Avrupa Parlamentosu, 345 lehte, 104 aleyhte ve 29 çekimser oyla kabul edilen bir kararla, Macaristan'da demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve temel hakların erozyona uğratılmasından duydukları endişeyi dile getirdi.
Avrupalı miiletvekilerinin kararı, Macaristan'a yönelik 10.2 milyar euroluk uyum fonlarının blokajını kaldırarak ülkenin bu meblağın geri ödenmesini talep etmesine izin vermesinden bir ay sonra geldi.
Fonlar, Budapeşte'nin mayıs ayında yargı bağımsızlığını güçlendirmek ve mahkemelerdeki siyasi müdahaleleri azaltmak amacıyla yargı reformları gerçekleştirmesi ve Brüksel'in dayattığı "süper kilometre taşları" olarak bilinen koşullara yanıt vermesinin ardından dondurulmuştu.
Komisyon halen Macaristan'ın uyum fonlarından ayırdığı 11,5 milyar euroyu ve 10,4 milyar euroluk kurtarma ve dayanıklılık planının büyük bir kısmını alıkoyuyor. Bu durumu "mali şantaj" olarak niteleyen Başbakan Viktor Orban Komisyon'u kınıyor.
Yine de, dondurulan fonların kısmen serbest bırakılması yönündeki hamle, milletvekillerinin, daha fazla nakit blokajının kaldırılması halinde Ursula von der Leyen'in yönetimine dava açma olasılığını gündeme getiren sert kararında Parlamento'da rahatsızlık yarattı.
Böyle bir dava, kurumlar arası çatışmaları karara bağlayabilen Lüksemburg'daki Avrupa Adalet Divanı'na (AAD) götürülecek.
'Komisyon siyasi olarak Parlamento'ya karşı sorumludur'
"Komisyon siyasi olarak Parlamento'ya karşı sorumludur." denilen metinde, Parlamento'nun "Komisyon'un kriterleri yerine getirmeden fonları serbest bırakması veya ilgili mevzuatın tam olarak uygulanmasını sağlayamaması halinde, Antlaşmaların koruyucusu olarak hareket etme ve AB'nin mali çıkarlarını koruma sorumluluğunu göz önünde bulundurarak, elindeki yasal ve siyasi tedbirlerden herhangi birini kullanacağı" belirtiliyor.
Ayrıca milletvekilleri, Budapeşte tarafından onaylanan yargı reformunun AB antlaşmalarında yer alan "yargı bağımsızlığı standardını karşılamadığını", zira tedbirlerin "siyasi etkiye karşı yeterli güvence sağlamadığını ve atlatılabileceğini ya da yetersiz uygulanabileceğini" savunarak hukuk servislerine 10.2 milyar euroluk kararın geçerliliğini gözden geçirme talimatı verdi.
Macar yetkililer kalan 20 milyar euronun dondurulmamasını istiyor
Komisyon'un "yeterince tatmin edici" bulduğu reform, sivil toplum tarafından da eleştirilerin hedefi oldu. Uluslararası Af Örgütü ve Macaristan Helsinki Komitesi ortak bir analizde, çözümlerin "derme çatma olduğunu ve ilgili kanun ve yönetmeliklerin yanı sıra hukukun üstünlüğü ilkelerini de ihlal ettiğini" söyledi.
Liderler konuyu ikinci kez görüşmek üzere 1 Şubat'ta yeniden bir araya gelecek.
"Ya tamam ya devam" denilecek bu durum öncesinde Macar yetkililer kalan 20 milyar euronun dondurulmaması yönündeki taleplerini giderek daha yüksek sesle dile getirmeye başladı.
Bu para farklı zarflardan geliyor ve çıkar çatışmalarının ele alınması, kamu ihalelerinin iyileştirilmesi, LGBTQ+ haklarının korunması, akademik özgürlüğün güçlendirilmesi ve iltica korumasının garanti altına alınmasına yönelik reformlar yapılması şartlarına bağlı.
'Hukukun üstünlüğünü keyfi güçten ayıran da budur'
Parlamento kararında Orban'ın vetosunu "samimi işbirliği ilkesinin ihlali" olarak nitelendirerek eleştirdi ve "AB hiçbir şekilde şantaja boyun eğemez ve değerlerinden vazgeçerek AB ve müttefiklerinin stratejik çıkarlarını takas edemez." dedi.
Avrupa Parlamentosu üyeleri, dondurulmuş durumda olan uyum ve kurtarma fonlarının "tek ve bütüncül bir paket olarak ele alınması ve bir ya da daha fazla alanda ilerleme kaydedilmesine karşın diğer bir alanda eksikliklerin devam etmesi halinde dahi herhangi bir ödeme yapılmaması gerektiği" konusunda ısrar ettiler.
Metin öncesinde çarşamba günü yapılan tartışmada milletvekilleri 10.2 milyar euronun serbest bırakılmasından sorumlu siyasi figür olarak gördükleri Ursula von der Leyen'i sert bir dille eleştirdi. Komisyon Başkanı kararı savundu ancak paranın geri kalanının "Macaristan gerekli tüm koşulları yerine getirene kadar" dondurulmuş olarak kalacağını vurguladı.
"Kurallar bunlar, hepimiz bunları kabul ettik ve bunlara uyacağız. Hukukun üstünlüğünü keyfi güçten ayıran da budur." dedi.
Macaristan 2018'den bu yana 7. Madde'nin ilk aşaması kapsamında bulunuyor. Bu aşama AB'nin temel ilkelerinin "ciddi bir şekilde ihlal edildiğine dair açık bir riski" tanımlıyor ve suçlanan ülkeyi düzenli duruşmalarda durumu açıklamaya zorluyor. Şimdi ise milletvekilleri, "ciddi ve kalıcı" bir ihlalin varlığını belirleyebilecek ikinci aşamayı başlatma çağrısında bulunuyor.
Ancak bu aşama için üye devletlerin üçte biri ya da Komisyon tarafından bir öneri sunulması gerekiyor. Şu ana kadar bu yönde bir adım iki kurum tarafından da atılmış değil.