Geçtiğimiz günlerde Ankara’da temaslarda bulunan AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’ye karşı "kutsal ittifak" çağrıları yapanlara kesin bir "hayır" yanıtı verdi.
AP Genel Kurulu'nda bugün düzenlenen "Akdeniz’de İstikrar ve Güvenlik ve Türkiye’nin Olumsuz Rolü" başlıklı oturuma katılan Josep Borrell, başta Yunan, Kıbrıslı ve Fransızlar olmak üzere değişik siyasi gruplardan çok sayıda parlamenter tarafından "Türkiye’ye aşırı hoşgörülü davrandığı" gerekçesiyle eleştirildi.
Borrell, oturum başında yaptığı konuşmada, Akdeniz ve Ortadoğu’da yaşananlardan "Türkiye’nin de etkilendiğini", görüş ayrılıkları olsa da Ankara ile "çıkarların birleştiği noktalar" olduğunu ifade etti.
Libya’da Türkiye ile "gerçek bir siyasi süreç için daha iyi beraber çalışmalıyız" şeklinde konuşan Borrell, Berlin sürecinin önemine değinip AB’nin Libya’ya yönelik silah ambargosunun kontrolü için başlattığı Irini operasyonuna devam edeceğini bildirdi.
Borrell, buna karşılık Türkiye’nin Libya ile imzaladığı Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırasını AB olarak tanımadıklarını belirtti. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de "kaygı verici kararlılık gösterdiğini" ifade etti.
"Gidişat tersine dönmeli"
Türkiye’nin "önemli bir ortak, bir aday ülke ve NATO müttefiki" olduğunu hatırlatan AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, "Birkaç gün önce Ankara’da Türk meslektaşlarımıza da söyledim, ilişkilerimizdeki olumsuz gidişat durmalı ve tersine dönmeli. Misilleme dinamiği Akdeniz’i daha güvenli ve istikrarlı bir bölge yapmaz. Bu sadece diyalog ve müzakereyle mümkündür" dedi
AP’de "kutsal ittifak" çığlıkları
AB diplomasi şefinin bu ifadeleri sonrası Genel Kurul'da tartışmaya geçildi. Başta Hristiyan Demokrat, muhafazakar ve aşırı sağcılar olmak üzere söz alan parlamenterlerin çoğu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz ve Libya’da yürüttüğü politikaları sert dille eleştirdi. Türkiye’yi "otoriter rejim" olarak tanımlayan parlamenterlerin çoğu Ankara ile katılım müzakerelerine son verilmesi ve Türkiye'ye AB mali yardımlarının kesilmesi çağrısında bulundu.
AP Türkiye raportörü, İspanyol parlamenter Nachos Sanchez-Amor, oturumda yaptığı konuşmada, "donmuş" olduğunu hatırlattığı Türkiye-AB ilişkilerinde en önemli sorunun "güven" olduğunu savundu. Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan'la dayanışma içinde olduklarını belirterek Türkiye’nin Avrupa normlarına saygı duyması gerektiğini söyledi.
Hristiyan Demokrat Grup (EPP) lideri, Alman parlamenter Manfred Weber, grubuna mensup birçok üye gibi, Türkiye ile üyelik müzakerelerine son verilmesini ve yeni bir ortaklık kurulmasını istedi.
Liberal eğilimli “Renew” grubu adına konuşan Fransız parlamenter Nathalie Loiseau, Türkiye'nin "Avrupa değerlerine sırtını döndüğünü ve düşmanca davrandığını" savunup Borrell’den Türkiye konusunda "diplomatik değil, sağlam durmasını beklediklerini" ifade etti.
Komünist Grup (GUE) üyesi Alman parlamenter Özlem Demirel, "Türkiye'yi eleştiriyorsunuz, haklısınız. O halde Türkiye'ye silah satmayı durdurun" ifadelerini kullandı. Sosyal Demokrat Grup üyesi Kıbrıslı parlamenter Costas Mavrides ise Almanya'nın Türkiye'ye silah satmaya devam etmesini eleştirdi. Türkiye’nin bu silahları "Avrupa değerlerine karşı kullanacağını" iddia etti.
"Nazi rejimi benzetmesi"
Oturumda Türkiye'yi "Nazi rejimine" benzeten konuşmalara da yapıldı. Aşırı sağcı "Kimlik ve Demokrasi" (ID) grubu adına söz alan Fransız parlamenter Thierry Mariani, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı "Avrupa medeniyetinin düşmanı" olarak tanımladı. Türkiye'ye karşı etkisiz kalmakla suçladığı Borrell’e "Tarihte Edouard Daladier ve Richard Chamberlain gibi anılmayın" şeklinde seslendi.
İkinci Dünya Savaşı başlarken Fransa ve Birleşik Krallık’ta başbakanlık yapmakta olan Daladier ve Chamberlain, Nazi rejimine karşı etkisiz kalmakla suçlanmışlardı.
Borrell'den tarih dersi
Oturum sonunda yeniden söz alan Josep Borrell, çok sayıda parlamenterin Türkiye’ye karşı hasmane tavrını eleştirdi. Bu parlamenterlere, "Bir ara, Türk saldırılarını püskürtmek için Avrupa ordularını seferber eden (Papa) Beşinci Pius Türkiye’ye kutsal ittifak çağrısında bulunuyor sandım" şeklinde seslenen Borrell, "Chamberlain veya Daladier olma niyetim yok ama Juan d’Autriche (Osmanlı donanmasına karşı kazanılan İnebahtı savaşını yöneten Hristiyan komutan) de değilim" yanıtını verdi.
Türkiye ile "çatışma" aramadıklarını söyleyen Borrell, "Biz çatışmayı önlemeye çalışıyoruz. Osmanlı işgaline karşı kutsal bir ittfak oluşturmaya çalışmıyoruz. Uyuşmazlık içinde olduğumuz konuları müzakere yoluyla çözmek için yapıcı bir tavır ortaya koymayı deniyoruz" şeklinde konuştu.