Santral adını verdiğimiz ‘Cep ‘ telefonuna, ikinci bir santral olarak eklenen bizim mesaj kutusuna düşen bir mesajda bir vatandaş abi geçen gün bir şeye şahit oldum. Müsaade edersen seninle paylaşmak istiyorum dedi. Allah Allah sözcüğünü çekerek mesajı okurken, ört ki ölem demekten kendimi alamadım. İsmi bende saklı vatandaş mesajında piknikteydim. 10 kadar Arapça konuşan kişi piknik yapıyordu. Çöplerini yedikleri yere atıyorlar ve tuvaleti gelen çocuğunu da piknik yaptıkları yerin 2 metre yanına yaptırıyordu. Çocuk büyük tuvaletini yaptıktan sonra gülerek afiyetle o çocuğun yaptığı şeye aldırmadan yemeklerini yediler. Sonra yemek artıklarını çevreye bırakarak arabalarına binerek piknik yerinden uzaklaştılar. Vatandaşım bu nasıl bir anlayış diyordu. Ah be abim ah. Bu tipler ile konuşsan sana bir kitap dolusu hijyen ve davranış çeşitlemelerinden bahsederler. Kısacası cami kapısı bilmeyen bu tiplerin, sofuluk taslamasına bende oldum olası ‘Uyuz’ olurum. Vallahi ne diyeyim. Tavuk da Penguen’de uçamaz ama biri b… çukurunda gezinirken diğeri kutuplarda yüzüyor. ** Bir başka mesajda bir vatandaş ben Dilekkaya’da ikamet etmekteyim. Büyükbaş hayvancılar Dilekkaya köyünde ev yakınlarına kamyon kamyon gübre dökerler. Döktükleri gübrelerin üzerinden kalkan sinekler evlerimizin içine doluyor. Yemeklerin üzerine konuyor. Kısacası hastalığa davetiye çıkartıyorlar. Kapımızı açamıyoruz. Bu tiplerin çevrelerine hiç saygıları yok diyordu. Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı bu Ada’nın dingili koptu. Makinesi mangos etti. Her şeyi ‘Baddoz’ ettiler. Hatta ortalık ‘Vordo’ doldu deriz ama galiba sesim 4 oktav yerine bir oktavdan çıktığı için hiç kimseye duyuramıyoruz. ** Neyse bir başka vatandaş ise mesajında İyi akşamlar. Ben bir çevre konusunu gündeme getirmek istiyorum. Yaklaşık bir ay oldu Mağusa- Lefkoşa anayolundaki çöpler işçiler tarafından zorlu bir çalışma yapılarak toplandı ve çöp torbalarına konuldu. Bütün yol boyunca hala daha bu çöp torbaları duruyor. Bu torbaları kim toplayacak. Yani torbaların güneşten kesilmesini ve çöplerin tekrar etrafa dağılması mı bekleniyor. Ayrıca yol kenarlarında dikkatimi çeken başka birşey de araba lastikleri idi. Toplanan ve yol boyunda biriken birçok lastik vardı. Sizden ricam bunu gündeme getirmeniz. Kim toplayacaksa bir an önce toplansın diyordu. Lets do it diye isimlendirdiğimiz çevre temizliği gerçekleştirdik. Sonra gruplar halinde çevredeki pet şişeleri ve naylon torbaları topladık. Vatandaş topladı ama yetkililer ne yaptı? Hadde onu da söyleyelim. Onlarda toplanan çöplerin konulduğu naylon torbaları andilla koyarak seyretmekten başka hiç birşey yapmıyorlardı. Okundurduk yazındırdık ama bala gudelya bala gudelya dediklerimiz bizim yahu bir daha deneyim belki düzeldiler sözcüklerimiz sonrasında koltuklarında oturmaya devam ettiler. Eh bizim kel başımıza işte böyle şimşir tarak. Toplumlar layık olduğu şekilde yönetilirlerse bu siyasetçiler de müstehakımızdır. *** Sahibine Mesajlar Sayın Ertan Ersan, Şehit Aileleri ve Malul Gaziler Derneği nasıl gidiyor? Bence askerde başından vurulan ve annesi para bulursa ameliyat olacağı günü bekliyor. Haa sahi sizin Londra gezisinden sonra gittiğiniz İstanbul gezisi de çok güzel geçmiş diyorlar. En son Ankara’da Vatan Millet Nurlu Ufuklar kitabını Türkiye’nin bazı ileri