Araştırma: Sanayileşmiş ülke bebekleri anne sütünü sindiren bağırsak bakterisini kaybediyor

Stanford Üniversitesi araştırmacıları, sanayi toplumlarında bebek bağırsak mikrobiyomlarının erken gelişiminde kritik rol oynayan bir bakteri türünün yok olmaya başladığını keşfettiler.

Fotoğraf: William Fortunato/Pexels

Doğumdan hemen sonra neredeyse tamamen steril olan bebek bağırsağı zaman içinde mikrobiyom olarak bilinen trilyonlarca mikrobiyal hücre topluluğu haline gelir. Emzirilen bebeklerin sağlıkları, mikroplarla savaşan iyi bakteriler için besin sağlayan anne sütüyle sağlam bir başlangıç ​​yapar.

ABD’deki Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde hem araştırma hem de klinik çalışma yapan bilim insanları, anne sütünü sindirmede başarılı olan bir bakterinin yok olmaya başladığını, bunun kronik iltihaplanma gibi sağlık sorunlarını artırabileceğini belirtiyor.

 

Anne sütü şekerini parçalıyor

Çalışma şu şekilde gerçekleştirildi:

Araştırmacılar, bağırsaklarda yaşayan ‘Bifidobacterium’ cinsindeki bakterilerin, anne sütü veya mamayla beslenip beslenmediklerine bakılmaksızın, dünya çapında altı aylıktan küçük bebeklerin mikrobiyomunda en yaygın tür olduğunu buldu.

Science dergisinde yayınlanan makaleye göre Bifidobacterium infantis (B. infantis) adlı tür, ‘oligosakkaritler’ olarak bilinen özel bir anne sütü şekerini etkili bir şekilde parçaladı, ayrıca bağışıklık sistemini ve bakteriyel mikrobiyom gelişimini artırdı. Bu türün, sanayileşmemiş toplumların bebeklerinde çok daha yaygın olduğu anlaşıldı.

Buna karşılık, süt şekerlerini parçalama kapasitesi sınırlı olan ‘Bifidobacterium breve’nin sanayileşmiş ülkelerin bebeklerinde en yaygın tür olduğu görüldü.

 

Sanayi toplumunda bozuldu

Makale, emzirmenin sanayileşmiş ülkelerde etkili bakteri türlerinin miktarını artırdığını ancak sanayileşmemiş ülkelere oranla yine de düşük kaldığını gösterdi.

Makalenin başyazarı olan mikrobiyoloji ve immünoloji profesörü Justin Sonnenburg, “Bağırsak mikrobiyomunun özelliği değişebilir olmasıdır, bu nedenle zaman içinde bozulabilir. Geçen yüzyılda sanayileşmiş ülkelerde bu olmuştur” diyor.