Altı muhalefet liderinin açıkladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem neleri içeriyor?

Altı muhalefet partisinin hazırladığı güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisine ilişkin uzlaşma metni, liderlerin ve davetlilerin katıldığı törenle kamuoyuna açıklandı.

Çalışmanın hedeflerini içeren mutabakat metni açıklandıktan sonra, altı siyasi partinin lideri tarafından imza altına alındı.

CHP, İYİ Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi Partisi (DEVA), Saadet Partisi (SP), Demokrat Parti (DP) ve Gelecek Partisi, geçen yıl Ekim ayında ortak bir komisyon kurarak, "güçlendirilmiş parlamenter sistem" çalışması başlatmış ve yılbaşı itibarıyla bu çalışma bitirilmişti.

Altı siyasi partinin genel başkanı, 12 Şubat'ta Ahlatlıbel Zirvesi'nde bir araya gelerek, toplantının tarihini 28 Şubat olarak belirlemişti.

"Yarının Türkiyesi'ni kurma" hedefine vurgu yapan altı siyasi parti lideri, bunun ilk adımı niteliğindeki "güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisini, "28 Şubat postmodern darbesi"nin 25. yıldönümüne tesadüf eden bugün, geniş katılımlı toplantıyla kamuoyuna açıkladı.

Ancak bu törende 28 Şubat'a ilişkin herhangi bir değerlendirme, gönderme veya yorum yapılmadı.

Toplantıya siyasi partilerin milletvekili ve yöneticilerinin yanı sıra meslek ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, akademisyenler, sendikacılar, gazetecilerin de olduğu 700 dolayında davetli katıldı.

Neden ertelenmedi?

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle toplantının ertelenip ertelenmeyeceği merak konusuydu, hatta toplantının savaşın gölgesinde kalacağı gerekçesiyle ertelemenin iyi olacağını savunanlar oldu.

Aslında konuşulmuş olsa da ertelenmesi hiç düşünülmemiş.

Bir siyasi parti kurmayı, "Çok büyük hazırlık yapıldı ve artık bu toplantının ertelenme şansı yoktu" derken, bir başkası "Savaşın takvimi yoktur, ne kadar süreceğini, ne zaman biteceğini bilme ihtimali yoktu. O nedenle ertelemeyi düşünmedik" açıklaması yaptı.

Liderler birlikte salona girdi, alfabetik sıraya göre anons edildi

Çok sayıda yayın kuruluşunun canlı yayınlarla duyurduğu toplantı salonuna CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "tarihi bir an yaşandığı" anonsuyla birlikte giriş yaptı.

Liderler, tıpkı toplantı davetiyesinde olduğu gibi siyasi partilerin alfabetik sırasına göre anons edildi, imza töreninde de yine aynı oturma düzeni korundu.

"Savaşa hayır" mesajı ve İstanbul Sözleşmesi sesleri

Liderlerin "güçlendirilmiş parlamenter sistem" hedeflerine ilişkin konuşmalarından kısa alıntıların yapıldığı sinevizyon gösterisinin ardından, 6 siyasi partiden parlamenter sistem çalışmasını yürüten isimler, bölümler halinde mutabakat metnini okudular.

Altı parti yöneticisi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle "Savaşa hayır" mesajı verdi.

Kadın haklarına ilişkin alınacak önlemler ve yapılacak iyileştirmelere ilişkin hedefler açıklanırken salondaki kadınlar kuvvetli bir şekilde alkışladı, salondan "İstanbul Sözleşmesi" sesleri yükseldi.

Yol haritasını liderler belirleyecek

Mutabakat metninin açıklanmasının ardından, ilk kez Ahlatlıbel Zirvesi'nde bir araya gelen altı genel başkan, metni imzalamak için masaya oturdu.

İmzaların ardından da "hatıra fotoğrafı" çekildi.

Seçim işbirliğinin ilk somut adımını mutabakat metnini imzalayarak atan altı siyasi partinin bundan sonra hangi alanlarda nasıl çalışma yürüteceği de uzun süredir konuşuluyor.

