Aktivist Düşünce'den Ankara'da kınama etkinliği

Ankara'da, 2010'da Kıbrıslı öğrencilerin gerek Türkiye'de gerekse Kıbrıs'ta sesini duyurmak üzere kurduğu Akıtivist Düşünce Topluluğu yarın saat 18.30'da Kızılay Caddesi'nde bir etkinlik düzenleyerek T.C Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kınayarak, KKTC 4. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya destek verecek.

Facebook üzerinden duyurulan etkinliğin blidirisi de yayımlandı.

İşte bildiri metni:

"Kendine ait bir yönetim sistemi olan her ülkede yapıldığı gibi geçtiğimiz hafta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış ve Kıbrıslı Türk toplumu sandık başına giderek kendisine 5 yıl boyunca cumhurbaşkanlığı yapacak kişiyi belirlemişti. Bu seçim sonucunda, Kıbrıslı Türk toplumunun her konuda kendi kendini idare edebilme, kendi geleceği hakkında bağımsız kararlar üretebilme hakkını savunan ve bu uğurda aday olduğunu belirten Mustafa Akıncı oyların büyük bir bölümünü alarak cumhurbaşkanlığına seçilmişti.

Mustafa Akıncı propaganda dönemi boyunca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasında iki bağımsız devlet arasında olmaması gereken çarpık ilişkilerin bulunduğunu ve anavatan-yavru vatan yakıştırması altında tanımlanan bu ilişkilerin Kıbrıslı Türk üretim ve idare mekanizmalarını gitgide Türkiye Cumhuriyeti’ne bağımlı hale getirdiğini vurgulamıştı. Dolayısıyla iki devlet arasındaki mevcut ilişkilerin Kıbrıslı Türk toplumunun bağımsızlığı gözetilerek ana-yavru ilişkisinden kardeş ilişkisine evrilmesinin ve Kıbrıs’ta federal bir anlaşmanın sağlanmasının gerektiğini söylemişti.

Fakat Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, seçim sonuçlarının belli olmasının hemen ertesi günü, Mustafa Akıncı’nın kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi kararlarını kendi verebilen bir toplum olabilmekle ilgili düşünceleri üzerine “Ağzından çıkanı kulağının duyması lazım!” diyerek hiçbir devlet nezdinde kabul edilemeyecek aşağılayıcı bir tepki göstermiştir. Kuşkusuz bu tepki şahsa yönelik bir tepki değildir. Bu tepki, Kıbrıslı Türk toplumu ve onu temsil eden, kendi sözünün geçmesi gerektiği idari makamlara karşı Türkiye Cumhuriyeti idari makamlarının politik bakış açısının bir sonucudur. Erdoğan’ın bu açıklamasıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin uzun yıllardır Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıslı Türk toplumuna karşı yaklaşımının sevgi ve saygıyı mumla aratacak cinsten olduğu bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti devleti, her dönem olduğu gibi Recep Tayyip Erdoğan döneminde de, Kıbrıslı Türk toplumuna maddi manevi yardım eden ve onu koruyup kollayan bir devlet değil, adanın kuzeyindeki topraklar üzerinde söz hakkının ada halklarında değil kendinde olduğunu her fırsatta dayatıp kendi çıkarlarını kollayan, bunu yaparken de üretimden kopardığı ve tüm dünyanın ambargo uyguladığı Kıbrıslı Türk toplumuna kendi sağladığı maddi olanakları bedel olarak öne süren zoraki kiracı bir devlet imajı çizmektedir. Bu bağlamda ana vatan-yavru vatan yakıştırmasının, Kıbrıslı Türk toplumu ve Türkiye halkları arasındaki kardeşlik ilişkisini yansıtmaktan çok, Kıbrıslı Türkler üzerinde Türkiye hükümetlerince uygulanan ekonomik ve kültürel yaptırımlara bağlı birçok boyutu bulunan bu zoraki kiracılığın üzerininin örtülmesi için kullanıldığı ve bunun kimlere nasıl hizmet ettiği ayan beyan ortadadır! Mustafa Akıncı’nın ve Kıbrıslı Türk toplumunun ana-yavru ilişkisinden ziyade kardeşlik temelinde devletler arası bir ilişki istemesinin Türkiye yetkililerini bu denli rahatsız etmesinin sebebi de budur.

Bizler Ankara’da yüksek öğrenim gören Kıbrıslı Türk gençler olarak Mustafa Akıncı’nın Kıbrıslı Türklerin özgür iradesini sahiplenen ve Türkiye cumhurbaşkanının tepkisi karşısında da geri adım atmayan bu onurlu duruşunu özlemle selamlıyor ve sahipleniyoruz. Bu duruş, Türkiye hükümetleri tarafından yıllardır gaspedilmiş irademizi bizlere geri kazandırmanın tek yoludur. Bunun yanında Recep Tayyip Erdoğan’ı açıklamalarından dolayı esefle kınar, kardeşliğimizin daim olduğu Türkiye halklarına da kendi topraklarında Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki bu baskıcı rejime karşı sonsuz dayanışmamızı belirtiriz."