Akşener'den Erdoğan'a çağrı: Gel iktidar ve muhalefet el ele verelim bu ülkenin lügatından kadın ve genç ölümlerini silelim

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Enes Kara'nın intiharı ile son günlerde yaşanan kadın cinayetlerini hatırlattı

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Enes Kara'nın intiharı ile son günlerde yaşanan kadın cinayetlerini hatırlattı; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Artık yeter bu ölümlerin artık durması gerekiyor senin de çocukların var, bu ölümlere benim üzüldüğüm gibi senin de üzüldüğünü biliyorum bunun siyasi bir yanı yok. Her hafta gençlerimiz ölüyor, kadınlarımız ölüyor. Ölümlerin ardından tweetler atmak yetmiyor. Gel iktidar ve muhalefet el ele verelim bu ülkenin lügatından kadın ve genç ölümlerini silelim. Ben ve partim açık gönüllülükle her türlü katkıyı vermeye hazırız" diye seslendi.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Belediye başkanlığında sokakta aç kalan insanların yardımın koşardın, şimdi vatandaşı aç gezerken lüks içinde sefa sürebilen bir vicdansız adam oldun.

"(Bakan Nebati'ye) Komplo teorileriyle saçmalayan bir atanmış özgüveni, bırakın ekonomiyi matematik bile bilmeyen büyük bir cehalet görüyoruz. Buradan ekonomiyi yönetenlere sesleniyorum lütfen bir an önce aklınızı başınıza alın. Belli ki sizin kapasiteniz kısıtlı o nedenle size ne yapmanız gerektiğini ben söyleyeyim. İşe önce enflasyon sarmalını tersine çevirmekle başlayın.  

"Bakın aynı 128 milyar dolar meselesinde olduğu gibi yine gizli kapaklı işler yapmaya başladınız. Bankaların sizde zorunlu karşılık olarak tutukları rezervlerle kura müdahale ediyorsunuz, yatırım yapmak isteyen iş dünyasını dövizini bozdurmazsan sana kredi vermem diye tehdit ediyorsunuz. Yapmayın bu gizli kapaklı işlere olan merakınız ve kural tanımazlığınız ekonomiyi daha da kırılgan hale getiriyor. İlk yapmanız gereken enflasyonla mücadeleye öncelik verip ekonomideki belirsizlikleri ortadan kaldırmak.

"Ak Parti iktidarının ekonomideki yönetim modeli gençleri ve kadınları dışlayan, onları güvencesiz istihdama iten çağ dışı bir anlayıştan başka bir şey değil. Bunu kabul etmiyoruz çünkü bu ülkenin kadınları ve gençleri çok daha iyisini hak ediyor. 

"20 Ocak 2020’den beri, tam 79 ile gittik. Gittiğimiz her yerde, karşılaştığımız yoksulluğu, en derinden hisseden kesimlerden biri olan, gençlerimizin düşüncelerini de dinleme fırsatımız oldu. Kimi zaman ben sordum kimi zaman da onlar dertlerini haykırdı. Henüz 12 yaşında, Faizden, hiperenflasyondan, devalüasyondan bahseden çocuklarımızı; Henüz 16 yaşında, Asgari ücretin ne kadar açıklanacağını, merak eden gençlerimizi dinledim. Ailesine yük olmamak için, inşaatta çalışan, çalıştığı için, üniversite okuyamayan, imkânı olup okusa bile, işe girme umudu kalmayan, elleri kalem tutmaktan değil, tarlada çalışmaktan nasırlanan, gençlerimizle konuştum. Ülkemizin her yanını saran; kayırmacılığın, torpilin ve liyakatsizliğin karşısında, kendine bir fırsat bulamayan, fırsat bulamadıkça, ülkesinden umudunu kesen, umudu yurt dışında arayan, bu nedenle de dışlanan, suçlanan ve yok sayılan gençlerimizi, daha iyi anladım.  Onlar konuştukça, onların endişelerini ve korkularını dinledikçe, yüreğimin acısı daha da derinleşti. Gençlerimizi bu hâle getiren, bu ucube düzenden daha da utandım.

"Erdoğan'a: Gençlere reva gördüğün hayat, bu mu? "

Bugün, ülkemizdeki çocukların yarısı, gençlerin de üçte biri, en yoksul yüzde 20’lik kesimde yaşıyor. Tam 4,2 milyon çocuk 2,1 milyon genç ve bunu içim çok acıyarak söylüyorum, 954 bin bebek, kişi başına gelirin, yılda sadece 4600 lira olduğu, en yoksul ailelerde yaşıyor. Sayın Erdoğan değerlerini hiçe sayıp, fikirlerini dinlemediğin, günde 20 liraya mahkûm edip, üstüne bir de, 'Elinize dilinize dursun' dediğin gençlerimizin 3’te 1’inin yoksul olduğunu biliyor musun? Resmî tanıma göre, ülkemizdeki 12,3 milyon yoksul vatandaşımızın tam 6,2 milyonunun, genç olduğunu biliyor musun? 12 milyon gencimizin 2 milyonunun, bilgisayarının olmadığını, 1,3 milyonunun, eski giysilerinin yerine, yenisini alamadığını, 1 milyonun, ikinci bir ayakkabısının olmadığını, biliyor musun? 'Başka bir dünya mümkün' dediğin dünya, bu mu Sayın Erdoğan? Uçan, kaçan, tüm dünyaya kafa tutan Türkiye, bu mu? Gençlere reva gördüğün hayat, bu mu? Eski Türkiye’den dem vurarak, nankörlükle, tembellikle, iş beğenmemekle suçlayarak, ‘Çıkar telefonunu göster’ nobranlığına hapsederek, onların, bu yoksulluğa razı olmalarını bekleyemezsin. Kendi beceriksizliğinin faturasını, bu ülkenin gençlerinin sırtına yükleyemezsin. Ayıptır, günahtır.

"Erdoğan çocuklarımızı, yoksulluğa mahkûm etmişsen, o koltukta oturmayı da, hak etmiyorsun demektir"

“Sayın Erdoğan artık son demlerini yaşadığın, 20 yıllık devri iktidarının sonucunda çocuklarımızı, yoksulluğa mahkûm etmişsen, onları Cumhuriyetimizin sunduğu fırsatlardan, mahrum etmişsen, geleceklerinin önüne setler örmüşsen, sen artık, o koltukta oturmayı da, hak etmiyorsun demektir. Bu kadar basit.

Ayrıntılar gelecek...