1. Bebeğinize mama veriyorsanız, 4. ayından itibaren ya da emziriyorsanız 6. ayından itibaren yavaş yavaş katı gıdalara geçiş yaptınız mı? Geçiş zamanı çok önemlidir. Süre geciktirildikçe çocukların katı gıdalara geçişi çok daha zor olup ileride daha fazla yemek seçmeye yönelmektedirler.
2. Bebeğiniz altı aylık olduğundan itibaren katı gıdalara geçişte blenderden geçirmek yerine ezerek mi verdiniz yemekleri? Genelde anneler bebeklerinin boğulmasından korktuklarından ya da kusmalarını istemediklerinden yemekleri blenderden geçirip iyice yumuşak halde verirler. Fakat bebeklerin çiğneme yetileri gelişmez. Aynı zamanda blenderden geçen yemeğin tadını tam olarak algılayamadığından yemeklerin lezzetlerine alışamaz.
3. Bebeğinize yemekleri karıştırıp tatlarını fark etmeden mi verdiniz? Örneğin, yumurta sarısı ve peyniri karıştırıp püre halinde mi verdiniz yoksa ayrı ayrı mı? Yemekleri karıştırıp verdiğiniz takdirde yine bebeğiniz yemeklerin kendine has tatlarını algılayamayacak. Bundan dolayı yemekleri bebeğinize tanıtırken en yalın halinde vermeniz çok önemlidir.
SEVMEDİĞİ BİR YEMEĞİ 9 KEZ VERMEYİ DENEDİNİZ Mİ?
4. Bebeğiniz diyelim yoğurdu sevmedi, dokuz kez denediniz mi? Yoksa ikinci veya üçüncü seferden sonra pes mi ettiniz? Yemekleri bebeğinize tanıtırken ortalama dokuz kez denemeniz gerekir. Çoğu zaman anneler “Benim çocuğum” sevmedi diyip pes ediyorlar.
5. 10. aydan itibaren önüne yemeklerini koyup üstünü, başını, etrafı batırmasına rağmen kendi başına yemesine izin verdiniz mi? Bazı anneler titiz davranıp çocuklarının kendilerinin yemelerine izin vermediklerinden çocuğun kendi başına yeme yetileri gelişmiyor.
6. Bebeğiniz kendi başına oturmaya başladığından itibaren öğün saatlerinde mama sandalyesinde yemek masasında sizinle mi oturdu? Çoğu anne çocukları yeter ki yesin diye ekran karşısına koyup ya da oyunlarla peşinden koşarak yedirmeye çalışıyor. Bu yüzden yemek ve mutfak kültürünü aşılanmıyor. Çocuk da yemeğin bir temel içgüdü olduğunu acıktığında yiyip doyduğunda durması gerektiğini unutuyor.
7. Bebeğinize her ne olursa olsun yemeğini yedirirken muhakkak mama sandalyesinde oturttunuz mu? Ağlasa bile onu oradan almayıp, orada yemesi gerektiğini anlattınız mı?
TELEFONLA OYNATARAK YEMEK YEDİRMEYE Mİ ÇALIŞIYORSUNUZ?
8. Bebeğinize oyuncak verdiniz mi? Ya da tablet, telefon vb. dikkatini dağıtacak teknolojik eşyalar?
9. Bebeğiniz doyduğunu belli ettiği zaman “Son iki kaşık” diye zorla yedirmeye çalıştınız mı?
10. Başkalarının yanında sürekli “Bebeğim hiç yemiyor” diye söylendiniz mi?
11. Bebeğinizin acıkmasını beklediniz mi? Yoksa zorla da olsa “Acıkmış olması gerek” deyip yedirmeye çalıştınız mı?
12. Sizler yemek yerken sizin yemeklerinizin tadına bakmak istediğinde yeni tatlar keşfetmesine izin verdiniz mi?
13. Bebeğinizin bazı yemekleri sevmediğini fark ettiğinizde onun damak tadına saygı duyup sevmediği şeyi farklı şekillerde yedirmek yerine başka sebzeleri veya gıdaları denediniz mi? Siz tüm yemekleri seviyor musunuz?
14. Bebeğinizin dönemsel iştahsızlıklarını kabul ettiniz mi? Siz her zaman aynı iştahla mı yiyorsunuz?
15. Bebeğinize “Patronun evde siz olduğunu” belli ettiniz mi? Yoksa onun borusu mu ötüyor? Yemek yememeyi size karşı silah olarak mı kullanıyor?
ÇOCUK İÇİN AYRI YEMEK YAPMALI MI?
16. Bebeğinize bir yaşından itibaren evde pişen yemeklerden mi verdiniz? Yoksa ayrı yemek mi pişirdiniz? Yapılan en büyük hatalardan birisi de çocuğa evde ayrı yemek pişirmektir. Çocuk evde ne pişiyorsa sizlerle onu yemelidir.
17. Bebeğinize sadece yedirmeyin siz de onunla birlikte yiyin. En iyi rol model ailelerin kendileridir.
18. Bir yemeği yemeyeceğim diye tutturuyorsa bir öğün beklemeyi denediniz mi? Genelde anneler çocuğum aç kalır endişesiyle hemen bir şeyi yemediyse yerine yeni bir şey yapıyor. Bunu çok iyi algılayan çocuk da ebeveynleri bu konuda çok iyi kullanıyor. Bırakın çocuğunuz açlıktan ölmez. Bir öğün sonra tekrar aynı yemeyi vermeyi deneyin. Alternatif olmadığını bildiğinde o yemeyi yiyebilir. Yapılan araştırmalarda çocuk esirgeme kurumlarında “yemek seçen çocuk sendromu” diye bir şey yoktur. Bunlar ailelerin yarattıkları bir sendromdur.
