Akıncı, BM’nin de artık bir sonuç görmek istediğini, çözümün aracı olmak yerine sorunun parçası haline geldiklerini ifade ederek, “Barış Gücü 1964 yılında 3 aylığına adaya geldi, ne kadar daha buralarda olacaklarını onlar da sorgulamaya başladılar” dedi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TBMM Dışişleri Komisyon Başkanı Volkan Bozkır'ı kabul etti.
İLK ZİYARET KKTC’YE
Volkan Bozkır göreve geldikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini tabiatıyla KKTC’ye gerçekleştirdiğini belirterek, TC’nin KKTC’nin tüm sorunlarında yanında olma ve birlikte hareket etme kararlılığında olduğunu söyledi.
Crans-Montana sürecinden sonra bir belirsizlik ve hayal kırıklığı ortamı doğduğunu ifade eden Bozkır, “Ancak Rum tarafının adeta süreci uzatarak zaman kazanmak ve bir anlamda kurdukları devlette Kıbrıslı Türkleri bir azınlık statüsünde yerleştirmek arzusu çok aşikar şekilde ortaya çıktı” dedi.
Bozkır, Türkiye olarak, böyle bir ortamın meydana gelmesine izin vermeyeceklerini vurgulayarak, siyasi eşitlik temelinde bir arada yaşanması şansının gerçekleşmesinin kendilerinin de arzu ettiği bir sonuç olduğunu ancak bunun dışında emrivakilerle sonuç vermeyecek şekilde sürecin uzatılmasını istemediklerini belirtti.
BM Genel Sekreteri’nin de artık sonucu olmayacak bir sürece girmeyi arzu etmediğini söyleyen Bozkır, BM Genel Sekreteri’nin danışmanı Lute’un raporunu bugün sunacağını, ekim ayı içinde yayımlanacak bu raporda arzu edilmeyen ifadelerin yer almaması için de hep birlikte gayret sarf edeceklerini ifade etti.
“BİZ AYNI YERDEYİZ İSTEYEN GELİR”
Bozkır, Doğu Akdeniz’deki gazı taşımak için yapılan çalışmaların birçoğunun kabul edilebilir olmadığını, gazın Türkiye üstünden aktarılmasının tek çare olduğunu belirterek, “Biz sabrımızı koruyoruz, onlar da doğruyu bulacak” dedi.
AB’nin kafasının karışık olduğunu, ırkçı hükümetlerle sorunlar yaşadığını söyleyen Bozkır, AB’yle yaşanan kırgınlıklara değinerek, “Biz aynı yerdeyiz bekliyoruz isteyen gelir” dedi.
AKINCI
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise Bozkır’ı geçmiş görevlerinden tanıdıklarını, TC’nin geleceğiyle ilgili vizyonunu yakından bildiklerini ve bunu Türkiye için hayırlı bulduğunu söyledi. Akıncı, TBMM heyetini ağırlamaktan mutlu olduğunu belirtti.
Akıncı, Bozkır’ın söyledikleri arasında kendilerinin de her zaman üzerinde hassasiyetle durdukları iki konunun altını çizmek istediğini dile getirdi.
“KIBRIS TÜRKÜ RUMLARIN YÖNETECEĞİ BİR ADANIN AZINLIĞI OLMAZ”
Kıbrıs Türkü’nün Rumların yöneteceği bir adanın azınlığı olmayacağını böyle bir şeyin söz konusu olamayacağını vurgulayan Akıncı, 1960 anlaşmalarında da Kıbrıs Türkü’nün azınlık olarak nitelendirilmediğini tam tersine kurulan yeni devletin ortağı, iki temel unsurundan biri olarak nitelendirildiğini söyledi.
Akıncı, hazmedilemeyenin de bu olduğuna işaret ederek, “Adayı sadece kendilerinin saydılar, hatta onun ötesinde Yunanistan’la da birleştirmek istediler. Bu mümkün değildi, nitekim de olmadı” dedi.
Sonraki süreçlerde hep altı çizilen en önemli hususlardan birinin siyasi eşitlik olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, 1968 yılında başlayan görüşmelerin 50’nci yılına girdiğini, yarım yüzyıldır Kıbrıs sorununu çözmeye çalıştıklarını kaydetti.
“UCU AÇIK SÜRECE BM DE SICAK BAKMADIĞINI İMA ETTİ”
Bu konunun bir 50 yıl daha uzamasının artık düşünülemeyeceğini belirten Akıncı, bundan dolayıdır ki Crans-Montana’dan beri sürekli ucu açık sonuç odaklı olmayan dipsiz bir sürece dahil olmayacaklarını, buna sadece kendilerinin değil BM Genel Sekreterliği’nin de sıcak bakmadığını ima ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, BM’nin de artık bir sonuç görmek istediğini, çözümün aracı olmak yerine sorunun parçası haline geldiklerini ifade ederek, “Barış Gücü 1964 yılında 3 aylığına adaya geldi, ne kadar daha buralarda olacaklarını onlar da sorgulamaya başladılar” dedi.
Rum tarafının da bunu fark ettiğini ve bu nedenle söylemlerinde bazı farklılıklar olduğunu belirten Akıncı, yeni zihniyetin ve dönüşümün BM Genel Sekreteri’yle yapılacak görüşmede ortaya çıkacağını belirtti.
Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının Türkiye’nin desteğiyle her zaman barıştan ve çözümden yana olduğunu, eşitlik, özgürlük ve güvenlik sağlanması halinde, Doğu Akdeniz’de de geniş iş birliği olanağıyla sorunların akıl yoluyla çözülebileceğini söyledi.
Türkiye’nin bölgedeki ilişkilerinin gelişmesiyle doğal gazı taşımasının en mantıklı yol olduğunu vurgulayan Akıncı, “Dün İsrail ve Yunanistan’la yapılan anlaşmalar, Doğu Akdeniz’deki gazı taşımak için uzun ve pahalı bir yol, bunlar doğru çözüm değil” dedi.
Akıncı, bu konunun akıl yoluyla çözülmesini, doğal gazın bir işbirliği alanı olarak kullanılmasını temenni etti.
Akıncı, Kıbrıslı Türklerin 2004’te referandumda evet diyerek AB dışında kaldığını, Rumların hayır diyerek AB’ye girdiğini anımsatarak “Büyük haksızlık” ifadelerini kullandı.
“ÇÖZÜME BÖYLE KATKI SAĞLANMAZ”
Geçmişte adada AB komisyonu olduğunu, müzakere sürecinde Rumların itirazları doğrultusunda komisyonun dağıtıldığını, eskiden AB üyesi ülkelerin adaya gelişlerinde kendilerini de ziyaret ettiğini ancak son bir yıldır gelenlerin kendilerini ziyaret etmediğini anlatan Akıncı, çözüme böyle katkı sağlanamayacağını, bu tavırların zaten AB üyesi olan tarafı şımartmaktan başka bir işe yaramayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, gittikçe düzelen AB- Türkiye ilişkilerinin mutluluk verici olduğunu vurguladı.