Arada Bir

Taner ULUTAŞ

Çok değerli bir dostum bir süre önce bir yazıda beni de etiketlemişti. Sevgili dostum  Osmanlı gibi yükseliş, duraklama ve gerileme devrini yaşamaya başladım. Önce küçüktüm herşeyi tozpembe yaşadım.  Sonrasında büyüdüm. Tabi bu büyümenin içinde ‘Lale Devri’de,  Patrona Halil isyanı gibi isyanlarda vardı. Ve galiba şimdi gerileme devi başladı. Benim yaşamımın KKTC’nin yaşamına ne kadar benzediğini de hayretler içerisinde görmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum. Aylardan Kasım’dı.  Yıllardan da 1984 tohumu attık ve çınar büyüyecek dedik.  Kasım ayında Tual’ın hoş sesi ile dinlemeye alıştığımız,  Aylardan Kasım şarkısını Denktaş’ın Diyanellos Sigara Fabrikasından bozma ‘Seveti Finun’ pardon Devlet-i Ali’yenin temsil edildiği yerde huşu içinde seyrettik ve yükselme devri başladı sandık. Kılıç kalkan ekibi yoktu ama mutat folklor ekibimiz her zamanki gibi arzı endam eyledi. Dağlara baktı ve şaşkınlık içerisinde bu ne dedi. Anladım yarım ingilize ile what dedim. Look et the mounteen deyince mamırladım. Dağdaki taş ocakları oyuklarını gösteriyordu. Hımm dedim. Onlar dağdaki hayvanat takımı için hazırlanan yuvalardır dedim. O kadar çok mu dedi. Yes gırla dedim. ‘Wow daha çekti. Siz ne kadar iylik sever insanlarsınız dedi. Yollardaki çukurlar arasında zik zak çizerek giderken bunun Alp’lerde yapılacak olan kayak şampiyonasında ülkeyi slalom dalında temsil edeceklerini söyledim ‘WOW’ dedi. Sizin insanlarınız ne kadar şanslı diye de ilave etti. Sizin burada tarihi eserler yokmu dedi. Hemen Yes’i bastırdım. Manastır dedi. Önce Beşparmaklardaki manastıra götürdüm. ‘WOW’ çekti sevindiğini sandım. Bu bu ne dedi.  Duvardan çıkan ağaçları görünce Ağaç dedim. O değil yıkılan duvarları göstertti. Ne kadar eski olduğunu ispat için kendi halinde bırakıldı dedim. Sonra Apostols Andreas Manastırına götürdüm bir ‘WOW ‘ daha duyduk. Ama tarih yıkılıyor Aziz Andreas’ın Manastırı dedi. O dedim İsa’nın 12 havarisi ise bizde Allah’ın 300 bin inananıyız dedim. Öylemi dedi bir ‘Wow ‘ daha çekti. Bazı tarihi eserleri gezerken tarihe bitişik tuvaletleri göstertti. Bu ne deyince dayanamadım. Biz ölülerin tekrar canlanacağına inanırızı. Bu kadar yıl yattıktan sonra tuvaletlerini nereye yapacaklar. Uyanınca hemen tuvalete koşacaklar biliriz bu nedenle tuvaleti ayaklarına getirdik. ‘WOW’ dedi sizin kadar duyarlı insanlara az rastlanır dedi. Yanık orman arazilerine bakınca ama dedi. Sus dedim. Ada toprağı azdır ve değerlidir. Her yer orman olursa ‘Gaminici’ odunu nerde bulacak. Piknikçi mangalı için kömürü nasıl tedarik edecek değilmi dedim ‘WOW’ ekselent dedi. Lefkoşa Surlar içini gezdirmeye kalkıştım kocaman bir ‘Wow’ daha duyduk. Bu ne dedi? Şaşırdım. Dağ gibi çöpleri gösteriyordu şaşırdım. Haaa onlar dedim çöp. Malum bizim buralarda sağlık çok ileridedir. İnsanların bağışıklık sistemlerini çok geliştirdiler. Bu da bu bağışıklık sisteminin bir parçası. İnsanlarımız çöp yığınları ile bağışıklık sistemlerini geliştiriyorlar dedim bir ‘WOW’ daha çekti. Burası ne kadar mükemmel bir ülke siz herşeyi düşünüyorsunuz dedi. Uçağa binmek için hava alanı binası içerisi içerisinde ilerlerken 20 metrelik yol için dünya kadar merdiven çıkıp inerken bu ne dedi? Biliyorusn bizim ülkenin yemekleri çok lezzetlidir. Tantuniden tut, Adana kebabına ve lahmacuna kadar herşey çok güzel.  