Kıbrıs Türk Siyasi tarihinde, Rauf Denktaş sonrasında eksikliği hissedilen bir liderin, Mustafa akıncının yeniden bizimle olmaya başladığının ayak seslerini duyduk dün. Mustafa Akıncı nasıl bir lider olduğunu, ezber bozan açıklamaları, dirayetli duruşu ve kendinden emin tavırları ile dün hem ülkemize, hem de dünyaya kanıtladı. Akıncı’nın seçim yarışı yaklaşık 8 ay önce başladı. Bu süre zarfında sanıyorum onun siyaseti, herkesin aklına 4 madde, yani 4 boyutlu siyaset ile kazındı. Hiç kuşkusuz ilk günden ibaren o, “Türkiye ile Karşılıklı Saygıya Dayalı İlişki” şeklinde tanımladı bu net duruşunu. Dün ise bu duruşun ilk meyvesini gördük… İlk direniş, ilk tepki. Yavru Vatan krizi, aslında Akıncı’nın ayak sesleri olarak tanımlanabilir. Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha, Tebrik mi? Tehdit mi? olduğu anlaşılmayan açıklamaları ile tansiyonu yükseltti. İşte bu süreç kameralar önünde yaşandı. Akıncı gün boyunca yoğun bir mesai üstlendi ve krizi gayet güzel bir şekilde, kendinden, toplumundan ödün vermeden giderdi. Üstelik verdiği mesaj gayet netti. Akıncı, “ben bu ülkenin yüzde 60.5’inin oyları ile seçilmiş bir liderim. Benim taleplerim, benim isteklerim bu toplumu ifade ediyor” mesajı sunuldu Ankara’ya. Hiç kuşkusuz bu, Akıncı’nın seçim sembolü olan zeytin dalına eş bir yaklaşımdı. Kıbrıs Türk halkı çok uzun zamandır kaybettiği motivasyonunu kazandı Akıncı’nın seçilmesi ile. Ülke siyaseti için farklı senaryolar yazılıp çizilirken, gerek gelen mesajlar, gerekse konjektürel gelişmeler sıcak bir yaz mevsimine gireceğimizi gösteriyor. Dün görüştüğüm bir çok kişi Mustafa Akıncı ile seçimin ardından görüşüp konuşmadığımı da sordu. Sayın Akıncı ile çok güzel bir dostluğumuzun olmasına karşın, kendisin aramadım. Hatta mesaj bile atmadım. Sosyal medyada dolanırken gördüğüm çıkarcı, yalaka insanları düşündükçe, taşların yerine oturması sonrasında aramanın ve tebrik etmenin daha uygun olacağını düşündüm. Ülkemizde yayınlanan anketlerde 3. Sırada gösterilirken, ABD’ye kaçtı, bizi Rumlara satacak diye kişisel çıkarları nedeni ile Mustafa Akıncı’ya saldırırken bir çok meslektaşım, şu sıralar methiyeler düzen, çok keyifli yazılara, paylaşımlara imza atıyor. Şaşmamak elde değil. Kıbrıs Türk halkı önemli bir sınav verdi. Verilen bu sınav varoluş mücadelesi gibiydi. Bir çok tartışma, farklı kutuplar ve hatta zaman zaman yumrukların konuştuğu bir seçimin ardından huzurum yerinde, vicdanım rahat. Denktaş’I seversiniz veya belki nefret edersiniz. Ancak Rauf Denktaş, konuşması, duruşu, karizması ile bir liderdi. Yazının başında da belirttim, Kıbrıs Türk halkı Denktaş gibi bir lidere şimdi yeniden sahip oldu. Yolun açık, şansın bol olsun Akıncı.