Rum yönetiminin “Rum tarafının çözüm istemediği algısının aşılması maksadıyla” Nisan 2021’de, yani Cenevre konferansından önce kaleme alınan ve incelenmek üzere BM’ye, AB’ye ve İngiltere’ye gönderilen desantralize federasyon önerisinin detaylarıyla ilgili metin yayınlandı.
Haftalık Kathimerini ele geçirdiğini belirttiği belgenin geniş bir kesitini okurlarına “Desantralize Federasyon Ne Öngörüyor… Kıbrıs Rum Tarafının Hazırlayıp Yabancılara Gönderdiği Belgenin Detaylı İçeriği Kathimerini’nin Elinde… Kıbrıs Rum Tarafı Garantilerin Kaldırılmasını, Askerlerin Çekilmesini, Özlü Toprak Düzenlemeleri Talebimizin Kabulünü Desantralize Federasyona Ön Şart Koşuyor ve Kıbrıs Türk Tarafının Bütün Federal Organ ve Kurumlarda Bir Olumlu Oy Talebini O Zaman Tekrar Düşünürüz” başlıklarıyla aktardı.
Gazeteye göre ilgili belgede Yetkiler “yetki paylaşımı veya merkezî hükümet ve federal devletçiklerin ilişkileri ile sınırlı kalmadığına, karar alımlarına, çıkmazların ve anlaşmazlıkların çözümüne etkin katılıma da yayıldığına dikkat çekiliyor.” Belgede, “Kıbrıs’ın AB üyesi olarak yükümlülüklerinin ve bunun paralelinde AB’ye işlevsel ve üretken katılımının devamını sağlayacak sistemin işleyebilir olmasının hedeflendiği” kaydediliyor.
Bu çerçevede Eroğlu-Anastasiadis 1 Şubat 2014 Ortak Açıklaması’na, bunun yanında müzakereler temelinde 22 veya 24 yetkinin merkezî hükümette olmasına karar verildiğine atıf yapılıyor. Devleti AB’de temsil edecek olanın Merkezî hükümetin olacağı ancak bazı konularda oluşturucu devletçiklerin karar vereceği belirtiliyor.
Desantralize federasyonun ana felsefesinin, Merkezî hükümetin şu yetkileri bulundurması olduğu kaydediliyor:
“1-Tek egemenliği, tek uluslararası tüzel kişiliği, tek vatandaşlığı güvenceye alacak yetkiler merkezî hükümette olacak. Örneğin dış politika, savunma ve güvenlik ile ilgili yetkileri federal hükümet kullanacak.
2-Uygulamadaki yetkilerin, federal makamların çalışmalarını yapması için gerekli yetkiler olmasına özen gösterecek
3-AB’ne katılmak ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmek için gerekli yetkilere sahip olacak.”
Belgede, merkezî hükümetin yetkilerinin halen istişare edildiği ancak şu iki zor konunun ortaya çıktığına işaret ediliyor: “1-bir yetkinin tanımının izah edilme gereği ve 1-kararların vatandaşlara olabildiğince yakın alınmasının sağlanması.”
Gazete devamla Rum yönetiminin desantralize federasyon çerçevesinde merkezî hükümete ve oluşturucu devletçiklere verilen yetkilerin içeriğini özetle şöyle aktardı:
“Bu çerçevede yeniden birleşmiş Kıbrıs’ta yetkilerin desantralizasyonu hedefi; iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümünü riske atmadan veya çıkmazlar ve sorunlar nedeniyle yıkılacak bir çözüme götürmeden işleyişin, etkinliğin geliştirilmesidir. Vurgulandığı üzere öneri BM karar ve parametrelerine, 1977 ve 79 Doruk Anlaşmaları’nda uzlaşıldığı üzere iki bölgeli iki toplumlu federasyon zeminine dayanıyor. Önerinin, Guterres çerçevesinin 6 maddesine mutlak saygı gösterdiğine, paralelinde de Kıbrıslı Türklerin etkin katılım tezine tam karşılık verdiğine işaret ediliyor.
Hangi yürütme yetkileri oluşturucu devletlere devredilebilir?
Yürütme yetkilerinin verilmesi Avusturya ve Almanya’da olduğu gibi federal sistemlerin karakteristiğidir. Kıbrıs örneğinde tarihi eserlerin korunması, kültürel miras, kazı izinleri, AB fonlarının yönetimi, meteoroloji ve iklim değişikliği de dahil çevre politikası yetkilerinin devri öneriliyor. Yetkinin sahipliğinin federal kaldığına, ancak devredildiğine işaret ediliyor ve uzlaşılmış bir mekanizma aracılığıyla federal hükümetin yetkileri geri çağırabileceği vurgulanıyor.
Kendiliğinden-açıklayıcı olduğu için listeden silinebilecek yetkiler var mı?
Belgeye göre aslında kendiliğinden anlaşılır olanların silinmesi gerekliliği yoktur. Örneğin federal binaların sorumlunun federal hükümet olacağı kesindir ve bu nedenle alınabilir.
