KKTC olarak isimlendirdiğimiz Coğrafya’da nalıncı keserinin hep bir tarafa doğru kestiğini biliyoruz ama adaletsizliğin ve adam kayırmacılığının bu denli ‘Ozon’ tabakasına kadar yükseldiğine tanık olmamıştık. Emekli bir kişi bir tanıdığına bir aile bireyine bir kamu bankasında kefil giriyor. Kefil girerken bu kişinin maaşı o bankaya yattığından maaşını bir başka bankaya aktarmayı düşünmüyor. Ve emekli vatandaşın maaşı o X kamu bankasına yatmaya devam ediyor. Kefil girdiği aile bireyi borçlunun maaşı da borçlu olduğu bankaya yatıyor. Borçlunun maaşı dışında kamu bankası borçludan ipotek mal da alarak kendini garantiye alıyor. Üstelik ipotekli mal borcun 30 katı durumunda. Yani borç 120 bin ise 600 bin TL’lik ipotek mevcut. Tabi borcun ödenmesinde de herhangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Bu arada kefil olan emekli vatandaş kendi kredi kullanımı için maaşını bir başka bankaya aktarmak istiyor. İstiyor ama karşısına kocaman bir ‘Nayır, Nolmaz’ çıkıyor. Niçin neden diyerek emekli vatandaş soluğu Maliyenin ilgili biriminde alıyor. Maliye’de kendisine haklısınız. Yasa kefillik için maaşınızı banka tutamaz deniyor. Hatta Anayasa da bunu emrediyor diye ilave ediliyor. Emekli vatandaş yeniden bankaya giderek durumu izah ederek maaşının serbest bırakılmasını talep ediyor. Ancak yeniden Hayır ile karşılaşıyor. Banka Nuh deyip Peygamber demeyince konu mahkemeye intikal ediyor. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Haklısınız yasa var dava edin banka sizin emekli maaşınıza el koyamaz diyen ve ayrıca 5000 emekli bu nedenlerle süründürülüyor diyen Maliye neden yasaya dayanarak emeklinin maaşını o bankaya yönlendirmekten vazgeçip vatandaşa iade etmiyor? Bakan karar verecek o da bu konuda çok sıkıntılı diyen Maliye çalışanı bakanına neden yasaları hatırlatmıyor? Dedik ya burası KKTC FOR EVER. ** Karayollarında son günlerde konuşulan asfalt yolsuzluğu ayyuka çıktı. Ayyuka çıkan asfalt yolsuzluğu nedeni ile iki eski bürokrat suçlanıyor. Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy gidin savunma hakkınız için dosyaları inceleyin diyor. Aslında Hasan Taçoy 7/79 Kamu Görevlileri Yasasına göre doğruyu yapıyor ama bir yerde bir hata yapıyor. O da 7/79 Kamu görevlileri yasası üst düzey bürokratlar emekli olsa da 7 yıl devlete ait bilgileri yayınlayamaz birilerine de bilgi veremez der. Şayet bir olay ile ilgili suç unsuru varsa ve bu suç ile ilgili itham edilirse onlara gel evrakları incele denilebiliyor. Karayollarında da bu durum böyle oldu. Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy 2 emekli bürokrata asfalt suiistimali ile ilgili suçlamalar için gel incele dedi ve onlarda geldi dosyaları gece 11’lere kadar incelemeye başladı. Hâlbuki dosyaların incelenmesi bir Müdür veya bir yetkili çalışan eşliğinde yapılmalıydı. Eski bürokratlar kendi başlarına bırakılınca bütün dosyalar darmadağın oldu bilgiler de didik didik edildi. Eee burası KKTC eğri de olsa doğru sefer de olsa gemi rotasız ve kaptansız gidiyor. Ne de olsa burası KKTC. ** CTP – DP hükümetinin yine iş başında olduğu 2004 yılından sonraydı. Salih Usar Bakan, Sayıştay Başkanı İsmet Akim’di. 2006 yılıydı sanırım. A. K ile ilgili bir suistimal raporu hazırlanmıştı. Bazı olaylar Sayıştay Raporlarına da intikal etmiş ve A.K emekliye çıkmış/çıkartılmıştı. Ancak Sayıştay Raporlarına rağmen bahse konu şahsın ikramiyesine el konulmadı. Yasa böyle bir suiistimal olayında ailesinin geçimi nedeni ile ikramiyesine el konulabilir maaşına el konulamaz. Çünkü o ailenin geçimi içindir der. Hâlbuki Zorlu Töre’nin Bakan, N.E’nin Müsteşar, C.Ö’de Müdür olduğu dönemde, mezar taşlarına bakılarak çek yazıldığı ve ölüler adına çek yazıldığı öne sürülmüştü. Bu nedenle hem N.E’nin hemde C.