Anastasiadis: "45 yıl geçti, belirsizliğe gerçekçi yaklaşımla son verilmeli"

Nikos Anastasiadis “şu anda dikkatimizi, BM Genel Sekreteri’nin yeni inisiyatifi üzerine odaklamaya çalışıyoruz ancak kimse beni, gelecekte barış ve istikrar getirecek eylemlerin neler olduğunu düşünmekten men edemez” dedi.

Nikos Anastasiadis, yeni yıl dolayısıyla Sigma TV ve Simerini gazetesine verdiği röportajda, önceki açıklamalarında sözünü ettiği “cesur inisiyatifleri” şu cümlelerle izah etti:

“45 yıl geçti. Siyasi liderliğin gerçekleri; bugün nerede olduğumuzu, yarın nerede olabileceğimizi, çözülmemiş Kıbrıs sorunuyla en kötüsünün ne olduğunu, çözümle en iyisinin ne olduğunu ağırbaşlılıkla değerlendirilmesini kast ediyorum. Herhangi bir çözümü değil, Kıbrıs’ta barış ve istikrarı, iki toplum arasında işbirlikleri olanaklarını güvenceye alacak bir çözümü ve elbette çözüm aracılığıyla başarabileceğimiz ittifakları ve neden Türkiye ile de mükemmel ilişkilerimiz olmasını. Coğrafya budur ve nasıl hareket ettiğini görmen gerekir. Göçmenlere, daha çok slogan olan sözler söylemekten vazgeçme zamanıdır”

Bunların, zaman zaman kendisinin de söyleyebileceği sözler (slogan nitelikli) olduğu hatırlatılması üzerine “elbette reddetmiyorum, bu 45 yıllık hedefimizdi” diyen Anastasiadis “Ancak gelişmeler, iki toplumun kuşkularının aşılması, bu ülkede barış, perspektif ve gelecek olması yöntemlerini araştırmayı dikte ediyor” dedi.

“NE KADAR ÇOK YETKİ OLUŞTURUCU DEVLETLERDE OLURSA, O KADAR İŞLEYEBİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLUR”

Nikos Anastasiadis, cesur inisiyatiflerin, desantralizasyona dair düşüncelerini tüketip tüketmediği sorulduğunda, desantralizasyonu, çözümün işleyebilir ve sürdürülebilir olmasını istediği için önerdiğini belirtti. Anastasiadis, “Ne kadar çok yetki oluşturucu devletlerde olursa, o kadar işleyebilir ve sürdürülebilir olur” dedi.

Anastasiadis, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla bir veya öteki toplum vatandaşları, ‘devleti bizim taraf işletir mi, Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafına dayatma yapar mı, merkezî hükümette işleyebilirliğin güvence altına alınması koşulları oluşturulabilir mi’ stresi altında olmayacak. Evet, olumlu oyunuz olsun da ne zaman kullanacaksınız? Her alanda ve başkalarının dikte etmesiyle değil, etkilenmeniz ihtimali olan yerlerde bu (olumlu oy) emniyet supabıdır.

Ancak aynı zamanda Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin her konuda olumlu oy sahibi olmalarının devletin işlerliğine dair kaygılarını da görmezden gelemem. Çözümün dayatıldığı ve sonunda işleyemez rejimler haline gelen Bosna örneği ve Lübnan örneği var. Lübnan 6 aydır hükümetsizdir. Bosna’da çatışmalar ve anarşi var. Bu modelleri benimseyemezsin. Dünyada tek bir örneği bile olmayan yeni modeller bulmaya çalışırsın.”

“KİMSE BENİ, GELECEKTE ÜLKEYE BARIŞ VE İSTİKRARI GETİRECEK EYLEMLERİN NELER OLDUĞUNU DÜŞÜNMEKTEN MEN EDEMEZ”

Anastaiadis, desantraliasyon yönünde bir harekette bulunduğu, sorunu bunun da çözmemesi halinde sonrasının ne olacağı sorusu üzerine “şu anda dikkatimizi Genel Sekreter’in yeni çabasına odaklamaya çalışıyoruz. Başka bir şey tartışmak istemiyorum ancak kimse beni, gelecekte ülkeye barışı, istikrarı getirecek eylemlerin neler olabileceğini düşünmekten men edemez” dedi.

Exxon Mobil’in Güney’de beklentileri artıran sondajının, sonuçlarının açıklanmasının ertesinde - içerik oranına bağlı olarak- bir şey değişip değişmeyeceği sorusuna karşılık Anastasiadis “Kuşkusuz, tatmin edici bir miktar çıkarsa birçok şey değişir, olumlu yönde de olumsuz yönde de. Türkiye tarafının ortaya koyabileceği talepler olumsuz olur ancak aynı zamanda, Avrupa’nın enerji güvenliğinde önemli rol elde edersin” dedi.

“ANKARA İLE İLİŞKİLERİ İYİLEŞTİRMELİYİZ”

Enerji alanındaki beklentilerin gerçekleşmesi halinde, egemenlik haklarının güvenceye alınacağını söyleyen Anastasiadis, “Bunun, Kıbrıs sorununun çözüm şartlarının iyileştirilmesine güç katıp katmayacağı bir soru işareti” dedi. Rum lider şöyle devam etti:

“Türkiye’nin iştahı artabilir ve böyle bir durumda riskler daha da büyük olur. Bu nedenle, Kıbrıs sorununda devam eden sürüncemeden kaynaklı belirsizliğe, gerçekçi yaklaşımlarla süratle son verilmesi gerekir. Barış şartları yaratmamız, Ankara ile ilişkileri iyileştirmemiz gerekir.”

Anastasiadis, “Bu barış şartları, 40 yıl önce düşünmediğimiz fedakarlıklarda bulunmamızı dayatsa bile mi?” sorusuna ise şu cevabı verdi:“Fedakarlık meselesi değil. ihanet ve istila yüzünden feda edilenleri önleyip önleyememe meselesidir. Daha fazla konuşmak istemiyorum” dedi.