Onları yiyince insan kilo alıyor. Sırf o kiloları verdirmek için biz insanları böyle merdivenden çıkartıp indiriyoruz.  bir ‘WOW ‘ daha duyduk. Bizim buralarda Molehiya, golokas, gatmer gibi yöresel yemeklerimiz de var diyecektim. Görme görme unutmuşum ya birde onları söyelseydim iki defa mı ‘WOW ‘ çekecekti bak işte onu bilmiyorum. Uçağa binerken öğrendiği yarım türkçesi ile Allaha ismarladik. Sonra Auf widersen. Raki Adana kebap çok guzel. Ben Lefkoşe’ye gelmek Magosa’yı bir daha görmek  dedi. Ona Lefkoşa ve Mağusa diyemedim. Malum bizim Bakırcı bakanımızdan bile Mağusa’yı Magosa olarak duya duya öyle bellemiş. Lefkoşa’yı Lefkoşe, Mağusa’yı da Magosa bellemiş garibim.   Bir ‘WOW’ daha çektikten sonra uçağın içerisinde kayboldu. O dağlara, çöplere, tarihi eserlere, dağdaki bayrağa bakarak ‘WOW’ çekerken bende onun arkasından daha fazla öğünmemek için  ‘WOW ‘ çektim demişti. Arkadaşımın bu yazısı sonrasında Mersin’deki Akdeniz Oyunlarında, Trabzonda’ki Gençler Olimpiyatlarından sonra İstanbul’da düzenlenen Balkan Şampiyonasında Türkiye’nin tanımam dediği Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağını görünce bir wow da ben çektim. Eh hadde o zaman tanımadığımız Kıbrıs Cumhuriyetinin şerefine Fon deep yapalım. ***** Sahibine Mesajlar Sayın Zorlu Töre, Bayrak üstünde lahmacun muhabbeti, Vatan Millet Sakara Nurlu Ufuklar kitabının hangi sayfasında yazılıdır lütfen söylermisiniz? Ben sizin yazdığınız seri halindeki bu kitabın 120’nci bölümüne kadar tüm kitaplarınızı aldım. Ancak 250 kitap tarafımdan henüz alınmadı. Herhalde Bayrak üstünde lahmacun dansı ve barak üstünde gözleme yiyerek kımız niyetine meyve suyu içmek o kitaplardan birinde yazılıdır. Lütfen Vatan, Millet Sakara, Nurlu Ufuklar kitabının o bölümünü bana gönderirseniz memnun olurum. ** Sayın Faiz Sucuoğlu, doktorluktan lahmacun gözlem eri rütbesine terfi etmişsiniz. Kutlarız. Zaten doktorluktan sonra vekilliğin de suyu çıktı. Millet artık ne varsa yiyecekte var diyor. Dağ Başını Duman almış marşı ile Bayrak sosu ile bezenmiş lahmacunlar mideye bir başka iniş yapar değilmi? Yalnız lahmacun ve gözlemelerin tümü Türk Bayrağının üzerine serpiştirilmiş durumda. KKTC Barağı benim üzerimde yalnız meyve sularını bıraktılar. Biz üvey Yavrumuyuz diye şikâyet ediyor. Bundan sonra biraz lahmacun, biraz da gözlemeyi Yavrunun barağının üzerine koymayı lütfen ihmal etmeyin ** Sayın Sibel Siber, Atatürk Stadındaki manifesto açıklama toplantısı görkemli geçti. Birçok televizyon olayı canlı olarak verdi. 5-6 Televizyon sizin manifestonun ayağına platin takıldığı için topallayarak, eli alçıya alındığı için yampuri yampuri gittiğini, ve kalçası çıktığı için aksak yürüdüğünü cümle aleme izlettirdi. Bin bereket versin ki davet etmediğiniz AS TV bu aksaklıkları vatandaşa izletme şansızlığını yaşamadı. Önce kalbimiz kırıldı. Ancak yaşananlar sonrasında kalbin kemiği olmadığını ve kırılmadığını anladık. Sayın Siber, siyaset ve onun getirdiği koltuk turşu suyu gibidir. İçenin midesi bulanır. İçmeyenin ağzı sulanır. Şuan koltuğa bakarak ağzınız sulanıyor. Ama yakında içtiğini sandığınız o turşu suyunun midenizin bulandırmayacağını kim garanti edebilir ki? ** Sayın Levent Özverel, bakıyorum şu sıralar vatandaşın sağlığı için Lefkoşa’nın altını üstüne getiriyorsunuz. Süt, hellim, et, restoran derken bu defa vatandaşa sağlığa aykırı et satan kasapları mimlediniz. 