“AMK”

Ayşegül Garabli

Evet, gün artık bu rezil cümleyle başlıyor.

Birçok erkek, uyandığı andan yatana kadar, ağzından düşürmüyor bu cümleyi.

Hatta ve hatta güne başlarken; günaydından bile öncelikli.

Yaşlı, genç, çoluk, çocuk, herkesin ağzında.

İşi ters giden; “amk”

Ayakkabısı sıkan; “amk”

Geç kalan ; “amk”

Kaybeden; “amk”

Kazanan; “amk”

Sevinen; “amk”

Üzülen; “amk”

…..

Sanki mübarekler, emanete “mal” bırakıyorlar!!!!!

“İşler düzelsin, gelip alacam” der gibi, her olumsuzlukta, bir yere “koyuyorlar”

Ne de olsa, “Malları kıymetli” (!)

Toplumda, “Malları” sayesinde, ayrıcalıklılar(!)

O yüzden de diledikleri zaman, diledikleri yere “koyabilir”; ya da bu haklarını (!) dillendirebilirler.

Hadi diyelim, erkek erk bakış açısıyla topluma yerleştirilen erkekler bunu yapıyor; peki ya kızlara ne demli?

Dile öylesine yerleşmiş ki; kızlar bile, aslında, kendilerini aşağılayan bu cümleyi, rahatlıkla kullanıyorlar.

“Kızlar bile” dediğim, sakın yanlış anlaşılmasın; “Kadınlar utanmalıdır” ya da “kadınların ağzına böyle ahlaksız cümleler yakışmaz” anlamında söylemiyorum.

Cinsel ilişkinin kadını “kirlettiği”, erkeği ise “yücelttiği”  yönündeki algıya hizmet eden cümleyi kullanarak, bu algıyı onaylayıp güçlendirdikleri için “ kızlar bile” dedim.

Çünkü bu bir küfür ve küfredilen de kadın.

“Erkek” ister kadına, ister erkeğe, kime küfretmek isterse istesin; küfründe kullandığı obje hep kadın.

Hatta öyle ki, bir futbol maçı sonucunda bile, futbol magandaları, yenilen takımı “kadın”, yenen takımı da “erkek” diye nitelendiriyorlar.

Maç sonrası dillerde, ya da sosyal medyada yer alan tek şey;

“koymak” ve “oturtmak”.

Hatta yenilen takım için; “karıcığım” ifadesi kullanılarak; kadın üzerinden, takım aşağılanıyor.

Bu da gayet normal karşılanıyor.

Yeri geldiğinde de birçoğu, şiddete karşı ve kadın hakları “savunucusu”(!)

Mesela 8 Mart günü, sabah, profilinde kadına çiçek, böcek diye methiye düzenler; şiddeti kınayıp, kadının toplumda saygı görmesi gerektiğini savunanlar;  aynı gece oynanan futbol maçından sonra, “koyduklarına” ve “oturttuklarına” dair yazılar, resimler paylaşıyorlar.

Bu tam bir samimiyetsizlik,

İki yüzlülük.

Hatta ve hatta magandalık.

İşte bu ikiyüzlülük ve kullanılan küfürler yüzünden, bazı kompleksli “erkeklerin”, ERKEKLİK(!) sevdaları yüzünden, bu ve bunlar gibi magandalar, cinselliği güç görüyor ve bu yüzden milyonlarca kişi acı çekiyor. 

Milyonlarca kadın ve çocuk, tecavüze uğrayıp acı çekiyor, ama yapan aşağılıklar ise, bu tür magandaların bakış açısıyla masum sayılıyorlar.

Tecavüz meşrulaşıp, erkekte “hak” olarak görülüyor.

Bu yaklaşımlar yüzünden cinsellik, “erkeğin elinin kiri” iken, “kadının yüz karası” oluyor.

Ama bu durumun yaşanmasında, biz kadınlar da erkekler kadar suçluyuz.

Tüm kadınlar, cinselliği, toplumun kendisine öğrettiği gibi utanç vesilesi yapıp sustukça; erkekler de kadını “cinselliğin kirlettiği kısım” olarak görüp bunu küfür haline getirdiler.

Hem de hiç utanıp sıkılmadan, en kutsal varlık olan ANALAR üzerinden bile küfür etmeyi güç saydılar

Oysaki;

Ne "koymak" bir magandayı güçlü yapar, ne de "koyulmak" bir kadını aşağılar.

Ortada bir suç varsa eğer, bu suçtan kadına düşen pay, kadınların, “ar” ve “edep” uğruna, cinsel tabuları kabul edip, söylenen ve yapılanlara boyun eğerek  susmalarıdır.

Erkeğin, uluorta söyleyip “erkeklik” saydığı kelimeleri, eşlerinin yanında bile söyleyememeleridir.

Kadının tek suçu, yapılanlardan ve söylenenlerden, yani başkasının suçundan utanmaktır.

Bakın artık utanmadan yazıyorum, çünkü utanması gereken ben değilim, cinselliği, kadını aşağılayan ve erkeği güçlü gösteren bir olgu olarak kabul edip, bunu küfür haline getirenlerdir.

Ama bundan sonra, bu ifadeleri, hiç utanmadan yazacağım.

Çünkü, ben bir kadın olarak utanıp sustukça, toplum, cinselliğin beni kirleten ve utanmam gereken bir olgu, erkekte ise güç göstergesi  olduğuna inanıyor.

Sonra da bu eylemin diğer aktörü, "koyma", "oturtma" gibi sözlerle kadını aşağılayıp, içindeki içgüdüsel tecavüz duygularıyla, tecavüzü meşru hale getiriyor.

Suçlu bulduğu birini, kızdığı birini ve cezalandırmak istediği birini, “kadın” olarak aşağılıyor.

Bir futbol maçını kazanıyor belki ama, kişiliğini kaybediyor.

Oysaki azıcık ADAM olmayı başarabilseler ve içlerindeki TECAVÜZ CANAVARINA “dur” diyebilseler; işte o zaman dillerine, ellerine ve uçkurlarına sahip çıkabilecekler.

Dolayısıyla da bir gün, tecavüze uğrayan, ya da kadın olduğu için aşağılanan anaları, bacıları, karıları, kardeşleri ya da evlatları olmayacak.

Çocuklar tecavüze uğrayıp, öldürülmeyecek.