Kıbrıs Müzakereleri çerçevesinde dün bir kez daha gizli belge krizi yaşandı. Bir kez daha basına yansıması için erken olduğu düşünülen bilgiler gün yüzüne çıktı. Anastasiades ve ekibi bir kez daha başarısızlık örneği gösterdi. Bir basın mensubu olarak özellikle müzakerelerin daha pişme aşamasında olduğu bir ortamda bazı noktaların gizli kalabileceğine inananlardanım. Ortada bir müzakere, bir al ver varken yine Rum Yönetiminin beceriksizliğini görmek beni üzdü. Aslında yine iyi niyetli miyim diye de soruyorum kendime. Daha önceki zamanlarda da belge sızdırılır, Sızan belge ile kamuoyu yaratılır, Lider masaya gider ve “benim halkım buna karşı, şu aşamada bunu kabul etmem imkansız” görüşünü ortaya koyar ve sinsi şekilde yapılan şaşırtmaca ile elini güçlendirir. Kıbrıs Türk tarafının aslında hiç yapmayı başaramadığı bu manevraları Rum tarafının yapmayı defalarca yapmayı başardığını görüyorum. Bunun kaçıncı özür olacağını açıkça bilmiyorum. Sızan belge Anastasiades’in fikirleri ve saptamaları ile sürece farklı bir bakış aslında. Daha önce de benzer olayların yaşandığını gördük. Anastasiades’in beceriksizliği yeniden gözler önüne serildi. Bu noktadan sonra da benzer şeyler olacaktır. İnsanın aklına “Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıs’ın kuzeyinde yetkililere hiçbir şey söylemiyor mu?” şeklinde bir düşünce geliyor. Meclis’te geçen 8-9 saatlik kapalı oturumlarda Akıncı’nın vekillere torunlarını, Sarayın kapısını çalan vatandaşların enteresan taleplerini ve hatta belediye başkanlığı döneminde, kanalizasyon projesinin yapımı ve ardından Lefkoşa’nın Surlariçi bölgesinin asfaltlanması için, Avrupa Topluluğu’nun verdiği yardımları veya BM katkılarıyla belediye için 17 yeni araç alımı yaptığını vs söylediğini zannetmiyorum Kayıt dışı sohbetlerimizde Cumhurbaşkanı ve ekibin de Kıbrıs Türk Basını’na, sivil toplum kuruluşlarına hatta vatandaşlara da sürece dair sağlıklı bilgi verdiğini biliyorum. Şimdi süreci değerlendirirken yeniden kuşku kaplıyor içimi. Bir yandan da “meyve veren ağaç taşlanır” misali bunların doğum sancıları olduğunu düşünmemek elde değil. *** Şimdi bu bilgileri paylaşmak bizim de boynumuzun borcu galiba; Konuşulmayan konular şunlar -Mülkiyet ile kaçınılmaz bir şekilde bağlı olan Toprak düzenlemeleri - Güvenlik ve Garantiler -Yabancı askerlerin çekilmesine ilişkin zaman takvimi -Kıbrıs sorununun çeşitli yönlerinin hayata geçmesi ve üzerinde anlaşmaya varılanların normal bir şekilde uygulanmasına yönelik zaman takvimleri -Anlaşmanın ilk günü ve ne gerektireceği -Anayasa ve federal yasaların yazımı -Federal devletlerin ve federal anayasanın yazımı -Birleşik Kıbrıs’ı bağlayacak olan uluslararası anlaşmaların listesi Uzlaşı noktaları ise; Yönetim, Güç Paylaşımı, Mülkiyet, Ekonomi ve AB başlıklarıyla ilgili, Mayıs ayından itibaren, önemli sayıda konuda, ortak fikir birliğine varıldı ve bu BM Genel Sekreteri’nin gündemine 1’nci ağızdan liderler tarafından aktarıldı.