Sosyal medya ve yalan haberler aracılığıyla beslenen aşı karşıtlığının insan yaşamı üzerindeki tehlikeli etkileri yapılan çalışmalarla ortaya kondu. Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerini inceleyen uzmanlar, aşı karşıtlığı nedeniyle, Avrupa'daki kızamık vakalarının son 20 yılın en yüksek seviyesinde olduğunu belirtti.
The Guardian'ın Dünya Sağlık Örgütünün verilerine dayanarak yayınladığı analizde, Avrupa'da, sosyal medyanın da etkisiyle gittikçe güçlenen aşı karşıtlığı hareketinin kıtada yaşayanların yaşamını tehlikeye attığı çarpıcı verilerle ortaya konuldu. 20 yılın en yüksek seviyesine çıkan kızamık salgınları, bu durumun yarattığı sonuçlardan bir tanesi.
Dünya Sağlık Örgütünün açıkladığı verilere göre, Avrupa'daki kızamık vakaları bu yıl 60.000'in üzerine çıkacak. Bu sayı geçen seneki kızamık vakalarının iki katından fazla ve içinde bulunduğumuz yüzyılın en yüksek seviyesi.
'SADECE KIZAMIKLA SINIRLI DEĞİL'
Sağlık uzmanları, aşı karşıtlığının sadece kızamık ile sınırlı kalmadığını, grip ve diğer hastalıklarda da benzer bir şüpheciliğin özellikle sosyal medya tarafından yayıldığını belirtiyorlar.
Avrupa Birliği Sağlık Komisyonu üyesi Vytenis Andriukaitis, sağcı politikacıların popülist kaygılarla bu konuda "sahte haberler" bile yaymaktan geri durmadıklarını ve oluşan şüphe ikliminden sorumlu olduklarını belirtti. Aynı zamanda eski bir kalp cerrahı olan Andriukaitis, kızamık nedeniyle gerçekleşen çocuk ölümlerinin kabul edilemeyeceğini, 2020 yılına kadar Avrupa'da kızamık hastalığının yok edilmesini gerektiğini ve aşı karşıtlığı sebebiyle artan salgınlar konusunda sadece kendisinin değil bütün bilimsel toplumun (epidemiyologlar, çocuk doktorları, bulaşıcı hastalık uzmanları ve çok sayıda sağlık bakanı) endişelendiğini de ekledi.
'
Bildirilen Kızamık Vakaları, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi
SAĞCI POLİKİTACILAR, AŞI KARŞITLIĞINI BESLİYOR'
ABD, İtalya, Polonya ve Fransa gibi ülkelerdeki halk sağlığı uzmanları, popülist sağcı politikacıların aşı karşıtlığı hareketini destekleyerek okul öncesi bağışıklama gibi oldukça önemli ve zorunlu olan sağlık önlemlerinin kendi çıkarları uğruna sorumsuzca tartışma konusu yapılmasını eleştirmektedirler.
Örneğin Fransa'da bu gibi sorumsuzluklar nedeniyle 2010 yılında aşılama oranlarında keskin bir düşüş, ardından ertesi yıl kızamık vakalarında ani bir artış yaşandı. İtalya'da aşılama oranları 2014'te düştüğünde vakalar ayda birkaç düzineden yüzlerce kişiye çıkmıştır. Romanya'da aşı kapsamı yüzde 90'ın altına düşmüş durumda; 2017 itibariyle ayda 1000'den fazla yeni vaka gözlenmeye başlandı.