İşte Arıklı'nın yaptığı açıklama;
"Bu Hükümet, bir reform hükümeti olarak kuruldu. 3 Parti Ülkenin yıllardır bekleyen ve kangren haline gelen sorunlarını çözme iddiası ile iş başına geldik.
29 Vekil desteğine sahip, komitelerde çoğunluğu olan, önünde bunları yapabilecek yeterli süresi de bulunan bu Hükümetin özlenen reformları yaparken, işinin hiçte kolay olmadığını biliyorduk.
Ve yine biliyorduk ki; yıllardır üzerinde çalışılan ama bir türlü yapılamayan bu reformların önündeki en büyük engel, statükoyu koruyan bekçilerdir.
Sendikalar, Bürokrasi
,Sivil Toplum Örgütleri
,Klasik muhalefet anlayışı bu düzenin ve statükonun amansız bekçileridir.
Reform yapmak isteyen Hükümet, bu güç odakları ile mücadeleyi göze alır ve kazanırsa o zaman İKTİDAR olur. Yoksa sıradan bir Hükümet olarak, diğer 40 küsür hükümetin arasında yerini alır ve kaybolur gider.
Bu Hükümet, ilk iş olarak yaklaşan Seçimleri de düşünerek Yerel Yönetimler Reformunu gündemine aldı. Yaşadıklarımız ortada. Bu konuda kararlılığımız da ortada. Geri adım atmamız söz konusu bile değil.
Hükümetimiz, reformları yaparken elbette ki uzlaşı ve ortak aklı arayacak. Ama bu olmuyor diye reformları öteleme şansımızın olmadığının da farkındayız.
Sendikalar bu statükonun en büyük ve amansız savunucusudur. Yıllardan beri sürekli isteyen ve popülist politikacıların vermesi ile semizleşen bu sendikalarla mücadeleyi göze alamayan hiç bir hükümet, reform falan yapamaz.
Nitekim bir güç gösterisi histerisi içinde olan EL-SEN, borcu olmadığı halde başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere aralarında bizim Bakanlığımız da olmak üzere bir çok Bakanlığın elektriğini kesmiş, Bakanlıklarda iş yapılmasını engellemiştir. Elektriği kesilen ve vatandaşa hizmet veremeyen bütün kurumlar da polise şikayette bulunmuşlardır. Şikayetleri geri çekmek söz konusu bile değildir.
Sendikaların önümüzdeki süreçte çok daha katı muhalefetine direnemeyeceksek reformları yapma idealimiz, bir hayal olmaktan öteye gitmez.
Herkese hayırlı pazarlar..."