AKEL eski Genel Sekreteri Andros Kiprianu iki devletli çözüm için Türkiye'nin iştahını açanın Nikos Anastasiadis olduğunu belirterek, bunca yıl sonra bu kadar yalan söylemesinin üzüntü verici olduğunu ve bu cüretkarlığı nereden aldığını merak ettiğini söyledi.
ASTRA radyosuna yaptığı açıklamada Andros Kiprianu, bu gerçeği bilenlerin en kritik dönemlerde konuşmayıp sustuğunu ve Nikos Anastasiadis'in iki devletli çözümü konuştuğu gerçeğini dile getirenin sadece AKEL olduğunu söyledi.
Andros Kiprianu Kasım 2018'de dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu'nun evinde yaptıkları görüşmede, Çavuşoğlu’nun kendisine söylediklerine göre, Crans Montana'da Çavuşoğlu’nun Nikos Anastasiadis'ten buluşmalarını istediğini ve o buluşmada Anastasiadis'in kendisine Kıbrıslı Rumların dönüşümlü başkanlığı asla kabul etmeyeceğini belirterek, Kıbrıs'a geri dönmesine izin vermesini, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini tekrar kazanması durumunda iki devletli çözümü öne çıkaracağını söylediğini ifade etti.
Ayrıca Nikos Anastasiadis'in o dönemde müzakereci olan Andreas Mavroyannis'ten 2 ayrı Münhasır Ekonomik Bölge hakkında araştırma yapmasını istediğini ve böylesi bir şeyin iki devletten söz etmek anlamına geleceği yönünde Mavroyannis'in tepki göstermesi üzerine Anastasiadis’in ona bu konuyu değerlendirmenin ve karar vermenin onun işi olmadığını söylediğini belirtti.
Kiprianu başka bir olaya da değinerek, Çavuşoğlu'nun Mustafa Akıncı'ya Anastasiadis kendisine iki devletli çözümü önermesi halinde ne yapacağını sorduğunu ve bunun üzerine Akıncı’nın hemen Nikos Anastasiadis'e çağrıda bulunarak onu Guterres çerçevesi temelinde bir stratejik ara anlaşmaya varmaya davet ettiğini hatırlattı.
“Ancak Anastasiadis'in cevabı, Akıncı’nın böyle bir şey için Türkiye’den izin alıp almadığı ve sonra da hangi çerçeveden bahsettiği ile ilgili sorusu oldu, o dönemde BM Genel Sekreteri sadece tek bir çerçevenin var olduğunu ve bunun 6 maddeyi içeren çerçeve olduğunu belirtiyordu” diye konuşan Kiprianu, 2017’den bu yana çok değerli zamanın kaybedildiğini ve Cumhurbaşkanı Hristodulidis'in ortaya koyduğu tutumların Kıbrıs sorununun çözümü yönünde ilerlenmesi konusunda yardımcı olmadığı değerlendirmesinde bulundu.