13 kasap denetlenirken vatandaşa sağlıksız et satan kasaplara da mühürü basıvermişsiniz. Bu kasaplar Hanya’nın Girit’te, Konya’nın da Türkiye’de olduğunu anlamışlardır sanırım. Sayın Levent Özverel vatandaşlar birçok ülkenin kahpesi lider, kurnazı milyarder, Levent gibii vatandaşını düşünenler de hep sahtekârlar ile mücadele eder diyor. Yola devam. ** Sayın Zehra Uzmaner,  öncelikle Çamlıbel’de 39. Tümen Komutanlığı'nın önündeki anayoldan bahsetmek isterim. Yol altı metre iken. Boru döşemek için kazılan yolu  şimdi beş metreye düşürdüler. Yol  elli cm Aşağıya düştü. Mecburi bankete düşmek zorunda kalıyorsun. Sonucunda da kaza yapıyorsun. Adalet bu mudur diye soruyorsun. Ah Zehra gardaşım ah. Adalet abla öldü. Adil amca yoğun bakımda. Umut ise trafik kazası geçirdi ve kırılan kemikleri için hastanede yatıyor. ** Sayın Hasan Atik ben Akıncıya destek veren sol kökenli bir ideolojiye sahibim. Bazı CTP’li arkadaşlarda Sn. Akıncıya destek çıkacaklarını söylüyorlar. Ancak bazıları da sizin programınızın CTP adayına çok zarar verdiğini ve yayından kalkması gerektiğini söylüyorlarmış ve bunun yollarını arıyorlarmış. Yakında tatile çıkabilirsiniz dediniz. Hasan gardaş alıştık. Aha kapı dedikleri anda ceketi alır bay bay deriz. Sevgili Hasan biz bazı gazeteci arkadaşlarımız gibi goygoycu değiliz. Kısacası Penguen de tavukta uçamaz. Ama birisi yüzerken tertemiz kutuplarda, diğerinin burnu ise gezinir eşelediği b…k çukurunda. Bilmem farkı anlatabildim mi? ** Sayın Durmuş Kolay abi biz CAS çalışanları 11. Gün oldu hala daha çadırdayız. Başbakan, hükümet, bakanlar ve vekiller bizi unuttu. Ama lütfen siz bizi unutmayın. Çok zor günler geçiriyoruz. Biz iş değil güvence istiyoruz dedin. Dedin ama emir erleri seni duymadı be Durmuş. Şayet anasının mümtaz birelerinden birisi bizim emir erlerine çözün şu işi derse o zaman şipşak bu işi bitirirler. Sevgili Durmuş sakın unutmayın. Umut Hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçinde kar da yağar fırtınada.. Ama çiçekler açmaya hep devam eder. Şu an kar yağıyor ve fırtına var. Ama inanın birgün çiçekler sizin için açacak. ** Sayın Sezai Sezen Büyükkonuk Belediye Başkanlığından sonra gez göz, arpacık diyerek AKP Milletvekil adaylığını hedef yapmışsın. Çukurova İlçe Başkanlığı tabelası yazılı masada sizi görünce inanın gururlandım. Meğer ne cevherler yetiştirmişiz de kıymetini bilmemişiz diye de hayıflandım. Boş ver. Bu defa Turna’yı gözünden vur diyeceğim ama senin arpacık eğri. Nişanı ters alıyorsun. Nerden mi bilirim? Geçen defa Büyükkonuk Belediye Başkanlığı seçimlerinde görmüştüm. Eğri arpacık nedeni ile hep karavana atmıştın ya. [caption id="attachment_53710" align="alignleft" width="650"] Günün Fotoğrafı[/caption]