Cumhurbaşkanı ve bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’nın temsilcisi akademisyen
Ercan Hoşkara BRT’de ’45 + Seçim Özel’ programında Baykan Gürses Özdağ’ın konuğu oldu, soruları cevapladı.
Toplumun Cumhurbaşkanı Akıncı dahil adayları çok yakından tanıdığını, adayların da zaten
pandemi sürecinin mevcut kıldığı şartlarda yeni nesil teknolojiyle birlikte dijital ortamlardan
toplumun tüm kesimlere ulaştıklarını belirten Hoşkara, seçmene doğru bilgilerin doğru zeminde
ulaşmasının önemini vurguladı.
Crans Montana’da sonuca ulaşamayan sürecin, seçimlerin ardından gayrı resmi toplantıyla
başlayacak yeni dönemde Berlin’de ortaya çıkan zemin üzerinden sonuca ulaşabileceğini, en azından
bunun zorlanması gerektiğini kaydeden Hoşkara, Akıncı’nın kararlı ve tutarlı duruşu ile tekrardan
rayına oturan ve Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu hassasiyetleri içeren Berlin Zirvesi ile
netleştirilen sürecin Fedral çözümle taçlandırılmasının tüm tarafların yararına olacağını kaydetti.
Federasyona alternatif olarak ortaya konan çözüm modellerinin olabilirliliğinin olmadığı
daha önce defalarca ıspatlandığı gibi, altının da doldurulmadığını belirten Hoşkara, hem başlattığı
sürecin tamamlanması, hem de ‘Federasyon bitmiştir’ diyenlerin Kıbıs Türk halkını yeni maceralara sürüklemesi olasılığının Akıncı’nın adaylığını daha da önemli kıldığına dikkat çekti. “Zaten 52 yıldır Federasyon görüşülür” tespit ve söyleminin doğru olmadığını, bu süreçte sadece Federasyon görüşülmediğini kaydeden Hoşkara, farklı süreçlerde Federasyonun olmayacağını iddia edip, ayrılıkçı bir siyaseti savunarak “iki devletli” ve “konfedaral” çözüm gibi farklı denemeler yapanların bile
sonradan yeniden Federasyonu görüşmeye başladıklarına dikkat çekti.
“Federasyon Kıbrıslı Türklerin Aleyhine Olan Bir Zemin Değildir”
Federasyonla ilgili en önemli çerçeve anlaşmalarının ‘bu olamayacak’ diyen yapıların
temsilcileri olan Sn. Denktaş (1977-79) ve Sn. Eroğlu (11 Şubat ortak belgesi) tarafından
imzalandığını hatırlatan Hoşkara, “Kıbrıslı Türklerin leyhine olan Federasyon hem meşru bir çözüm zemini hem de ısrarla peşinde koşmamız gereken bir zeminidir. Bu zeminden kaçan taraf Kıbrıslı Türkler olmamalıdır. Akıncı’nın bu yöndeki duruşu da son derece doğrudur” dedi.
BM Parametrelerini terk ederek, tarafların üzerinde anlaştığı ve dünyanın kabul ettiği
Federasyondan kaçarak, ayrılıkçı bir siyasi pozisyonu beyan edip bunu savunmanın geçmişte Kıbrıs Türk halkına acı bedeller ödettiğini anımsatan Hoşkara, önümüzdeki dönemde de anlaşılan, imza atılan zemini terk etmenin yararı değil, zararı olacağı uyarısında bulundu. “Biz uluslarası hukukun bir parçası olmak istiyoruz, ancak bunu ayrılıkçı bir siyasi pozisyonu savunarak yapamayız” diyen Hoşkara, bunun iki toplumlu, iki bölgeli siyasi eşitliğe dayalı Federasyon ile mümkün olabileceğini kaydetti.
“Rum Yönetiminin Tek yanlı Adımları Doğru Değildir”
Bir soru üzerine Doğu Akeniz’de yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Hoşkara, Rum
Yönetiminin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye Cumhuriyetini yok sayan tek yanlı adımlarının doğru
olmadığını vurguladı. Rum tarafının tek yanlı adımları karşısında Türkiye’nin de hem kendi haklarını
korumak için tek taraflı olarak, hem de Kıbrıslı Türklerin haklarını korumak için Kıbrıslı Türkler ile ortak adımlar attığını belirten Hoşkara, “Ancak Türkiye bunu yaparken, her zaman diyaloğa açık olduğunu söyledi, zaten diyalog da başladı” dedi.
“Biz Kıbrıslı Rumlarla siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşma istiyoruz, bizim de en az onlar kadar
hakkımız var, hakkımız olan bu konuda da geri adım atmamalıyız” diyen Hoşkara, “Sn. Akıncı da bu konuda çok net bir tutum sergilemiştir. Bu işi beraber yaparsak (ki bu konuda öneri sundu) bu işi başarabiliriz, ama ayrı ayrı yaparsak sıkıntı büyüyecektir’ dedi. Hoşkara, “Sn. Akıncı’nın da ısrarla vurguladığı gibi akıl yolu, sorunların diyalog ve müzakere ile çözümlenmesidir” ifadelerini kullandı.