Alt yönetim ve paralelciler.

Arif Alasya

Önce KKTC’ye dıştan bakan Ülkelerin KKTC’ye nasıl baktıklarını görelim.
VİKİPEDİ’ye göre  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti  de facto olarak nitelendirilmektedir. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi 'ne göre, Türkiye'nin işgali altındadır.
Bağımsızlık ilanından bu yana Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir. Türkiye'de "Yavru vatan", "Yeşilada"ya da "Cennet Ada"diye de bilinir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kendisine uygulanan ambargolardan dolayı ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı hale gelmiştir. 2010 yılı itibarıyla 2.66 milyar TL olan devlet bütçesinin %32.6'sını Türkiye'nin ekonomik yardımları oluşturur.
YOUTUBE’ye girip KKTC Milli marşını sorarsanız da KKTC Marşının İstiklal marşı olduğunu görürsünüz.
Diğer ülkelerin bizlere bu bakış açısını kabul eden hatta memnun olan kesimlerin olduğunu bilen birisiyim. Hatta bu kesim bizi RUMCU ilan eden kesimdir.
Bu kendini milliyetçi olarak kabul eden kesim sadece ‘’Ana vatan Türkiye sana şükran olsun’’düsturu içinde Türkiye Cumhuriyeti’nin KKTC’deki tüm uygulamalarının destekçisidirler.
1974’den itibaren bize ait olan 162 fabrika dahil sanayi sektörünü,ABAT kararları ile ihracatımızı,Anayasanın geçici 10.ncu maddesi ile tüm yönetimimizi Türkiye’ye devrederek tam bir alt yönetim olduklarını ispatlamışlardır.Zaman zaman Serdar Denktaş gibileri kendince baş kaldırarak biz TC Yardım heyetinin bizi yönetmesini kabul etmiyoruz dese de kısa bir süre sonra onun ayak işlerine bakacak bir makamı kabul ederek onun aracılığı ile yapılacak işlerin savunucusu olabilir..İşte bu yapıyı kabul edenler VİKİPEDİ’de tarif edilen Alt yönetim olgusunu kayıtsız şartsız kabul edenlerdir.Bunlar yönetmeyi bilmediklerinden Kuzeyi ya hep bir başkası yönetmelidir düşüncesindedirler.Önlerinde iki seçenek vardır bu kesim içim yönetecek olan ya Türkiye olacak ya da Rum.Bu nedenle onlar tercihlerini Türkiye’den taraf kullanmaktadırlar.İşte bu nedenle onlara karşı olanlar Rumcu’dur.
Bu düşünce ile örtüşmeyen tüm yapılar için yapılan değerlendirme benzer şekilde Türkiye’deki gibi onlar ‘’Türkiye’nin egemenliğine karşı olan Rum’cu paralel yapılardır’’
Halbuki gerçek bu değildir.Burda paralel bir yapı yoktur.En azından paralel yapı içinde niteledikler CTP ve zaman zaman da küçük ortak olarak hükümette yer alan partiler hep Serdar Denktaş’ın şikayet ettiği TC yardım heyeti ile iyi ilişkiler içinde olmuş ve hatta imzalanan paketlere sadık kalmışlar,Hatta her ay pakete uyacaklarını içeren belge vermişlerdir.
Sadece hükümete geldiklerinde az, hükümetten gittiklerinde daha fazla Türkiye’den gelen önerilere tamamen katılmayıp belli bir direnç göstermeleridir. Çoğunlukla öneriler çok çok ufak değişikliklerle kabul edilmektedir Fakat bazı hazmedilemeyecek yasalar gündeme gelirse yapmaktan kaçınarak görevi Türkiye ne derse biz yaparız efendimcilere devretmektedir.
Görüldüğü gibi burada paralel yapı değil gel git oyunu oynanmaktan başka bir olay yoktur. Sanki gece silahlı gündüz külahlı bir oyun oynanmaktadır.
Artık bu oyunun sonuna gelindi. Bir olma birlik olma zamanı gelmiştir.Biz artık bir alt yönetim olmak istemiyoruz,biz kurumlarımıza sahip çıkmak istiyoruz .Dayatma paketlerle yönetilmek istemiyoruz.Kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimiz koşulları oluşturmak istiyoruz.Türkiye söylediği ve deklere ettiği gibi bizi tanıyan bir dost ülke ise bizi besleme yerine koyup bizden diyet beklemekten vazgeçmelidir.
Gelinen noktada artık ödeyeceğimiz diyet kalmadı bunu biliniz ya Kıbrıs Türkü olarak var olacağız ya da asimile edilmiş kendi ülkemizde üçüncü sınıf vatandaş.
Gelin bir olalım birlik olalım.