Ö’nün ikramiyelerine el konulmuştu. Sayıştay rapor yazarak bu insanlar ölüdür. Nasıl isimlerine çek yazıldı diye rapor hazırlayınca ikramiyeleri kesilmişti. Kısacası Sayıştay’ın hazırladığı iki olay sonrasında birisi parti sempatizanı olduğu için ikramiyesi kesilmedi, diğerleri bir başka partinin sempatizanı olduğu için ikramiyelerinin kellesi ‘Bumburo’ kesilmişti. Nasıl adalet ama? Burası KKTC. Adalet abla öldü. Adil Amca yoğun bakımda. ***** SAHİBİNE MESAJLAR Sayın Arİf Albayrak Akaryakıt ile ilgili indirimler otomatiğe bağlandı ve tıkır tıkır gidiyor. Meclise ‘Kapraz Eşeği ‘ ile gelmenize artık gerek duyulmuyor. Ancak bir yerimizi yakan ve koltuğa oturamaz hale getiren ‘Elektrik’ fiyatlarında indirime gidilmemesi bir süre daha koltuğa rahat oturamayacağımızı gösteriyor. Eşek ile geldiğiniz Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma Meclisi Mebusan’a acaba katır ile gelseniz ve güneş enerjisi panellerini katıra monte etseniz. Oradan sağladığınız güneş enerjisi ile Meclisi elektrik parasından kurtarsanız diyorum. Sayın vekilim nasıl ki büyük insanların gayeleri, diğerlerinin hevesleri varsa, partilerin de öyledir. Birisi ‘umutttt’ der umutsuzluk satar. Diğeri fasulyenin yahnisi deyip fasulye pişirirken tencereyi yakar. ** Sayın Mehmet Eziç, Girne’den Lefkoşa’ya gelirken, birçok kez yönetiminde bulunduğum. Asbaşkanlığını yaptığım Spor Yazarları binasına yerleştiğiniz zaman taş yerinde ağırdır. Yerinden kaldırılınca hiçbir esbabı mucibesi kalmaz diye düşünüyordum. Ancak yanılmışım. Maşallah başarınız ‘Ozon’ tabakasına kadar yükselmiş. Arkadaşlara ‘Ozon ‘ tabakası delinirse burun üstü çakılmasın dediğim zaman o adımını hep sağlam basar. Ozon tabasının deliğine bile sekiz dikiş atar yine o deliği kapatır dediler. Sayın Eziç, hayatın bazı püf noktaları vardır. Eğer sen bunlara dikkat etmezsen; ömrünün geri kalanını, ‘tüh!’ noktalarında geçirirsin der büyüklerimiz. Maşallah siz püf noktalarına öyle çalımlar attınız ki, ne tühü kaldı nede tühcüğü. Kutlarız. ** Sayın Nidai Güngördü, sanırım sen beni sürekli yanıltmak için dünyaya geldin. Belediye Başkanlığı seçimleri öncesinde yok be Nidai Güngördü ipi göğüler ama önde koşan koşucunun yutturduğu toz ve kaldırdığı toprak nedeni ile finiş yerine çamaşır asılı ipi finiş sanarak göğüsler diye düşünmüştüm. Sonrasında başkan seçildin ve bizi yanılttın. Bu başkandan bir ‘BAL’ olmaz diye düşünürken meğer sürekli üretken bir bal arısı olmuşsun. Son olarak genelde hayvanların özelde köpeklerin de canları olduğunu düşünerek onlara bu soğuk kış günlerinde kalabilmeleri için yaptırdığın sığınaklar ile kapsama alanına girdiğin halkın gönlünde taht kurdun. Başkan başarılı olmak için, asla, ama, fakat, keşke, farketmez demiyorsun. Yanlış bildiğin yolda herkesle yürümeyip, doğru bildiğin yolda tek başına da olsa yürüyorsun. Yola devam. ** Sayın Çağlayan Cesurer, sizler ile birlikte Kıb-Tek başarılı oldukça birileri ‘Uyuz’ oluyor. KKTC’nin en çok satan ve tirajı en yüksek olan ‘FISILTI’ gazetesinin manşetlerinden verdikleri haberlerde Nasrettin Hoca’nın Nevşehir Gölüne ya tutarsa diyerek çaldığı maya gibi ya tutarsa diyerek KKTC denizine yalan mayalarını çalmaya devam ediyorlar. 150 Milyonluk yakıt stokunuz var diyenlere siz keşke derken ben inşallah birgün o da olacak diyorum. Çağlayan Başkan, büyük insanların gayeleri, diğerlerinin hevesleri vardır. Siz gayeleriniz ile yürümeye devam edin. Hevesleri olanlar da arkanızdan aylak aylak baksın. ** Sayın Necdet Osam, yeniden görevinize iade edilmeniz DAÜ’de hayırlara vesile olsun. Sanırım sizin göreve Mahkeme Kararı ile geri dönmeniz Adaletin tecelli ettiğini gösterir. KKTC’de Adalet abla öldü Adil amca yoğun bakımda sözcüğünü sürekli kullanıyoruz. Ama bakıyorum Adalet abla henüz gömülmediği için geri gelirken, Adil Amca’da yoğun bakımdan normal odalara intikal ettirilmiş. Hocam her halde hiç bir zaman ‘tüm güveninizi’ karşınızdakine vermemeyi bu durum size öğretti. Çünkü bunu vermeniz halinde o kişi bunu size karşı silah olarak kullanır. MERTSE sizi korur, NAMERTSE çevirir sizi vurur. ** Sayın Suphi Coşkun bir süredir yaptığınız çalışmalar meyvelerini vermeye başladı. Karpaz Özel Koruma Bölgesi sınırları içerisinde, eşeklerin koruma altına alınması amacıyla TC Yardım Heyeti finansmanıyla yapılan 6,5 km’lik bariyer, sanırım son etabın bitmesiyle tamamlandı. Şimdi sıra Eşeklerden elde edilecek süte geldi. Dipkarpaz’a Sanayi Bölgesi. Mezarlıkları yeniden düzenleme ve son olarak bölgeyi ağaçlandırma derken, sıra sanırım Eko Turizmine geldi. Başkan sen başarının doruklarında gezerken birileri sinir ve hasetten ‘Demir ‘ çiğniyor bilesin. Her ne kadar büyüklerimiz kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka bir şeyler bitecektir. O halde güzel şeyler ekin ki güzel şeyler bitsin dese de birileri ‘Demir’ çiğnerken ısırgan otu ekiyor. Ama olsun be başkan sen bu güzelliğin ile o ısırgan otundan da ilaç yaparsın. [caption id="attachment_47981" align="alignleft" width="650"]