Nefes Koçu Reyhan Elmasri, iş yaşamı ve evdeki sorumluluklar derken bir kadının nasıl bu kadar güçlü durabildiğini, anneliğin onlara neler kattığını anlattı. İşte annelere enerji veren o şey…
“Hızla değişen ve gelişen yaşam koşullarından herkes farklı şekillerde etkileniyor. Bunların başında da şu sıralar yaklaşık 30-50 yaş arası kadınlar geliyor. Genelde ev kadını olan anneleri ve gelenekçi babaları tarafından kendi ayakları üzerinde duracak şekilde yetiştirilmeye yönlendirilen bir nesil. Bu nedenlerle de oldukça fazla ebeveyn ve çevre baskısı altında yetiştirilen bu kızlar (yani bizler) nasıl bugünün modern annelerine dönüştük?
Bu dönüşüm oldukça sancılı oldu ve oluyor. Çalışma hayatında daha çok ve aktif rol almaya başlayan kadınlar, ekonomik özgürlüklerini ele almanın avantajını yaşasalar da annelik, ev kadınlığı gibi sorumluluklar gene onlarda olduğu için çok fazla güçlü olmak zorundalar. Bu durum beraberinde bir çok zorluk getiriyor. Güce yönelme onları daha maskülen ve agresif yaptığı için eşleriyle olan ilişkilerinde denge bozuluyor. Bu da boşanmanın bin bir nedeninin arkasındaki gizli oluşumlardan biri. Boşanmasalar da her şeyin yükünü taşıyan anne modelleri hızla çoğalıyor.
Beyler ve babalar lütfen üstüne alınmasın. Doğurmak ve emzirmek dışında bir annenin yaptığı her şeyi çocukları için yapan, eşinin kariyeri için kendininkinden bile fedakarlık eden, başarısına tam destek veren babaları görmek beni çok mutlu ediyor. Ama sayıları o kadar az ki…
Üst yönetime doğru kadın sayısının az olmasının en önemli nedenlerinden biri, kadının kariyerini değil, anneliğini önceliklendirmesi, enerjisini çocuklarına harcamayı tercih etmesi. Bazıları bunu bilinçli olarak yaparken bazıları da farkına varmadan yaşam şekli haline getiriyorlar. Bu durum biyolojik dürtüleri, yetiştirilme biçimleri, geleneksel aile yapısının korunması algısıyla da destekleniyor.
Süper kadın olan bu nesil aynı zamanda süper anne olmak durumunda. Karşılarında kendileri gibi annelerinin sözünden çıkmayan çocuklar pek yok artık. Adları Y, Z nesli ne olursa olsun, dayatmalara gelmeyen, neyi isteyip istemediğini bilen, farkındalıkları yüksek bir nesil yetiştiriyorlar.
Bu parçaları bir araya getirdiğimizde günümüz annelerinin işi çok zor görünüyor. Dağına göre kar mı verilmiş bilmem ama, beyinle ilgili yapılan araştırmalar kadınların her iki lobu da daha etkin kullanarak duygusal olarak karmaşık durumlarla baş etme becerilerinin daha iyi olduğunu ortaya koyuyor. Erkeklerden çok daha etkili iletişim kurabiliyorlar; sorunları daha iyi analiz edebiliyor, herkesin yararına sonuçlara daha kolay ulaşabiliyor, tonlama, vücut dili gibi dolaylı iletişim kanallarını daha iyi gözlemleyip kullanabiliyor ve daha iyi empati kurabiliyorlar.
Süper annelerin sırrı sadece beynin bu ayrıcalıklarıyla da sınırlı değil. Tüm anneleri asıl süper yapan taşıdıkları onca yüke rağmen, çocuklarına akıttıkları sınırsız sevgi ve şefkat. Ve çocuklarından onlara kocaman gülümsemelerle gerin dönüş… İşte annelerin süper enerji kaynakları.”