Federal olarak yazılmış olup anayasadan veya federal yasalardan silinebilecek yetkiler var mı?
Belgede, Anayasa’daki çevrenin korunması örneğine yer veriliyor. Bu, gerek merkezi hükümet gerek federal devletçiklerin ortak zeminde katılabileceği koordinasyon mekanizmaları olması ile oluşturucu devletçiklerin karar merkezleri tarafından daha iyi uygulanabilecek bir yetkidir. Yani, çevre konusunda bir taraf zehirli gaz salınımını hoş görür öteki taraf hoş görmezse, hava kirliliği her iki tarafı da etkileyeceği ve sonunda AB’ye cezayı merkezî hükümetin ödenmesi gerekeceğinden, ortak bir politika izlemek için koordine olmaları gerekecek. Koordinasyon mekanizması yeni bir unsur ancak Kıbrıs Rum tarafınca, şirket tescil modeli temelinde kullanılması için öneriliyor. Halen var olan anlaşma, mevcut şirketlerin oluşturucu devletçiklere kaydolabilmesini öngörüyor ancak iki oluşturucu devletçiğin form doldurarak ve bilgi toplayarak doğrudan erişim sağlayabileceği merkezî bir sistem de olacak.
‘İhlal etmeme ilkesi’ne göre federal hükümet ve oluşturucu devletçikler arasında, sorumluluk/yetkilerin iki düzeyde (hükümet-oluşturucu devletçikler) uygulanmasının tamamlayıcı olabileceği şekilde tayin edilebilecek sorumluluklar var mı?
Örneğin, denizciliğin merkezî hükümetin yetkisinde olacağında uzlaşıldı. Ancak bu, geniş şekilde yorumlanabilir. Limanlar veya kıyı faaliyetleri gibi diğer alanlarda, oluşturucu devletçiklere devredilebilir. Tarihi eserlerde, merkezî hükümete ait yetkiler olmasına rağmen paralel olarak, tarihi anıtların korunması ve idamesi ve buralara ziyaretler organize edilmesi sorumluluğunun oluşturucu devletçiklerde olabileceği örneği veriliyor. Ancak bunun Anayasa’da kaydedilebileceği vurgulanıyor. Hükümetin önerileri arasında merkezî hükümetin yetkisinde olmasına rağmen yürütmesi oluşturucu devletlerin de sorumluluğu olabilecek Avrupa ödeneklerinin yönetimi de var. Aslında, denizcilik örneğinde olduğu gibi bir yetki federal yetki olarak yazılabilir ancak denizciliğin bazı alt bölümleri oluşturucu devletlere verilebilir.
Belgede, bugünkü devlet yapısında sayıları 144’e dayanan kurumlar, makamlar ve örgütler meselesi büyük ilgi görüyor. Öneriye göre bu 144’ten büyük bölümünün sorumluluğu federal devletçiklerin olabilir. Öneri federal hükümetten bir ve oluşturucu devletçiklerden birer olmak üzere eşit temsille üç üyeli koordinasyon organları (Ulusal veya Kıbrıs temsilcilikleri olarak adlandırılacak) kurulmasını öngörüyor. Üç üyeli koordinasyon organlarının şunları içeren geniş bir sorumluluk çerçevesi var:
Denetleme rolü (Ulusal İnsan Hakları Otoritesi, Polis ile ilgili Şikayet Komisyonu)
Düzenleyici (Gıda güvenliği standardı, Meslekî standartlar)
Danışmanlık (biyoetik)
Yürütme ve yasama yetkileri (Şans oyunları İdaresi, enerji ağı yönetimi)
Belgeye göre gösterge-örnekler Tarımsal Ödeme İdaresi, Yönetim ve İnsan Dinamiği İdaresi, Gıda Guvenliği Konseyi, Ulusal Parklar Komitesi, Radyo Televizyon üst kurulu, barolar, tabipler birliği, seyahat ofisleri v.b. meslek örgütleri olabilir.
Öneride işaret edildiği üzere izah edilmesi gereken, iki oluşturucu devletçiğe hangi yetkilerin verildiği, uygulanacak denetim/gözetim yöntemidir.”
Gazete “Ön Şartlar ve Olumlu Oy” yan başlığıyla ayırdığı bölümde ise şunları aktardı:
“Kıbrıs Rum tarafının desantralize federasyon ile ilgili önerisine göre kurumların daha fazla desantralizasyonu, bu şekilde elde edilen işleyebilirliğin iyileştirilmesi ve Kıbrıs Türk tarafının etkin katılıma verdiği yorum ile ilgili sorunlar asgariye indiriliyor. Belgede ‘bu istikamette görüşme yapmamız için bizim tarafın esneklik ve siyasi iradesi, eş zamanlı olarak BM Genel Sekreteri’nin maddelerinin görüşülmesi ve garantilerin kaldırılması, askerlerin çekilmesi, bizim özlü toprak düzenlemeleri talebimizin kabulünü daha somut şekilde tayin edilmesi ön şartını gerektirir ki Kıbrıs Türk tarafının bütün federal organ ve kurumlarda bir olumlu oy talebini yeniden düşünelim.”