Altı siyasi parti ekonomi, seçim öncesi ve sonrası süreç, ittifak, cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi dahil, birçok konuda önümüzdeki süreçte bir araya gelecek.

Parlamenter sistem çalışması dışında, bu süreçle ilgili henüz netleşmiş bir takvim yok. Bazı parti temsilcileri, "Hele şu toplantıyı bitirelim, sonra nasıl yol yürünecek bakılır" derken, takvimin liderler tarafından belirlenip, ona göre hareket edileceği ifade ediliyor.

Neden güçlendirilmiş parlamenter sistem?

Mutabakat metninde, güçlendirilmiş parlamenter sisteme ilişkin temel esasların yanı sıra, "cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin neden yanlış olduğu" konusunda , "Bu sistem, yönetimde kişiselliğe ve keyfiliğe yol açmış; Cumhurbaşkanı'na yasama, yürütme ve yargıyı güdümü altına almasını sağlayan çok geniş ve denetimsiz yetkiler tanıyarak otoriter bir yönetim yaratmıştır" ifadelerine yer verildi.

"Neden güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerildiği ise şöyle anlatıldı:

"Çünkü ülkemiz, Cumhuriyet tarihinin en derin siyasi ve ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu krizin en önemli sebebi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altındaki keyfi ve kural tanımaz sistemsizlik ve yozlaşmış iktidardır. Bizler, altı siyasi parti olarak, dünyanın ve ülkemizin demokrasi tecrübeleri ışığında, adaleti tesis etmek, farklılıklarımızı zenginlik kabul ederek bir arada özgürce yaşamak, toplumsal huzuru ve barışı sağlamak, tüm vatandaşların insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini güvence altına almak, çoğulcu ve demokratik bir Türkiye'yi inşa etmek ve gelecek nesillere de bu değerleri miras bırakmak için bir araya geldik. Söz veriyoruz: Hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde, temel hak ve özgürlüklerin tamamını ve kurumsal kültürün hakimiyetini güvence altına alacağız."

Güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisinde yer alan bazı önemli düzenlemeler ise şöyle:

Yasama: Seçim barajı yüzde 3'e düşecek

TBMM seçimleri 5 yılda bir yapılacak. Temsil gücünü artırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3'e düşürülecek. Yurtdışındaki 6 milyonu aşan vatandaşın temsili için yurt dışı seçim çevresi oluşturulacak. En son yapılan milletvekili genel seçiminde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler Hazine yardımından yararlanacak.

Meclis çalışmalarında çoğulculuğun sağlanabilmesi için yeni bir Meclis İçtüzüğü hazırlanacak. Komisyonlardaki ve Genel Kurul'daki açık görüşmelerin canlı olarak yayınlanması sağlanacak. Torba kanun uygulamasına son verilecek. Bakanlar Kurulu'nun KHK çıkarma yetkisi Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi belirtilmek koşuluyla kabul edilecek.

Meclis'in bütçe hakkı, TBMM'nin devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenlenecek. Kesin Hesap Komisyonu kurulacak ve başkanı ana muhalefet partisinden olacak.

Yürütme: Cumhurbaşkanı, aktif siyasete dönemeyecek

Cumhurbaşkanı, bir kez olmak üzere 7 yıllığına seçilecek. Cumhurbaşkanının varsa partisiyle ilişiği kesilecek, görevini tamamladıktan sonra aktif siyasette görev alamayacak.

Cumhurbaşkanlığı makamı, devletin başı sıfatıyla temsili görev ve yetkilere sahip bir makam olarak düzenlenecek.

Başbakan, TBMM üyeleri arasından parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak belirlenecek. Başbakan'ın belirlenmesi bakımından, Cumhurbaşkanı Meclis'te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecek, belirlenen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak sırasıyla diğer siyasi partilere verilecek.

OHAL ilan etme yetkisi Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'na ait olacak, TBMM onayına tabi tutulacak. OHAL süresi kısaltılacak.

