veya ne diyeceksiniz? Onlara bir şey yoksa, bizim yaptığımız bir aksiyona karşı bir reaksiyondur aslında. Rumların tavrını dengeleme siyasetidir. Haklarımızı koruma siyasetidir. Bunun da başka bir yolu yoktur. Siz araştıracaksınız, biz de araştıracağız. Kıbrıs Türkleri olarak bu konuda Türkiye ile iş birliği içerisindeyiz."
Türkiye'nin 2 sondaj gemisi satın aldığını ve bu gemilerin yeri ve zamanı geldikçe görevini ifa edeceğini söyleyen Akıncı, "Görevlerini ifa etmeye de başladılar zaten. Haklılığımızın verdiği güçlülükle yolumuza devam edeceğiz. Sahada ve masada güçlü olmaya devam edeceğiz. Sahada güçlü oldukça masada da daha güçlü olacağız." diye konuştu.