“Anastasiadis artık tek başına”

Bu dönemde Ankara, Atina, Londra ve Brüksel’e ziyaretlerde bulunması beklenen Lute’un, yeni fikirleri not etmeye çalışacağı hatırlatılan habere göre, müzakerelerde yer alan ve Anastasiadis’e yakın çevreleri de bu kaygılandırıyor.

Rum tarafında, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs geçici danışmanı Jane Holl Lute’un Ankara’da yapacağı temasların ardından, ‘referans şartları’na eklemesi gereken olası ‘yeni fikirler’ arasına, iki devlet veya konfederasyon çözümü fikirlerini eklemesinden korkulduğu haber verildi.

Politis “Başkanlık Lute’un Anastasiadis-Çavuşoğlu Görüşmelerini Kaydetmesinden Endişeli… Yeni Fikirlerin Neler İçereceğinden Korkuyoruz” başlığıyla aktardığı haberinde, Guterres’in Ekim ayında sunduğu raporunda ifade edildiği gibi, referans şartlarına, taraflardan gelebilecek yeni fikirlerin eklenmesi gerektiği hatırlatıldı.

Bu fikirlerin, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in göstermeye çalıştığı kadar net olmadığına, Anastaiadis’in TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile “görüştüğü anlaşılan” konfederasyon ve iki devlet ifadelerini de içerebileceğine dikkat çeken gazete, Anastasiadis’in Çavuşoğlu’na, işleyebilirliğe karşılık desantralizasyon önerisini yaparak, Rum tarafının sadece Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların meselesi addettiği bir konuda garantör bir ülkeyi masaya getirmiş olduğuna işaret etti.

Bu dönemde Ankara, Atina, Londra ve Brüksel’e ziyaretlerde bulunması beklenen Lute’un, yeni fikirleri not etmeye çalışacağı hatırlatılan habere göre, müzakerelerde yer alan ve Anastasiadis’e yakın çevreleri de bu kaygılandırıyor.

Gazete, Anastasiadis’in desantralize federasyonla ilgili genel yaklaşımı ötesinde, geçen Salı günkü basın toplantısında kullandığı ifadelerin, Kıbrıslı Türklerin federal mekanizmanın tamamındaki siyasi eşitliğine saygı gösterip göstermediği konusunda birçok soru işareti yarattığına dikkat çekti.

Rum tarafında, Lute’un Ankara’da yapacağı temaslardan sonra iki devlet veya konfederasyon ile ilgili fikirleri de ekleyip eklemeyeceğinden de endişe edildiğine dikkat çeken gazete “Bunlar, artık Kıbrıs Rum tarafıyla doğrudan görüşülmüş denilebilecek fikirlerdir ve müzakere zeminine ilişkin görüşmeyi değiştirmek için desantralizasyona dair görüşmelere atıf yapılabilir.”

Gazete, Anastasiadis’in basın toplantısında devletin düzenli işleyebilirliği ile ilgili önemli bir unsurun, Kıbrıs Türk tarafının etkin katılım talebi olduğunu savunarak, bir olumlu oy meselesinin, ne zaman ve hangi şartlar altında, hangi organlarda kullanılabileceğinin, anlaşmazlıkların çözüm mekanizması maddeleriyle birlikte daha ileri görüşülmesi gerektiği görüşünü ortaya koyduğunu hatırlattı.

“KIBRISLI TÜRKLERİN SİYASİ EŞİTLİĞİ KONUSUNDA KÖTÜ NİYETLİ”

Habere göre Anastasiadis, gazetecilerin sorusu üzerine, tek bir argüman kullanarak “biz doğal gazımızı Avrupa’ya sevk etmek için EastMed’i inşa etmeye karar verirsek Kıbrıslı Türkler bu kararı engelleme olanağına sahip olmaları gerekmeyecek mi? Kıbrıslı Türklerin şu ana kadar söylediklerine göre federal hükümetin bakanlar kurulunda tek bir olumlu oy vermeleri bile mümkün değildir, o zaman da İsrail, Yunanistan ve İtalya ile bu boru hattını inşa edemeyeceğiz” izahında bulundu.