gelenlerine sunarken mesut ve bahtiyar olduğunu gördük. Sen mesut ve bahtiyarken şehit ve malul gazi aileleri ise kaybettikleri Mesut efendiyi arıyorlardı. ** Sayın Hürrem Tulga, hatırlarsanız bir yazımda size bakkallar yok oluyor. Hipermarketler cilindiri gibi hem bakkalların hemde küçük çaplı marketlerin üzerlerinden geçiyor demiştim. Hatta birde eskilerin söylediği sözü söylemiş ve Yahudi’nin söylediği gibi bu su böyle akar sizlerde böyle aval aval bakar diye millete sormuştum. İşte baka baka bakkaldan, konfeksiyon satıcılarından ve bilumum iş yerlerinden sonra sıra Esnaf ve Sanatkarlara geldi. Esnaf ve Sanatkârlar Derneğinin lastiğini ekris yaptırtmak için kurulan 2’nci Esnaf Sanatkârlar Derneğine Halk Bankasından kredi olanağı sağlanıyor. Hazır olun Avrupa’nın bölünmüş tek şehri Lefkoşa gibi sizi bölecekler sonra da ‘Guli’cik gibi (Yavru Köpecik) sizi sokağın başına bırakıverecekler. Bilmem anlatabildim mi? ** Sayın Alkan DeğirmencioğluKKTC Ankara Elçiliğindeki Kültür Ataşeliğinden sonra Lefkoşa Kaymakamlığında tomofilin lastiğinin ekris yapacağını sanmıştım. Hatta bir yazımda Lefkoşa Kaymakamlığı turşu suyu gibidir. İçenin midesini bulandırır. İçmeyenin ağzını sulandırır demiştim. Ama bakıyorum sen tuttuğunu koparan birisi olarak zoru kolaya çevirdin. CTP’nin yaptığı atamaların yüz akı olanlar arasındasın. CTP’nin bazı idari mekanizmaları çürüdü demiştik. Ama bakıyorum yere düşen meyveler dışlarından çürümüş gözükseler dahi, içlerindeki çekirdeklerinden nice güzel bahçeler hasıl oluyor. Sanırım sende o güzel bahçelerden biri oldun. ** Sayın Arif Salih Kırdağ, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrasında Lefkoşa Belediye Başkan adaylığı derken bu defa yine Cumhurbaşkanlığı adayı olarak karşımıza çıktınız. Sayın Kırdağ hayat savaşa benzer. Daha iyiye ulaşmak için yenik düşmemek gerek diyen sensin. ‘Guspo’ ile küreği bırakmak sana yaramadı. Bu defa Guspo’u eline al ve Silihtardaki Beyaz Saraya git. Sanırım bu defa ne sarı ne beyaz taş bırakacaksın. Buda mı gol değil ey ahali dedikten sonra attığın gole off – side diyemeyecekler. ** Sayın Hüseyin Avkıran Alanlı, yılların bileği bükülmez başkanı Halil Orun’u köşeye sıkıştırmış ve bu defa ipi göğüsleyeceğim dediğin anda yeni yetme birisi çıktı. Kimse onu önemsemediği için Silihtardaki Beyaz Saray’ın desteği ile hiç beklenmedik bir anda ipi göğüsledi. Sonrasında DP’de sizin için bakanlık yolu göründü dedik. Ama o da boş çıktı. Şuanda sesiniz selenginiz çıkmıyor. Sizin için ‘Bariyamdır’ kanka oluyoruz diyen Serdar Denktaş bakıyorum sana öyle bir ‘Basbalyacık’ (Tokat) atmış ki, şeşi beş görmeye başlamışsın. Sayın Alanlı fazla küçümseme kimseyi, noktada küçüktür bitirir ama cümleyi. *** … Sayın Tahsin Ertuğruloğlu, Siyaset Meydan Muharebesi iyice kızıştı. Ancak Kanuni’nin Veziriazam’ı Pargalı İbrahim gibi iyi bir savaş taktisyeni olmanıza karşı şu sıralar pek ortalıkta gözükmüyorsunuz. MED, Tek egemenlik, harita konuları tartışılırken sizin Meclis kürsüsünde bu konularda suskun kalmanız dikkat çekiyor. Sizin Şahin’likten Kartallığa yükselmenizi beklerken Şahinlikten, Serçeliğe tenzili rütbe etmenizi millet pek anlamadı. Galiba çizmeleri çıkartarak ‘Bandoflacıkları’ gidiniz ve köşenize çekildiniz. Ne dersiniz? [caption id="attachment_39263" align="alignright" width="680"] Günün Fotoğrafı[/caption]