19. Çocuğuma daha az şeker veriyorum diye bal mı verdiniz ya da tariflerinizde bal mı kullanıyorsunuz? O zaman hemen yol yakınken vazgeçin derim. Bal ve şekerin şeker içeriği neredeyse aynıdır. Hatta son dönemdeki balların glikoz şurubu ile yapıldığını göz önüne alırsak daha bile sağlıksız olabilirler. Ayriyetten bal 60 derecenin üstünde piştiğinde 5-HMF adlı toksin üretir. Çocuğuma sağlıklı bir şey yapıyorum derken zehir verebilirsiniz.
“EVDE EV YEMEĞİ PİŞİRİN”
20. Çocuklarınıza evde sağlıklı yiyecekler yapıyorum diye internetten bulduğunuz “nohutlu kek veya kinoalı waffle” gibi tarifleri mi uyguluyorsunuz? Vazgeçin bu sevdadan… Evde ev yemeği pişirin. Dışarı çıktığınızda ya da komşuya veya herhangi bir doğum günü partisine gittiğinde bırakın istediğini tadıyla yesin. Waffle'ı adam gibi çikolatasıyla yesin. Bu tarz yemekler kültürümüzün bir parçası olmadığı gibi aynı zamanda da ne kadar sağlıklı versiyona da sokulsa sağlıklı değildir. Ayriyeten tam hakkıyla yapılan bir kek kadar lezzetli olmadığından belki bir dilim normal yiyeceğine evde gereksiz yere 5 dilim uydurma sağlıklı kekten yiyecek. Bunlara hiç gerek yok.
21. Sadece okulda kantinden paket gıda alıyor ama başka yemiyor diye kendinizi mi kandırıyorsunuz ya da avutuyorsunuz? Paket gıdalardan her zaman her gün her an uzak tutun. Bugün GDO'dan bile daha fazla zarar içerdiğini biliyor muydunuz paket gıdaların?
22. Sizde başka anneler gibi internet ortamında “Benim çocuğum iştahsız” hikayesine kapılıp sürekli çocuğunuza yemek yedirmek için uğraşanlardan mısınız? Eğer doktorunuz gelişiminde bir sıkıntı görmüyorsa lütfen dert etmeyin. Çoğu anne “doktorum beni anlamıyor” diyor. Oysa doktorlar bunun çoğu zaman anneler tarafından yaratıldığını ve büyütüldüğünü biliyorlar. Çocuğunuzun boyu uzuyor ama zayıfsa dert etmeyin. Büyümenin en büyük belirtilerinden birisi boy uzamasıdır.
23. Çocuklarınızı yemekle ödüllendiriyor musunuz? Ya da yemeğini bitirirsen tatlı yiyebilirsin diyor musunuz? Yemek farkındalıkla yedikleri temel içgüdülerini karşılamak istedikleri bir araç olmalı. Ödül olarak bakılan yemek ya da ceza (bunu yapmazsan sana çikolata yok gibi!) olarak görülen yemek, çocukların hayatların boyunca yemeğe olan algılarını kalıcı olarak değiştirecek ve ileride yeme bozukluklarına yol açabilecektir.
YEME ALIŞKANLIKLARI DEĞİŞEBİLİR Mİ?
Siz çocuklarınızın yanında onun az yediğini ifade edip ne kadar söylerseniz o çocuk da bunu o kadar çok size karşı silah olarak kullanacaktır. Bilinçaltına bu durum etkin bir şekilde yerleşecektir. Siz, 10 aylık bebeğinize el çırp dediğinizde çırpıyor, bunu anlıyor da, benim çocuğum zorla yiyor ya da yemiyor dediğinizde onun bunu almadığını mı sanıyorsunuz? Kesinlikle iyi ya da kötü yemekle ilgili yorumlarda bulunmamak gerekir. Yemek, yemek saati geldiğinde ya da acıkıldığında ailecek oturulup yenilen bir zaman dilimi olmalıdır. Bebeğinizin yeme alışkanlıkları 11-36 ay arasında birden değişebilir. Sevdiği yemekleri yemeyebilir, ama bunu konu haline getirmemelisiniz. Evde ne pişiyorsa onu önüne koymalısınız. Yemediği takdirde farklı alternatifler sunmanıza gerek yok. O bilecektir ki yemek saatinde ne konulursa o yenir. Yemezse de bir sonraki öğünü bekler. Çocuğunuzun damak tadı da değişebilir. Buna da saygı duymak gerekir. Zorla yedirmek bir çözüm değildir. Aksine ileriye yönelik kalıcı izler bırakabilir. Siz yemek yerken o yememeyi tercih ediyorsa, size saygı duyup sessizce oyun oynaması gerektiğini bilmelidir. “ Ben nasıl olsa yemiyorum, hadi herkes benimle ilgilensin” gibi bir hakkı olmadığını ona uygun bir şekilde anlatmalısınız.”