Gazete “bu örneğin Anastasiadis tarafından kullanılması, -ne kadar uğraşsa da kimseyi kabul ettiğine inandıramadığı- Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğine karşı kötü niyetli olduğunu gösterir. Ayrıca, Kıbrıslı Türkler Türkiye’nin casusu ve Truva atları olarak işlev görür şeklinde kuşku sıkıntılı bir çözüm prosedürüne girdiğini gösterir” ifadelerine yer verdi.

“ANASTASİADİS ARTIK TEK BAŞINA”

Haftalık Kathimerini “Kıbrıs Sorunu Nedeniyle Sağ’da Çatlak” başlıklı manşet haberinde Anastasiadis ile DİSİ arasında bir mesele olduğunu, bunu saklamak niyetinde olmadıklarını yazdı.

DİKO Başkanı Averof Neofitu’nun eski Başsavcı ve müzakere heyeti üyesi Alekos Markidis’le iki bölgeli iki toplumlu federasyon konulu panel düzenlemesi ve Neofitu’nun, Glafkos Klerides tezlerinin gerçek halefi gibi davranmaya çalışmasının Anastaiadis’i rahatsız ettiğine dikkat çekti.

“Nikos Anastasaidis artık tek başına kalmış görünüyor. Parti (DİSİ) yetkilileri icraat ve tercihlerini desteklemekten kaçınıyor. İp gittikçe geriliyor ve farlılıkları Kıbrıs sorununu aşıyor” ifadelerini kullanan gazeteye göre Anastasiadis’in basın toplantısının hemen ardından Avrupa Halk Partisi kurultayı için Helsinki’ye giden DİSİ’li bütün yetkililer, sosyal medya hesaplarında Helsinki’deki toplantıyla ilgili birçok paylaşım yaparken basın toplantısıyla ilgili hiçbir yorum yapmadı, aynı şekilde Güney’deki DİSİ’li yetkililer de bu konuda suskun kaldı.

“ANASTASİADİS ÖZLÜ MESELELERİ GÖRÜŞMEYE HAZIR DEĞİL”

Haravgi AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, desandralize federasyonun, iki aydır konuşulan ancak var olmayan bir mesele olduğu, Anastasiadis’in de önerisine içerik katmadığı görüşünü ortaya koyarak şunları söylediğini yazdı:

“Çünkü içeriğini o da bilmiyor. Sorumsuz ve eğreti bir öneri ortaya koyuyor ve fikrini şekillendirmek için itirazı olanlardan, görüşlerini söylemelerini istiyor. Bütün bunları, aralarında BM Genel Sekreteri’nin çerçevesinde ortaya konulan özlü meseleleri görüşmeye hazır olmadığı için yapıyor. Olguları desantralize federasyona yöneltmeyi başarsa bile diğer bütün meseleler yine önünde kalacak. Çıkmazın uzaması sonucunda Rauf Denktaş’ın Ada’mızın kesin taksim edilmesi vizyonuna daha da yaklaşacağız. AKEL Kıbrıs’ın taksimine rıza göstermez” dediğini bildirdi.

Habere göre Limasol’da düzenlenen bir etkinlikte konuşan Kiprianu “en yakın zamanda barış ve istikrar şartlarını yaratmazsak korkarım halk yavaş yavaş güvensiz hissetmeye ve Ada’yı terk etmeyi düşünmeye başlayacak” uyarısında bulundu.

Kiprianu barış ve güvenlik şartlarının ancak Kıbrıs sorununun BM’nin ilgili kararları, Doruk Anlaşmaları, Uluslararası Hukuk ve AB’nin üzerine bina edildiği ilke ve değerler çerçevesinde çözülmesi halinde sağlanacağı görüşünü ortaya koydu.

İÇTE VE DIŞTA KIBRIS SORUNU KAMPANYASI

Aynı gazete AKEL’in, Ada içinde ve dışında Kıbrıs sorunuyla ilgili bilgilendirme seferberliğine giriştiğini haber verdi.

Genel Sekreter Kiprianu’nun Astra isimli radyoya, çok yakında Türkiye’ye gideceği ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşeceği bilgisini verdiğini kaydeden gazete, Kiprianu başkanlığındaki bir heyetin de Aralık ayı başlarında New York’a giderek BM yetkilileriyle Kıbrıs sorunuyla ilgili temaslarda bulunacağını yazdı.