Yargı: Adalet Bakanı, Hakimler Kurulu'ndan çıkarılacak

Hakimlere coğrafi teminat güvencesi sağlanacak. Özel yargılama usullerine ve özel yetkili mahkeme uygulamasına son verilecek. İddia ve savunma arasında "silahların eşitliği" ilkesinin uygulanması sağlanacak.

. AİHM ve AYM kararlarının kararların derhal uygulanmasını sağlayacak düzenlemeler yapılacak. Devleti tazminata mahkûm ettiren ve zarara uğratan hakimlere ve savcılara bu tazminat ve zararın rücu ettirilmesi sağlanacak.

Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kaldırılacak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki farklı kurul oluşturulacak.

Anayasa Mahkemesi yeniden yapılandırılacak, bireysel başvurunun kapsamı genişletilecek. Mahkeme üyelerinin en az dörtte üçünün hukukçu olması zorunlu olacak.

Yüksek Seçim Kurulu, Anayasa'da yargı bölümü içerisinde bir yüksek mahkeme olarak düzenlenecek, kurulun niteliği açıklığa kavuşturulacak.

Temel hak ve özgürlükler: Kadın erkek eşitliği devlet politikası olacak

Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi anlayışı esas alınarak temel hak ve özgürlüklere ilişkin anayasal ve yasal güvenceler sağlanacak, hak ve özgürlüklerin kullanımına engel teşkil eden uygulamalara son verilecek.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına ilişkin mevzuat, AYM ve AİHM içtihatları ışığında yeniden düzenlenecek.

İnternet mevzuatı, uluslararası standartlara uygun olarak ifade özgürlüğünü kısıtlamayacak ve kişilik haklarını ihlal etmeyecek şekilde yeniden düzenlenecek.

Toplumun ve yaşamın her alanında, tüm karar alma mekanizmalarında kadın-erkek eşitliğini sağlamak ve korumak öncelikli bir devlet politikası haline getirilecek; bu konuda yasal ve yapısal gereklilikler sağlanacak. Kadına yönelik şiddetle etkin şekilde mücadele edilecek, şiddetin önlenmesi adına uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri etkili şekilde uygulanacak. Kadına karşı işlenen suçlarla ilgili TCK'da gerekli düzenlemeler yapılacak.

Basın özgürlüğü: RTÜK yeniden yapılandırılacak

Basın özgürlüğü kapsamında, gazetecilere karşı ceza soruşturmasına gerekçe yapılan mevzuat, AYM ve AİHM içtihatları çerçevesinde yeniden düzenlenecek. TRT ve Anadolu Ajansı, bağımsızlık ve tarafsızlık esaslarına göre yeniden yapılandırılacak.

RTÜK'ün görevini bağımsız ve tarafsız olarak yerine getirebilmesi için yasal ve yapısal değişiklikler yapılacak, kurulun idari ve mali bağımsızlığı güvence altına alınacak, üyeler TBMM tarafından nitelikli çoğunlukla seçilecek.

Kamu Yönetimi: Kayyum atamasına son verilecek

Kamu yönetiminde kadın yöneticilerin sayısı arttırılacak. Kamu görevine alınmada her kademede liyakat ve eşitlik ilkeleri hâkim kılınacak, şeffaflık sağlanacak. Mülakat uygulamalarına son verilecek.

Seçimle gelenin seçimle gitmesi güvence altına alınacak, yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını yok sayan kayyum uygulamalarına son verilecek.

YÖK kaldırılarak yerine koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış ve üyelerin seçim usulü demokratik meşruiyet esasına dayanan üniversiteler arası bir kurul tesis edilecek.

TCMB'nin bağımsızlığı korunacak

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın tam bağımsızlığının sağlanması için yasal ve yapısal önlemler alınacak, bankanın araç ve operasyon bağımsızlığı siyasi müdahalelere karşı korunacak.

Siyasi Etik Kanunu hazırlanacak. Kanun kapsamındaki kişiler iki yılda bir mal beyanı verecek.