Sırf popülizm olsun diye açıklama yapmak… Ortalığı bulandırmak… Dostlara alış verişte gözükmek… İnsan bilmiyorsa susmalı, hiç konuşmamalı, bir telefonla öğrenebileceği konularda halkı bilerek ve isteyerek yanıltmamalıdır. Ana muhalefet partisinin başındaki isim bunu yaparsa “CEMAAT” ne yapmalı? Bu isim, bir kabulünde şöyle deyiveriyor: “Güneye bağlı bir takım haberlerle görüşme takip etmeye çalışıyoruz. Ben bunu bir ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı olarak söylüyorum. Mustafa Akıncı’dan önceki diğer 3 Cumhurbaşkanı da hem görüşme öncesi, hem görüşme sonrası parti başkanlarına bilgi verirdi. Tutanaklar meclise gelirdi. Şimdi bırakın bilgi vermeyi bilgi gizlenir oldu. Meclisteki en yeni tutanak bir ay önceki tutanaktır. Herkes gibi bizde çözüm istiyoruz ancak, geçmişte yaşanılan acıları çocuklarımız veya torunlarımız yaşasın istemiyoruz.” Neden “güneye bağlı” haberlerle? Bu zat-ı muhterem normal bir vatandaş değil, vatandaşın “vekili”, meclise gönderilen tutanakları okuyup bilgilenebilecek bir konumda. Tutanaklar meclise gerçekten dediği gibi geç mi ulaşıyor? Bu konu merakıma dokunuyor. Cumhurbaşkanlığı’nı arayıp soruyorum. Liderler görüşmelerinin tüm tutanakları önceki gün itibariyle mecliste bulunuyor. Müzakereci tutanakları da, 28 Temmuz itibariyle gönderilmiş bulunuyor. Yani 1 aylık değil 1 haftalık gecikme ile… Ana muhalefet partisi başkanı açıklamayı 5 Ağustos tarihinde yapıyor. Tamı tamına arada 1 haftalık süre var. 7-8 saatlik görüşme tutanaklarının da bu kadar gecikmesini sanırım gayet normal karşılamak gerekiyor. Yani ortaya çıkıyor ki; amaç üzüm yemek değilmiş. Bağcıyı dövmekmiş. GELECEĞİ direkt ilgilendiren bu kadar önemli bir konuda, çarptırma ve saptırma üzerinden politika yapmak, çok yanlış, basit, kolay ve üzüntü verici olsa gerek. Ama bu çağda her şey YATSIYA kadar geçerli oluyor. Dedik ya; BİLGİSAYAR çağı… BİLGİ çağı… İLETİŞİM çağı… Ara öğren… Tıkla oku… Muhalefetin bir görevi de halkı aydınlatmak, uyarmaktır. Kaosa sürüklemek, yanlış bilgi vermek değil! Maalesef ülkemizde yapılan sadece bu olumsuzluktan ibarettir. Siyaset insanı okumak yerine, işkembeden sallamayı tercih ediyor. Halkı bilgilendirmek yerine, kandırmayı tercih ediyor. BİLGİ KİRLİLİĞİNDEN beslenip, siyasi RANT elde etmek işine geliyor. Derler ya; “Kurt puslu havayı sever”. Bu gibi siyasiler okumak yerine sallamayı tercih etmektense, YETKİLERİNİ halk gönüllülerine devretsinler. Onlar adına biz okuyup halkı bilgilendirelim. Onlar da sadece SUSUP, maaşlarını almaya devam etsinler. Yeter ki halka YANLIŞ ve SAPTIRILMIŞ dezenformasyonda (bilgi çarptırma, yanıltma haber) bulunmasınlar. Halkı hala daha “atalarınızın zamanından kalma” çağlarda zannediyorsanız, yanılmaktasınız. Halk uyandı! GERÇEK ile YALAN söylemleri çok rahat ayırabiliyor. RUM BASINI kanalıyla siyaset devri artık SON bulmalıdır. Halk artık BİLGİ ÇARPTIRANLARA prim vermemelidir. AYDINLIK için; RESMİ, DOĞRU, GEÇERLİ, GÜVENİLİR açıklamalar devam etmelidir ki, MUMLAR YATSILIK OLSUN!