Habere göre AKEL’in önümüzdeki dönemde bütün kentlerde halka açık siyasi toplantılar yapacağını, büyük bir de hareketlilik planladığını söyleyen Kiprianu, Anastasiadis’i “müzakerelere yeniden başlama ve kısa zamanda anlaşmaya varma siyasi iradesine sahip olmamakla” suçladı ve tezlerinin, Rum tarafının Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğini kabul edip etmediği konusunda soru işaretleri yarattığına dikkat çekti.

Gazete Anastasiadis’in basın toplantısının ardından AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu ve Rum Yönetimi Sözcüsü Prodromos Prodromu’ya Kıbrıs sorunu ve perspektifleriyle ilgili sorular yöneltti, aldığı cevapların içerisinden şu cümleleri öne çıkardı:

Stefanu “Anastasiadis Kıbrıs devletinin siyasi eşitlik çerçevesinde iki toplum tarafından birlikte yönetilmesi perspektifini şeytanlaştırıyor”. Prodromu ise “Kıbrıslı Türklerin herhangi bir kararda kendi olumlu oyları olması gerektiği reçetesinde ısrar etmemeleri için teşvik verilmesi kaygısı var.”

“ÇÖZÜMÜ KOLAYLAŞTIRMAK YERİNE TÜRK STANDARTLARINDA ÇÖZÜM PERSPEKTİFİNİ GÜÇLENDİREN BİRÇOK HATA YAPTIK”

Simerini de aynı konuda Vasos Lissaridis, Nikos Rolandis, Yoannis Kasulidis ve Nikos Kutsu’nun görüşlerini aldı.

Gazeteye göre Lissaridis “Rum tarafının, yaptığı birçok hata nedeniyle Kıbrıs sorununa demokratik ve işleyebilir çözüm bulunmasını kolaylaştırmadığı, aksine Türk standartlarında çözüm perspektifini güçlendirdiği” görüşünü ortaya koydu. Türkiye’nin “hedeflerini iptal edecek ve çıkarlarını tehlikeye sokacak tek stratejinin Uluslararası Hukuk ve Avrupa Hukuku’ndan tek bir taviz vermeden, bunları pazarlık konusu yapmadan, doğru ve adil bir çözüm için gerekli ön şartların yaratılması olduğunu” söyledi.

“MÜZAKERELER BAŞLARSA, ÇÖZÜME KADAR HİDROKARBON ARAMALARINA MORATORYUM GETİRİLMELİ”

Rolandis, Kıbrıs sorununda durumun çok zor olduğunu, çözümü imkansız birçok konu biriktiğini belirterek, ilk adımın müzakerelerin yeniden başlaması olduğuna işaret etti. Hidrokarbonlar konusunun Kıbrıslı Türklerle birlikte halledilmesi gerektiği görüşünü tekrarlayan Rolandis “gerçek çözüm, Kıbrıslı Türkler için bir meblağın gireceği bir hesap açılmasıdır. Müzakereler başlarsa, hidrokarbon aramalarına, aylarca sürecek bir moratoryum öneriyorum ki bu arada Kıbrıs sorunu çözülebilsin. Kıbrıs sorunu çözülürse hidrokarbon konusu da çözülür çünkü ne olacağı (doğal gazın yönetimi federal hükümette olacak) uzlaşılmış olur. Enerji programının kesintisiz devam etmesi konusunda Anastasiadis’e katılmıyorum çünkü bu prosedürün pratikte nasıl devam edebileceğini göremiyorum.”

“TEK YOL LUTE ARACILIĞIYLA YÜRÜTÜLEN PROSEDÜRÜN İZLENMESİ”

Kasulidis şu anda gidilmesi gereken tek yol olduğunu, bunun da Genel Sekreter’in geçici danışmanı Lute aracılığıyla yürütülen prosedürün izlenmesi olduğuna dikkat çekti.

“İMKANSIZI İSTİYORUZ”

Kutsu ise, Rum tarafının istediği çözümün mümkün olmadığına işaret ederek, şu anda insanların kafasının, Anastasiadis’in basın toplantısından önce olduğundan çok daha karışık olduğuna dikkat çekti, şunları söyledi:

“İmkansız bir şey istiyoruz, bunu kabul etmeli ve gerek iç gerek dış meselelere çözümü ve izlememiz gereken politikayı hep birlikte bulmalıyız. Bu şekilde devam edersek cezamız kesindir. Ya Türk standartlarında bir çözüm olacak veya çözümsüzlük olacak.”