Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Kadın Örgütü Mağusa İlçe Başkanı Birsen Altıok, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü nedeniyle paylaştığı mesajda, UNICEF’in bu önemli günü ilan etmesinde ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçladığını ifade etti. “Biz de Kıbrıslılar olarak yıllardır adamıza gelemeyen barışın özlemini çekiyoruz ve istiyoruz ki çocuklarımız barışın özlemiyle değil, barış içinde yaşasınlar” diyen Altıok, Gazze’deki İsrail saldırıları altında kalan çocukların savaşın acı yüzüyle büyüdüklerini; mülteci çocukların, çocuk dahi olamadan erken büyümek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve yıkıcı etkileri olan Covid-19’un adamızda toplumun her kesimini olduğu gibi çocuklarımızı da etkilediğini işaret eden Birsen Altıok, eğitim olanaklarından mahrum kalan çocuklarımızın akademik, sosyal ve psikolojik açıdan sorunları yaşadıklarını belirtti.
Altıok, salgın sonrası çocuklarımızın yoksunluklarını gidermenin yapacağımız işlerin başında gelmesi gerektiğinin altını çizdi. CTP Kadın Örgütü Mağusa İlçesi, 1 Haziran Dünya Çocuk Günü etkinlikleri çerçevesinde Gazimağusa Özel Eğitim Merkezi’ne ziyarette bulundu. Pandemi kurallarına uygun bir şekilde gerçekleştirilen ziyarette, merkezin yöneticilerinden çalışmalarıyla ilgili bilgi alındı. CTP Kadın Örgütü Mağusa İlçe Başkanı Birsen Altıok, daha sonra “1 Haziran Dünya Çocuk Günü” nedeniyle bir de mesaj yayınladı. Altıok mesajında şu ifadelere yer verdi:
“GAZZE’DE ÇOCUKLAR SAVAŞIN ACI YÜZÜYLE BÜYÜYORLAR
"Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNİCEF) 1954 yılında aldığı karar doğrultusunda, çocuklar arasında ortak duygular oluşturulması amacıyla 21 ülkede kutlanan ‘‘1 Haziran Dünya Çocuk Günü’’, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlamıştı. Biz de Kıbrıslılar olarak yıllardır adamıza gelemeyen barışın özlemini çekiyoruz ve istiyoruz ki çocuklarımız barışın özlemiyle değil, barış içinde yaşasınlar.
Çocuklar toplumun geleceğidir. Yarının yöneticileri olacak çocuklarımızın daha yaşanılır daha güzel bir dünya inşa edebilmeleri için bizler bugünden onları korumayı ve iyi yetiştirmeyi ilke edinmeliyiz. Bu bizim çocuklarımıza dolayısıyla geleceğimize karşı en büyük sorumluluğumuzdur. Bugün Dünya’nın birçok yerinde savaşlar, sürgünler yaşanıyor ve bu savaşların tarafı olamayacak küçük bedenler ölümle yüzleşiyor. Gazze’deki İsrail saldırıları altında çocuklar yalnızca birer sayıdan ibaret. Onlar savaşın acı yüzüyle büyüyorlar. Mülteci çocuklar, çocuk bile olamadan erken büyümek zorunda kalıyorlar tabii. Tüm dünyayı etkisi altına alan ve yıkıcı etkileri olan Covid-19 adamızda toplumun her kesimini olduğu gibi çocuklarımızı da etkiledi.
Ülkemizde pandemiye eklenen döviz krizi ve ekonomik çöküntü beraberinde işsizliği ve pahalılığı getirdi. Eğitim olanaklarından mahrum çocuklarımız akademik, sosyal, psikolojik açılardan sorunlar yaşadı ve halen yaşıyorlar. Pandemi sonrası çocuklarımızın yoksunluklarını gidermek yapacağımız işlerin başında gelmeli, onları göz ardı etmemeliyiz. Çocukların yaşam ve eğitim standartlarının yükseltilmesi, onların daha iyi şartlarda yetiştirilmesi için elimizden geleni yapmalıyız.
Üzülerek görüyoruz ki, adamızda halen yalnızca tek bir çocuk yuvası bulunmakta. Bu yuvalarda devletin gözetimi altında bulunan çocuklarımıza destek olmak ama bunu yalnız maddi alanla sınırlamamak sevgiyi de götürmemiz gerekir.
18 yaşına gelen çocukların, kendi ayakları üzerinde duracakları koşullar yaratılmalı, planlamalar yapılmadan çocuklar kendi kaderlerine terk edilmemelidir. Öte yandan özel eğitime muhtaç çocuklarımız varlığını da göz ardı etmeden, onların sosyal hayata aktif katılımları için çabamız olmalı. Bu nedenle, 1. Haziran Dünya Çocuk Günü’nde, özel gereksinimli çocuklarımızı tüm Mağusa halkı adına ziyaret ettik. Tüm çocukların mutlu olduğu bir dünyaya barış gelmiş demektir. 1 Haziran Dünya Çocuk Günü’nde tüm çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyorum.
Sevgilerimle…”